İsmet İnönü, “Bir ülkede vatansever, namus erbabı, en az bunlardan yoksun olanlar kadar cesur ve kararlı olup, bunlara hadlerini bildirmelidirler…”, “Ben hata yaparım, ancak aynı hatayı ilk defa yapmam.” Gene, İsmet Paşa “İkinci Dünya Savaşı sıralarında, vatandaşların arasındayken bir çocuğun “Paşa, Paşa bizi ekmeksiz bıraktın” demesine karşılık “Evet, ekmeksiz bıraktım ama babasız bırakmadım” demiştir. Paşa’nın “Sizi ben bile kurtaramam”, “Eşkıyanın bu gece ne yapacağı bilinmez” sözleri hatırlardadır. Gene İnönü, “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye o dünyada yerini mutlaka alır” demişti. 

Siyaset ustası Demirel’in bir çok ilginç sözleri vardır. Örneğin; “GAP’ı, gaptırmam”, “Neyin olacağını görmek için, neyin olmayacağını görmek gerekir”, “Yollar yürümekle aşınmaz”, “Turpun büyüğü heybede”, Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konserinde “İşte, Atatürk’ün istediği Laik Türkiye ve Atatürk’ün Çocukları”, “Barışmayı bilmeyen, küsmesin, kavga etmesin”, “Türlü, çeşitli”, “Dünün güneşi ile bugünün çamaşırını kurutamazsınız”, Varto depreminden sonra, orada bir taşın üzerine çıkarak, “Yıkılanların yerine daha iyisini yaparız, yeni bir Varto inşa ederiz, ancak ölenleri geri getiremeyiz”, “Yahu,  dünyanın öbür ucundaki darbelerden haberimiz oluyor, burnumuzun dibinden haberimiz olmuyor”, Anıtkabir’de, Atatürk’ün makamında, İsmet Paşa’ya büyük saygı göstererek, “Ben, muhalefet liderine değli, Büyük Atatürk’ün, Milli Mücadele arkadaşı, Büyük Devlet Adamı İsmet Paşa’ya saygı gösteriyorum” demiştir. “Dün dündür, bugün bugündür”, “Siyasette 24 saat bile çok uzundur” sözleri de Demirel’e aittir. 

Turgut Özal, İzmir İktisat Kongresi’nde, “Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir meselesi yoktur, eğer önümüzdeki 10 yılı iyi değerlendirebilirsek, hiç şüphem yok ki, Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında girecek, 21.yüzyıl Türk asrı olacaktır”, “Çözümün yolu bellidir, Büyük Atatürk’ün gösterdiği yoldan yürüyeceğiz.”, “Benim çağ atlayan Türkiye sloganım, aslında Büyük Atatürk’ün muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak idealedir”. Gene Özal ANAP icraatları ile ilgili olarak, “Bizim, hakikat kıldığımız yere, onların hayalleri dahi ulaşamaz”. Kendisine yapmak istediği projelerle ilgili olarak, “Efendim, Anayasaya, Yasalara aykırı” diyerek engeller çıkaran bürokratlara “Yahu, Anayasayı bir defa delmekle birşey olmaz” demiştir. Ankara’da suikasttan sonra “Allah’ın verdiği canı yine Allah alır, biz Yüce Rabbimizin ipine sıkıca sarılmışız”. Kendi yaptırdığı Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden arabasını sürerek geçerken, “Semra, attır bir kasette, neşemizi bulalım” demişti. ABD Başkanı Bush’a, “Ben senden para istemiyorum, ticaret istiyorum, Amerika’ya ihracat yapmak istiyorum” demişti. Gene 1987’de Avrupa Birliği’ne üyelik müracatında bulunurken, “Uzun ince bir yola girdik, üye olmak için önce Avrupalı gibi olmalıyız”, siyasi hakların iadesi konusunda ‘Keşke referandumla değil, TBMM’de bu işi çözseydik” demişti. Özal kibar bir liderdi. Kızdığı zamanda, “Bak gözüm”, daha da kızarsa “Bak kardeşim, iki gözüm” derdi…

Bülent Ecevit’in, yanına Genel Kurmay Başkanı Org. Semih Sancar’ı alarak, 20 Temmuz 1974, Kıbrıs Harekatı sabahı söylediği “Biz Kıbrıs’a barış için gidiyoruz, sadece Türklere değil Rumlara da barış için gidiyoruz. Umarım ordumuza ateş açılmaz, kan dökülmez” sözleri tarihe geçmiştir… Ecevit’in yine “Toprak işleyenin, su kullananın”, AB ile ilgili olarak “Onlar ortak biz pazar olmak istemiyoruz” sözleri hatırlardadır. 

Renkli, son derecede zarif, kibar olan Erbakan’ın “Bunlar kalıcı değil, pansuman ilaçlarıdır”, “Sizi gidi zındıklar”, Bakanlar Kurulu sırasında oturan Demirel’e dönerek, “Gül bakalım, nereye kadar güleceksin” sözleri unutulmaz. Demirel’in, Cumhurbaşkanı seçildiği gün, Mesut Yılmaz’ın “Artık, Sn. Demirel siyasi rakibimiz değil, Cumhurbaşkanımızdır”, “AB’nin yolu, Diyarbakır’dan geçer” sözleri akıllardadır. 

Son dönem, bazı liderlerin “Allah ve Millet bizi affetsin”, “Demokrasi, bizi amaca götüren araçtır”, “Dindar ve kindar gençlik yaratacağız”, “Bu hasret bitsin”, “Ne istedinizse verdik”, “Milli görüş gömleğimizi çıkardık”, “Şam’a girip, Emevi Camiinde namaz kılacağız” sözleri manidardır. İstanbul yerel seçimlerinde söylenen “Kesinlikle birşeyler oldu ama hiç birşey olmadı”, “Herşey güzel olacak” lafları hala hatırlardadır. Bir de benden, şiar edindiğim bir laf “Partim için yaptığım her şey mutlaka ülkem için iyi olmayabilir, ama ülkem için yaptığım her iyi ve hayırlı iş, partim içinde yararlı olacaktır.” Şöyle de bir deyimim vardır; “Kişiler mi olayları yaratır, yoksa olaylar mı kişileri yaratır.” 

Demokrasi, siyaset bir nükte, zerafet işidir. En sert fikirler, görüşler, kırmadan, dökmeden, hakaret etmeden, özel hayatlara girmeden, siyasi, nazik üslupla ifade edilebilir. Önemli olan, siyasette ifade edilen sözlerin değerli, kalıcı olması, yıllarca emsal deyişler olarak hatırlanabilmesidir…