“Vatandaş yeni parti arıyor”, “Yeni Merkez Parti”, “Anavatan’a Doğru” başlıklı yazılarıma destekleyici tepkiler aldım. Bir defa şunu açık seçik anlatmak isterim ki, AKP’ye giden oyların büyük oranı ANAVATAN seçmenine aittir. ANAP kapandığı için, oy verecek partisi kalmayan ANAVATANLI seçmen kerhen AKP’ye oy vermiştir. Öte yandan, ANAPLI kadroların küçük bir bölümü de AKP’de siyasete devam etmektedir. Hemen akla Sn. Cemil Çiçek, Sn. Abdülkadir Aksu, Sn. Vecdi Gönül ve diğerleri gelmektedir. Şurası da bir gerçektir ki, AKP içindeki ANAPLILAR faydalı olmakta ve önemli fonksiyon ifa etmektedirler.
ANAVATAN ve Doğru Yol Partilerin güya birleşmesi sonucu ortaya çıkan Demokrat Parti tutmamıştır. Zaten kısa bir süre sonra da, tekrar ANAVATAN ve Doğru Yol Partileri isim olarak kurulmuşlar ancak, belli bir oy potansiyeline erişememişlerdir. Bununla beraber, gerek ANAVATAN, gerekse Doğru Yol Partisinde, gerekse Demokrat Partide bu partileri isim ve tabela olarak ayakta tutan arkadaşları tebrik ediyorum. Beni asıl düşündüren husus, Turgut Özal’ın ANAVATAN’ın da Sn. Demirel’in Doğru Yol Partisinde görev yapan değerli kadroların, Milletvekillerinin, Bakanların, parti yöneticilerinin bu değerli insanların bir köşeye çekilmeleridir.
Siyasette insan kolay yetişmez. Biliyoruz ki, 1980 darbesinden sonra altüst olan siyasette, o kadrolar tasviye edilmiş ve binbir güçlükle ANAP ve DYP’de görev yaparak yetişen siyasetçiler çıkmıştır. Bu siyasetçilerin bugün ben dahil, büyük çoğunluğu hiçbir yere gitmemiş, AKP’ye katılmamış, kendi köşelerinde bekliyorlar. Bu siyasetçilerin ellerini herşeyden çektikleri söylenemez. Bir defa siyasetin yaşı olmaz, kendini sağlıklı, hazır, tempolu, dinamik hisseden herkes siyaset yapabilir. Siyaset sadece Milletvekili olmakta değildir. Yerel yönetimlerde, belediyelerde, parti teşkilatlarında her safhada siyaset yapmak mümkündür. Aslında ANAP ve DYP’de görev yapan şuanda henüz genç olan insanlarda vardır. Geçen gün ANAVATAN ve Doğru Yol’da siyaset yapmış, Milletvekilliği ve Bakanlık görevinde bulunmuş olanları şöyle alt alta yazayım dedim, inanın bir anda yüzü aşan değerli insan belirdi. Belki hatırlayamadıklarım vardır, gücenirler diye bu isimleri buraya yazmıyorum.
Siyaset, vatana ve millete hizmetin en mukaddes ve hassas evresidir. Ülkenin yönetimini, huzur, esenlik, güvenlik içinde geliştirmek, refah devleti kurmak seçimler yolu ile sandıkta beliren milli irade ile siyasetçiye emanet edilmiştir. Önceki yıllarda ANAP, DYP, DSP, CHP, MHP ve diğer partilerde hizmet eden siyasetçilerin değerini şimdi mevcut siyasetçilerle mukayese edince, daha iyi anlıyorum.
Bu yukarıda saydığım partilere mensup siyasetçilerin bir kısmı, CHP ve MHP kadroları olarak TBMM’de hizmet yapıyorlar. Ancak, ANAP ve DYP yok edilmiştir. Ortadan kalkmıştır ve yazık olmuştur. O büyük fedakarlıklarla, dişten tırnaktan katkılarla yapılan Balgat’taki bizim ANAVATAN binasının önünden geçerken fena oluyorum. Eminim ki tüm ANAVATANLILAR aynı hissi yaşıyorlardır.
Amerika’da tahsildeyken bize şunu öğretmişlerdi, “bir işten kaliteli netice almak istiyorsan, o işi kaliteli insanlarla yapacaksın”, bu deyiş siyaset içinde geçerlidir. ANAP ve DYP’nin birleşmesinin başarısız olması sonucu ortada kalan ve hiçbir yere gitmeyen ANAP’lı ve DYP’li kadrolar ve seçmen, eğer akıllıca bir politika izlenebilseydi en az CHP’ye %20 oy getirebilirdi ve bu şekilde CHP’yi rahatça iktidara taşırlardı. Türkiye’nin büyük Önder Atatürk’ün İlke ve İnkılaplarının izinde çağdaş, medeni, gelişmiş bir refah devleti olmasını istiyorsak, bu yukarıda bahsettiğim Merkez Sağ kadroların artık ortaya çıkarak, karizmatik, bilgili, yetenekli, genç bir liderle siyasete ve ülke kaderine ağırlığını koymasının zamanı gelmiş ve geçmektedir. Bu siyaseten sadece gerekli olmayıp, bir vatan borcu olarak düşünülmelidir.