SİYASET VE DEMOKRASİ
Selçuk MARUFLU
Güven Grubu tarafından, Tarihi Sepetçiler Kasrında, düzenlenen; Temiz Siyaset Konulu; Paneller Dizisinin, son bölümünde, bu sefer, daha önceki panellerde dinleyici olarak bulunanlar söz aldı. Yani, dinleyicilerin sesleri yükseldi. Ben genellikle, bu tür panellerde, hep konuşmacı olurum. Bu sefer davet etmelerine rağmen, gündem yoğunluğum nedeni ile katılamadım. Ancak; Dinleyici olarak bazı bölümlere katılabildim.
Dinleyicilerin panelinde; genelde, dinleyiciler, belkide Medya/Basının etkisinde kalarak, TBMM'ne ve Onu oluşturan, Milletin Temsilcisi Milletvekillerine, bazen dozu ağıra kaçan, hücum ve tenkitlerde bulundular. Bunun üzerine söz aldım ve özetle, aşağıdaki hususları dile getirdim. Türkiye Yönetim şekli olarak, Demokratik Sistemi, daha genel ifade ile Laik Demokratik Cumhuriyeti seçmiştir. Demokrasilerde halkın tamamı yönetime katılamayacağından, seçim mekanizması (Sandık) yolu ile Millet, kendini temsil edecek, Milletvekillerini seçer ve Meclise yollar. Yani Milletvekilleri halkın kendisi ve sesidir. Parlemento binası, Milletvekilleri olmazsa, boş bir mekandır, anlamsızdır. Mecliste Milletvekilleri, "Hakimiyet Kayıtsız Şartsız, Milletindir " sözleri ile görev yaparlar.
Bu nedenle, Parlementoya (Meclise) ve Milletvekillerine yapılan hakaretler ve hiç bir meslekte olmayan hücumlar, aslında, Millete karşı yapılmış sayılır.
Meclisi ve Milletvekillerini insafsızca, eleştirenler, eğer Demokratik Parlementer Rejimden memnun değillerse, nasıl bir Rejim istediklerini açıkça söylemelidirler. Ne istiyorlar, Diktatörlük mü? Teokratik Devlet mi, nedir?
Bugün, Milletvekillerinin aldıkları, ayda 5 milyar TL maaşı çok görenler, neden!, başarısızlığı ortada, Milli Takım Antrönörünün ayda aldığı 75 milyar TL' yi, Futbol Federasyonu Genel Sekreterinin, ayda 25 milyar maaşını, bir TV. Haber Spikerinin ayda 40 milyar TL. maaşını, neden görmüyorlar!
Medya/Basında, köşe yazarlarının aldıkları, astronomik maaşlar, Borsa ve Takasbank' a ödenen, akıl almaz rakamlar, üst ve Bağımsız kurulların mensuplarının, ücretleri neden, gözden kaçırılıyor.
Türkiyede, 367.000 lojman varken, bunların, yarıdan fazlası, Milli Savunma, Emniyet ve Yargıya ait olup, her yıl yenileri eklenirken, neden, sadece; 550 Milletvekillerinin lojmanları ellerinden alındı ve satışa çıkarıldı!
Bürokraside, üst kurullarda, Devlet de, hatta Özel Sektörde çalışan Genel Müdürlerin, Başkanların odalarındaki lüks ile Mecliste, Milletvekillerine reva görülen 5 m2 izbe, karanlık, 3 kişinin giremediği, görev odalarını gören yokmu?
Öğretmen evleri, Hakim evleri, Ordu evleri, Polis evleri ve diğer konaklama tesislerine, kamplara, bakın ve birde Ankara'daki, Bayraklı sokak GOP, Parlementerler evine bakın, aradaki farkı mukayese, edin. Bu nedenle, Meclise ve Siyasetçiye karşı, insafsız olmamak gerekir. Mecliste her dönem görev yapan 550 milletvekilinin, büyük çoğunluğu, bu yüce görevin bilincinde olup ve karla görevlerini ifa etmektedirler. Her toplulukta olduğu gibi, Meclistede yanlış yollara tevessül eden, hatta suç işleyen Milletvekilleri olabilir. Meclis, kendi iç tüzük prosedürü ile kötü insanları, iyi insanlardan ayırır ve adalete teslim eder. Dokunulmazlık, tüm Demokrasiyle yönetilen Ülkelerde Demokratik Sistemin ayrılmaz parçasıdır ve kaldırılamaz. Milletvekillerinin Yasama görevini, hiç bir şeyden korkmadan, çekinmeden, hiç bir tehdit, şantaj ve iftiradan yılmadan, yerine getirmesi için, dokunulmazlık şarttır. Dokunulmazlığı kaldırmaya yönelik girişim ve davranışları, Demokratik Rejime ihanet olarak gördüm. Öte yandan, Milletvekillerine araba tahsis edildiği, benzin verildiği, Posta, telefon masraflarının, karşılandığı, bir takım indirimler yapıldığı, külliyen yalandır.
Birçok Milletvekili arkadaşım, çok daha iyi şartları, imkanları bırakarak, bu Yüce görevi yerine getirmek ve Milletine Siyaset yolu ile hizmet edebilmek için, Meclisin kutsal çatısı altına, çok zor ve yıpratıcı seçim kampanyasını geçerek, gelmişlerdir. Milletvekilliği tüm mesleklerden, daha zor bir meslektir, görevdir.
Türkiye'de, Siyaset herkese açıktır. Herkes Siyasi Parti kurabilir, Politikayla uğraşabilir ve uğraşmalıdırda.....
Ancak, Türkiye' de Siyaset yolu ile iktidara talip olmanın, olmazsa olmaz, vazgeçilmez şartları vardır. Bunlar:
- Laik Demokratik Cumhuriyet
- Atatürk İlke ve İnkilapları
- Ülkenin Bölünmez Bütünlüğü
İşte, bunlardan vazgeçmek mümkün değildir. Eminim ki, bu ilkelerin altına, bu Vatanı, Milleti seven herkes, imza atar.
İktidara gelinceye kadar, hatta iktidarın ilk dönemlerinde, bu İlkeleri, kabul eder gibi görünenler, aslında bunları rahatsız edici bulup, sağından solundan, en önemlisi, alttan oyanlar olabilir! Bu, çok tehlikeli bir oyundur ve Demokratik Rejimi tehlikeye uğratabilir ve bazende sekteye sebebiyet verir. Bu nedenle, Demokrasi tahammüllere dayalı olması gereken, bir kültür, hassas ve nadide bir çiçektir. İyi bakılıp korunmalıdır. Demokrasiyi, bir kültür olarak yerleştirmek, koruyup kollamak Milletimize aittir.
Yorumlar