Siyasetçi olduğumdan TV’lerdeki tartışma programlarını izlerim. Gerçekçi, objektif, doğrucu görüşler yer almıyor. Bir grup TV, kendi yandaşlarını sürekli çağırıp, iktidarı eleştiriyorlar. Diğer bir grupta ise, daha ziyade hükümete, iktidara yakın isimler çağırılıp, icraatlar methediliyor. İşin ilginç yanı, dış politika, iktisadi konular, finansman, ziraat, sanayi, güvenlik, sosyal sorunlar, çevre, kültür, spor vs. tartışılıyor. Katılanlar bunların hepsine vakıflar, her şeyi biliyorlar, fikir yürütebiliyorlar.  Gene bir tuhaflıkta, her gece katılanlar, aynı insanlar! Örneğin titri, güvenlik uzmanı diye yazanlar, ekonomi ve maliye politikalarını anlatıyorlar. Daha da ilginç olanı, askeri kökenli paşalarda, her gece oradalar, her konuda fikir beyan ediyorlar. Bir de her gece TV, TV dolaşan eski bakanlar, büyükelçiler de her konuyu biliyorlar! Aslında hem bize, hem de onlara yazık oluyor!

Son zamanlarda Yunanistan’ın, Türkiye karşıtı tutum ve hareketlerine karşı adeta savaşa girme çığırtkanlığını izliyoruz. Yunanistan’ın silahlanması, ABD’nin Yunanistan’da yeni üsler kurması, Türk-Yunan silahlı kuvvetleri karşılaştırmaları izleniyor! Konuşmalarda, Türkiye’nin kara, deniz, havadan, Ege adalarından, Yunanistan’a nasıl ve nerelerden taarruz edebileceğini öğreniyoruz. Acaba bu iki ülke arasındaki gerilim ve tırmanış olumlu bir şey mi? Bir defa, zaten Türkiye, ülkemizi bölüp, topraklarımızda ayrı bir devlet kurmak isteyen PKK terörü ile amansız bir mücadele veriyor. Büyük bütçeler harcanıyor, en acısı şehitler, yaralılar kaybediyoruz. Suriye’de, Kuzey Irak’ta da mücadelemiz, çok zor koşullarda sürüyor. Türkiye, Suriye’den, Afganistan’dan, Pakistan’dan, istenmeyen büyük sorunlar yaratan sığınmacı, göçmenlerle uğraşıyor, onlara bakıyor, kendi halkı için harcaması gereken büyük meblağları sarf ediyor!

Kıbrıs’ta, Kuzey Irak’ta, Türk soydaşlarımızı korumak, onlara sahip çıkmak vecibemiz var. Bütün bunları yaparken, Türkiye ekonomisinin büyük sorunları mevcut. Hayat pahalılığı, enflasyon tahammül sınırlarını aşmış durumda!! İşsizlik had safhada! Bu durumda bile, tarım, sanayi diğer sektörler, üretimlerini sürdürüyorlar. Şimdilik hiç bir malın sıkıntısı çekilmiyor. Ancak, pahalı! Bazı pozitif durumlar mevcut. Her şeye rağmen, turizmden, ihracattan büyük ümidimiz var. Bu gelirlere ihtiyacımız vardır. Bizim ANAP iktidarımızda, Özal’ın yaptırdığı 5 yıldızlı otel ve tatil köylerimiz, çok şükür dolu. Şimdi siz tasavvur ediniz, kritik bir dönemeçten geçen Türkiye, bir savaş, gerilimle karşı karşıya kalırsa ne olur. Üstelik Rusya-Ukrayna savaşının sürdüğü, bir süreçte...

Yunanistan, ABD ile olumlu ilişkiler kurmuşken, bizim hemen hemen herkesle aramız açık. Bunları düzeltmeye çalışıyoruz, şimdi! Yahu, madem düzelteceksin, neden bozdun, demezler mi!! Türkiye’nin en iyi yetişmiş, bilgili, tecrübeli, kariyerli insan gücüne sahip, hariciyeyi, devre dışı bırakmanın, diplomasi mesleği ile alakası, eğitimi olmayan insanları, büyükelçi yapmanın ceremesini ödüyoruz, ödeyeceğiz!

Şimdi, siz TV’lerde, savaş goygoyculuğu yaparken, savaş ortamında, bu ülkeye, turist, yabancı sermaye, kredi, iş adamı gelmeyeceğini düşünmüyor musunuz? Özal, ABD ile olumlu ilişkilere, Türkiye’nin ali menfaatlerini düşünerek, büyük önem vermiş, ABD Başkanı George Bush ile yakın dostluklar kurmuş, Bush’a, “Ben senden para değil, ticaret istiyorum” diyerek, ABD’ne ihracatı başlatmış, IMF ve IBRD’den istediği kredileri almış, ordumuzu yeni silahlar, savaş gemileri ile takviye  etmişti. Şu anda hava kuvvetlerimizin göz bebeği, F-16 uçaklarını, Türkiye’de imal etmişti. 300 adet. Daha ne söyleyeyim! Bak, bu uçakların yapımından itibaren 34 yıl geçti, artık eskidiler, Türk Hava Kuvvetlerine en kısa sürede 500 adet savaş uçağı (F35) gerekiyor. Yunanistan alacak, biz de almalıyız. Ülkeler arası ilişkiler, çıkarlara dayalıdır. Bizim için birinci öncelik, Türkiye’mizin menfaatleridir. ABD dahil her ülke ile çıkarlarımızı ön plana alan ilişkiler kurmak için, yeni yaklaşım, politikalara, değişimlere gereksinim vardır. Devlet Planlama, Hariciye devreye girmelidir.

Bir hususu daha ifade edeyim. Tüm dünyanın büyük sıkıntılar yaşadığı bir dönemde, biz millet olarak hiç istifimizi bozmuyor, her şey elimizin altında olsun, fazla çalışmayalım, ama iyi maaş alalım, sıkıntıya girmeyelim, fedakarlık yapmayalım istiyoruz! Almanya başta olmak üzere birçok ülke zor ve fedakarlık isteyen bir kış mevsimine hazırlanıyor. Alman milleti disiplinli, zorluklara karşı mücadele eden bir millettir. Önümüzdeki dönemde, iktidarda kim olursa olsun, Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak için, ulusça feragat ve fedakarlık isteyen sürece hazır olmalıyız. Yunanistan’la bir savaş, iki ülkeye de büyük zarar verir. Türkiye’yi bekleyen asıl savaş, stratejik, iktisaden, silah gücü ve ordu olarak güçlü olmak ve gelecek nesillerin refahı için mücadele savaşıdır.