KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ın iki günlük Ankara ziyareti sırasında ve sonrasında kamuoyuna verdiği mesajlar gayet yerinde ve olumludur… Her şeyden önce, Talat’ın Ankara ziyaretinde ki protokol işlemlerinin eksiksiz olması ve kendisine her zamankinden çok daha fazla ilgi gösterilmesi bizleri fazlasıyla mutlu etmiştir… Çünkü yıllardan beridir yazdığımız gibi Kıbrıs’ta oynanan en büyük oyun, Anavatan- Yavruvatan ilişkilerini zedelemek ve sonuçta bitirmektir! Bu ziyaret bize bir kez daha göstermiştir ki, Ankara’da veya Lefkoşa’da hangi siyasi partiler hükümet olursa olsun, bunların siyasi çizgileri ne kadar uyuşmasa da Kıbrıs konusunda ki birliktelik yıllardan beridir olduğu gibi şimdi de mükemmel bir şekilde devam etmekte ve etmeye de adaydır! Talat’ın Ankara dönüşünde Ercan’da yaptığı basın toplantısında ‘hiçbir konuda görüş farklılığımız yoktur’ ifadesi bile Rum’u çileden çıkarmaya yetmiş, ve hangi siyasiler iş başında olursa olsun, Türkiye-KKTC ilişkilerinin hiçbir zaman zedelenmeyeceği bir kez daha ortaya konmuştur! Bu samimi ziyaretlerin daha sık ve karşılıklı şekilde olması, hem iki ülke arasında ki ilişkilerin daha mükemmel olmasını sağlayacak, hem de dünyaya mesaj bakımından, Türkiye’nin her şartta Kıbrıs Türkünün arkasında olduğunu göstermesine vesile olacaktır… Bu önemli ziyaret başladığı gibi yine biterken de mükemmel sonuçlanmış ve herkes kendi payına alacağı mesajı almıştır! … Güney Kıbrıs’ta önümüzde ki ay içinde Kıbrıs sorununu da yakından ilgilendiren başkanlık seçimleri vardır! Kuzey Kıbrıs’ta da gözler bu seçimlere çevrilirken, tüm siyasi partilerin liderleri bu seçimler için tahminler yapmakta, hangi isim seçilirse Kıbrıs sorununa etkilerini tartışmaktadırlar! İşte burada Talat, iyi bir devlet adamı olma yolunda hızla ilerlediğini bir kez daha göstermiş ve Kıbrıs sorunun Güney’de ki seçimlere kilitlendiğini ama bunun doğru olmadığını ifade etmiş ve Rum seçimlerine endeksli bir Kıbrıs sorunun sağlıklı olarak çözülemeyeceğini ima etmiştir! Sayın Talat’ın da dediği gibi, Kıbrıs sorunun Rum seçimlerine ve liderlerine endeksli olması, Kıbrıs Türkünün, Rum’un uydusu olmaktan öte bir şey değildir… Zira, KKTC’de siyasi görüşleri değişen liderlerin işbaşına gelmesinden sonra çözüme yönelik çabalar artarken, Güney Kıbrıs’ta ki iktidarlar ister sağ olsun ister sol, Kıbrıs sorununa, Türkiye’ye ve Türk askerine karşı fikirlerinde hiçbir farklılık göstermemekte, bu da Kıbrıs sorunun çözümünü imkansız hale getirmektedir! Rumların, Kıbrıs sorununa bakış açıları ne olursa olsun, Türkiye ile KKTC ilişkileri her zaman en üst düzeyde tutulmalı ve Kıbrıs sorunun yanında diğer iç konularda da devinimlerin olması için gayret gösterilmelidir! Kıbrıs konusunda her zaman ve hiç değişmeyecek inancımız şudur; Rumlarla eşit şartlarda masaya oturmak için, en az onlar kadar güçlü bir ekonomik ve sosyal yapıya sahip olmamız gerekmektedir! Bu sağlanmadıkça da Rumun uydusu görünümünden kurtulmak mümkün değildir… Kıssadan Hisse İnanıyor musunuz? Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal traşı olmak için berbere gitti. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete başladılar.Değişik konular üzerinde konuştular. Birden Allah ile ilgili konu açıldı… Berber: ” Bak adamım, ben senin söylediğin gibi Allah’ın varlığına inanmıyorum.” Adam: ” Peki neden böyle diyorsun?” Berber: ” Bunu açıklamak çok kolay. Bunu görmek için dışarıya çıkmalısın. Lütfen bana söyler misin, eğer Allah var olsaydı, bu kadar çok sorunlu, sıkıntılı, hasta insan olur muydu, terkedilmiş çocuklar olur muydu? Allah olsaydı, kimseye acı çektirmez, birbirini üzmezdi.Allah olsaydı, bunların olmasına izin vereceğini sanmıyorum…” Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir tartışmaya girmek istemediği için cevap vermedi. Berber işini bitirdikten sonra adam dışarıya çıktı. Tam o anda caddede uzun saçlı ve sakallı bir adam gördü.Adam bu kadar dağınık göründüğüne göre belli ki traş olmayalı uzun süre geçmişti. Adam berberin dükkanına geri döndü. Adam: ” Biliyor musun ne var, bence berber diye birşey yok” Berber: ” Bu nasıl olabilir ki? Ben buradayım ve bir berberim.” Adam: ” Hayır, yok. çünkü olsaydı, caddede yürüyen uzun saçlı ve sakallı adamlar olmazdı.” Berber: ” Hımmm… Berber diye birşey var ama o insanlar bana gelmiyorsa, ben ne yapabilirim ki?” Adam: ” Kesinlikle doğru! Püf noktası da bu! Allah var, ve insanlar ona gitmiyorsa, bu gitmeyenlerin tercihi. İşte dünyada bu kadar çok acı ve keder olmasının nedeni!” Günün Fıkrası İkramın böylesi… Kapıyı açan çocuk, adamın yüzüne bakarak: - İstersen ayran getireyim, der. Adam bu teklifi memnuniyetle kabul ettikten sonra, çocuk bir çanak ayran getirir. Adam ayranı içtikten sonra çocuk: - İstersen daha getireyim, der. - Zahmet olur yavrum. - Hayır ne zahmeti. Zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik! Bunun üzerine, adam iğrenerek elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı koparır: - Anneee, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı.... [email protected]