Geçen yazılarımdan birinde Dünya İnsani Gelişme Raporu’ndan bahsetmiştim. Hatırlarsanız sınıfta kalmıştık. Bu raporla yıllar önceki sıramızdan çok farklı bir yerde olmadığımıza ve o yıllarda bizimle aynı yerlerde olan ülkelerin hızlı adımlarla bizi sollayıp gittiğinin şahidi olmuştuk.. Yine hatırlarsak bu gelişememenin en önemli faktörlerinden ikisi “Sağlık” ve “Eğitim” di... Şimdilerde bir rapor çarptı gözüme yazılı iletişim kaynaklarından birinde; “TBMM Kanser Raporu” Bu ölümcül hastalık karşısında alınabilecek önlemleri belirleyebilmek adına bir rapor hazırlamışlar. Raporda Türkiye’de yaşayan kanserli hasta sayısının 400 bin olduğu ve her yılda bu sayıya 150 bin yeni kanser vakası eklendiği sonucu çıkmış. Erkeklerde en sık rastlanan kanser türü akciğer, kadınlarda ise meme kanseriymiş. Asıl üzücü olan kısım ise raporda belirtildiği üzere, hastalığın çoğunlukla ileri safhalarda teşhis edebilmemiz. Akciğer kanserinin en büyük sebebi tütün olduğu için- sigara yasağıyla bu işi bayağı çözdük galiba-ülkemiz diğer ülkelere göre akciğer kanserine yakalanma galibiyetinde de önde gidiyormuş. Sigara yasağının benim gibi içmeyenler için yaşam kalitesini artırdığını düşünmekteyim. İçenler alınmasın ben de bir zamanlar fosur fosur içiyordum. Şimdi bırakmanın müthiş keyfini yaşıyor ve içenlere birgün bırakabilmeleri için irade diliyorum. Peki akciğer kanserinin tütünle ilişkisini yakalayıp sigarayı yasakladık peki meme kanserinin neyle ilişkisi var neyi yasaklayacağız? Panik olmayın aksine-o -yasak değil... daha çok çocuk doğuracağız. Neden mi çünkü emziren kadının meme kanseri riski de azalıyormuş... Eee zaten 3 çocuk yapma zorunluluğu gelecek. Bu sağlık sorununa da el atmış olacağız. Rapora geri dönersek kanseri tedavi için gereken ilaçların temininde zaman zaman aksaklıklar çıkıyormuş bunun için ulusal bir üretim merkezi kurmak zorunluluğumuz varmış. ( Hem böylece işsizlere de iş ortamı çıkar oh ne güzel) Gelelim raporun başka kısmına...Asıl dananın kuyruğu...Ülkemizde mevcut onkolog sayısı sadece 180 imiş. Ve içler acısı rakama bakın ki Sağlık Bakanlığına bağlı onkolog sayısı ise sadece 42... Bir onkolog en az 15 yılda yetişiyormuş. Gingko Biloaba ağacı ile hemen hemen aynı...Çocuğu tıp fakültesine sokuyorsun gingko ağacınının fidesini dikiyorsun ağaç meyve veriyor –a-ha çocuk hala onkolog olmadı. Aaaa acele etmeyin daha yetişiyorlar üç beş sene içinde mısır patlağı gibi onkologumuz olacak...Biraz sabır canım bir daha ki raporu bekleyin. Oysa; Benim son senelerde edindiğim kişisel raporum, bu rakamların çok üzerinde olan kanser vakaları, en az akciğer ve meme kanseri vakasına löseminin de çok yaygın olduğu yolunda.Ve ilaç temini- satışının pahalılığı ve de bu hastalığın her türlü evresinde çok gerekli olan kan temininin eksikliği var. Paranın bile çözemediği durumlar yaşanırken parasız hastaların çaresizliği... Allah kan ihtiyacı olan hastalara da yardım etsin. Öyle zor temin ediliyor ki...İki büyük devlet hastanesinde fazla kan stoğunuz varsa bile hastaneyi terk eder etmez kan ünitelerinize sahip çıkıp vermiyorlar. Yani o savaşta kıran kırana...Drakulalar savaşı... Bu arada İngiliz uzmanlar bulmuşlar; Kanserli hücreleri uyutup böylece hastalığın yayılması önleyeceklermiş ama kanser hücresi yok olmuyor ha dikkat... Aaaa ne banal...biz bunu biliyoruz dostlar. Biz hastayı uyutup sorunu kökünden çözüyoruz.