Bu hafta tüm Türkiye ve hatta dünyada az görülen bir olay yaşadık. Maalesef bu  bir değil, görünen o ki  son hiç değil!

Sömestr tatili için Kartalkaya Grand Kartal Otel’e gelen onlarca aile gece çıkan yangında hayatlarını kaybetti. Telaffuz edilemiyor 78 kişi… Afet ama doğal değil bu bir yapay afet! Hayatta kalanlar o cehennemde fiziksel ve ruhsal travmalarını hayatları boyunca taşıyacaklar…

Bu kadar ihmalin tesadüf eseri bir arada olma olasılığını söylemek  insanları aptal yerine koymak olur. Bir mimar olarak yedi otelde fiili olarak çalıştım ve hatırlıyorum ki bizler teknik ekip ve otel sahipleri insan hayatı konusunda çok hassastık. Her gün yaptığımız toplantılarda bina sahibi ile teknik ekip gereksinimler, teknik detaylar, gerekli izinleri konuşur inşaatın akışında hiçbir kalemi es geçmezdik. 30 sene içinde bu anlayış ne çabuk değişti ve işin içinde bulunan tüm sorumlular hizmet ettikleri ‘insan faktörünü’ nasıl oldu da görmezden geldiler ve gelmeye devam ediyorlar aklım almıyor. En kötüsü de hiçbir faciadan ders çıkarmadan herkes kuyruğunu kurtarma çabasıyla saçmaladıkça saçmalıyor. Baş sağlığı mesajları , şamar oğlanları bulma çabası, Allaha havaleler… akıl tutulması hat safhada. Olan ateş düşen evlere oluyor. Paramla öldüm demiyorlardır öte tarafta…

12 katlı bina kartal yuvası mantığıyla uçurumun dibinde konuşlanmış… Yap kardeşim kimse yapma demez, tüm mimari ve mühendislik prosedürlerine uy ama bakımlarını güncel tut. İtfaiye ayrı bir kurum onay al! Geceliğine bin dolar almayı biliyorsunuz da binanın ihtiyaçlarını niye gidermezsiniz a gözü dönmüşler sizi. Hizmette insan faktörü güvenliği birinci plandadır. Hiçbir şey olması gerektiği gibi olmadan o kadar insanın güvenliğini nasıl göz ardı edersin bu vicdansızlık değildir de nedir?

Ne yangın merdiveni ne çıkış sensörleri ne dedektör ne sprinkler ne de doğru kullanılan malzeme hatta eğitilmemiş personel … Sadece para hırsıyla yola çıkılırsa olacağı bu. Uykularından uyanan müşteriler karanlıkta çil yavrusu gibi dağılmış pencereyi açanlar oksijenle yangını körüklemiş yaaa. Kimi atlamış, kimi asansöre binmiş. Can pazarında sadece biri havluları ıslatıp üst başlarına ve kapı altlarına sokmuş. Ha doğru ya biz sadece depreme şartlandık yangını çalışmamıştık!

Bilmediğimiz yerden geldi. Bu da ayrı bilinç noksanlığı diyeceğim ona gelene kadaaar… Bilmediğimiz insanlara güvendik gittik o paraları saçtık oldu bi kere! Biz balık hafızalıyız unutur gideriz.

Ha bir not daha düşeyim; Bu otele 1980 lerde gittiğimde bu kadar devasa boyutlarda değildi. Her zaman aynı mantık boyutları büyütün gelsin yeşil yeşil!

Evet

Üstelik bu yıl buna benzer bir yangını daha yaşamıştık. Yine çıkış kapıları yetersiz 29 insanı kızarttılar. Başkaa… kız yurdunda kilitli kapılı yangın merdivenlerinden yanan gencecik kızlar! İlk etapta hatırladıklarım bunlar…

Elazığ’da gördüğüm yangın merdiveni ise tam trajikomik; Döner metal bir merdiven ama binada düz duvara monte edilmiş. Şimdi bunu yapanın da,  ruhsat verenin de alnını karışlayayım.

Güldür Güldür komedi programında ki gibi; Merdiven yandı. Neden? Ahşaptı. Peki sonra nasıl bir önlem aldınız? Bir daha yangın merdiveni yapmadık!

Cahilliğin, aymazlığın, bencilliğin dibine vurduk. Rast gele…