80 li yıllarda Uğur Dündar ve ekibi Hatay Soğukoluk’ta yaşanan fuhuş kabusunu ortaya çıkarmıştı. Korkunçtu akıl almazdı. Tüm Türkiye bu habere kilitlenmiş sonunda da haber hedefini bulmuş baskınlar yapılmış ve çeteler temizlenmişti.
Beyaz kadın ticaretinin -Seks köleleği- fuhuş bataklığının her türlü rezilliğin yaşandığı merkezdi Soğukoluk… Fuhuş baronlarının Jokey denilen heriflere evlenme vaadiyle kandırtıp, meşrubatlarına uyku ilacı katarak getirdikleri ve bir daha o cehennemden çıkamayan kızlar bekaretlerini petrol dolar zengini Araplara vermezse işkence görüyordu. Bodrum katlarda gizli odaların seks oyunlarında karşı çıkanların falakaya yatırıldığı, işkence gördüğü küçük kızların yaşlarının nüfus müdürlüğünce rüşvetle büyütülen, yine rüşvetle çalışma izni verilen ve hatta bazı jandarma denetiminde rüşvetle hiçbir yasadışılık yokmuş gibi işlem yapılamayan insanlık dışı olaylar.
Defalarca baskına uğradığı halde ortaya çıkamayan bu rezil yer köhne binaların altında mahzenler, labirent dehlizler, fuhuş odaları ve intihar edenlerin cehennemiydi. Baskını TRT ekibi gerçekleştirdiğinde her şey normal görünürken bir kızın U. Dündar’a fısıldaması ile olay patlak verdi. Küçük kızların saklandığı yerleri söyleyince duvara omuz atıldı duvar dönmeye başlayınca da karanlıkta balık istifi gibi dizilmiş çok sayıda kızı jandarmalar oradan çıkardı. Bir başka otelde ise yer karoları üstünde zıplayınca açılan kapaktan yığınla kız çıktı. (Sanki de Hollywood filmi)
Sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın bildiği bu fuhuş yuvası ta ki 12 Eylül fırtınasında askeri yönetimin emriyle dağıtılıp, olaylar tüm çıplaklığıyla kamuya yansıyana kadar kirli halini taşımıştı.
(Soğukoluk haberi, fuhuş hikayesini ortaya çıkararak Uğur Dündar’ın en az Arena kadar özdeşleştiği taktire şayan bir gazetecilik olayıdır. Hala hatırlayınca tüyler ürpertir)
Kim derdi ki Soğukoluk bugün ‘elit’ bir semt olarak malikaneler villalarla bir dinlence yaylasına dönüşecek… Hatırlayanların her seferinde içi yanacak belki ama asıl o cehennemi yaşayanların ömürlerinin sonuna kadar taşıyacakları bir travma oluştu orada. Aslında anlayamadığım başka bir taraf var ki, topraklar hikayelerin izini taşır. Ben asla böyle bir yerde oturamam.
Şimdi… insan varsa tarih var demek istiyorum.
Buyrun bu haber son günlerin patlağı;
‘Çocukları fuhuşa sürükleyen yüzlerce ajans’ Yine vaatler kandırılan kız çocukları ve istismar edilen bedenleriyle gündemde. Tarih kadınların her türlü istismarıyla dolu. Oysa kadınsız beş para etmeyen yaşamlarıyla erkekler ne yapardı acaba? Niye şiddet niye taciz niye istismar? Ne istiyorsunuz Allahın cezaları…O narin beden ve ruhlar sizden güçlü olduğu için mi?
Bu para ne melundur ki nüvesi bozuk insana bebek öldürür, cinsel istismar, esaret, işkence yaptırır. İnsan kisvesi altındaki bu iblislerin son pislikleri yine masum genç kız çocukları… ajanslar kurarak ağlarına düşürüyor. Bu pislikler bitmeyecek.
Bize düşen çocuklarımızı bu tehlikelere karşı bilinçlendirmeli, onlara sabırla dünyanın bu yüzünü de göstermeliyiz.