TOPLAM SEVİYE SIFIRIN ALTINDA Bu siyasetimizin ortalaması sayılabilir. Ancak bu durumun keskin noktaları Bahçeli’nin “İp”i ile Baykal’ın Kastamonu’da Nasrullah Camiî meydanında yaptığı konuşmadaki sözleridir. İp’i milletin üzerine fırlatan kişi esas itibariyle bu millete ne kadar tepeden baktığını ve oy istediği milletin idrak seviyesini nasıl gördüğünü bize işaret ediyor. Çünkü herkes bilmektedir ki, Apo’nun asılmaması ile ilgili bütün tedbirler Bahçeli’nin de başbakan yardımcısı olduğu bir hükümet tarafından ikmal edilmiştir. Ayrıca bu seçimlerde Bahçeli’nin partisi 500 milletvekili alsa bile Apo’yu asamaz. Meydanlarda gırtlağını yırtıp millete ip atacağına bunu nasıl yapacağını hukuki bir şekilde millete anlatsın. İp atlamasına gerek yok. O zaman onu Apo’nun asılmasını isteyen herkes anlayacaktır. Siyasi kirliliğin mimarı Baykal saldığı gazlar ile havayı dayanılmaz hale getirmeye devam ediyor. Başbakan “uzlaşma” dedi diye uzlaşmamayla ilgili ne kadar tedbir ve teklif varsa bunları çevresine ve kırk haramilere ilan etmiş vaziyette. Milletimiz O’nun dilini anlamıyor, tavırlarını içine sindiremiyor. Ancak CHP’nin halen Atatürk’ün partisi olduğuna ve laiklik bekçiliğine inandırılmış ehemmiyetli miktarda vatandaşımız bu yapıyı kahırla da olsa ayakta tutmaya devam ediyor. Bu seçimde herkesin umduğundan farklı şeyler olabilirdi Doğru dürüst bir siyasi parti alternatif olabilseydi. O zaman Baykal millete hakaretlerinin cevabını çeyrek değil tam olarak alırdı. O dönemleri hatırlayın. 1950’den bu güne hatırlayın! Baykal idrakinde yeterli olamayacağına artık inandığım Kastamonu’nun o Selim Camii’nin önünde kendi gibi düşünmeyen on milyonlarca insana “yaratık” diyor. Kendi kökünü kendince ifade ettikten sonra bu insanların nereden geldikleri hakkında bir devlet adamına yaraşmayacak hükümlere tevessül ediyor. “Kuvay-i Milliye” diyor Sayın Baykal, merak ettim: eskisi mi yenisi mi? “Milli Mücadele”den dem vuruyor. Ülkede gelişmeleri tersten okuyarak bunların mahvedilmesi için “milli mücadele!” kavramına bühtan edenlerinki mi, yoksa şu ülkede ezanlar dinmesin, milli şerefimiz çiğnenmesin, sancağımız yere düşmesin diye bütün milletin yazdığı destan mı? Tabiî ki bu değil mi? Öyleyse dur Sayın Baykal dur! Sıranı bekle! Adın okununca elini kaldır. Bu ülke, bu millet ve onun değerleri kim çok palavra atarsa ona mülk olmuyor. Bak Sayın Baykal, şayet siz bizim uğruna canımızı göz kırpmadan vereceğimiz değerlerimizin “İNSAN” tanımını beyninize sindirebilmiş olsaydınız; Tayyip ERDOĞAN’a böyle hitap etmezdiniz. Hatta oradaki hitabınız çok daha geniş kapsamlı. Bunun için bu millet yaratık değil “EŞREF-İ MAHLÛKAT OLDUĞUNU SİZE GÖSTERECEKTİR.” Tabi şu da var: Siz Darvin’e inanıyorsanız, bunu böyle düşünenler için bir sakıncası olmaz. Lakin Sayın Baykal bizim için var. Çünkü biz “EŞREF-İ MAHLÛKAT” OLDUĞUMUZA İNANIYORUZ, bize göre siz de dâhil öyleyiz. Sizin yanlışınız bu ilahî hakikati değiştirmez. Artık yeter! Kulaklarımızı tırmalamanıza katlanırız. İnancımıza hakaret halini alan sözlerimize ve ruhlarımızı kanatmanıza hayır! [email protected]