MESS TOPLANTISI
Selçuk MARUFLU
MESS TOPLANTISI
Madeni Eşya Sanayicileri İşverenleri (MESS) tarafından Antalya'da 1-4 Ekim 2005 tarihlerinde düzenlenen toplantıya katıldım. Yaklaşık 1000 kişinin hazır bulunduğu toplantıda, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanları, sektöre emeği geçmiş, değerli insanlar ve eşleri hazır bulundular.
Bu yılın konferans konusu gelişim 2005 ve bu konunun simgesi kardelen çiçeği idi.
Kardelen, kışın zor koşullarında toprağı delip, yeryüzüne çıkan bir çiçek adıdır.
Efsaneye göre kardelenin kuvveti, yaz mevsimine kavuşmanın verdiği inanç ve özlemdir. Yaz nasıl olsa gelecektir. Kardelen, bu inançla kara, kasırga ve fırtınaya karşı koyup, ihtişamla ayakta kalıp, yaza kavuşur.
Gelişim 2005'teki kardelen çiçeği Türkiye'dir. Bir çok zorluklara, engellere ve içerden ihanetlere rağmen Türkiye yoluna devam etmektedir ve edecektir.
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu: modern, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti, kısa zamanda, Muasır Milletler seviyesine ulaşacaktır.
MESS Toplantısının gündemi, Avrupa Birliğinde gelişim süreci, Endüstri ve Rekabet sürecinde gelişim süreci, panelleri ile, en istifadeli olacak biçimde organize edilmişti.
Bu panellerde: konuların uzmanı olan değerli konuşmacılar, çok güzel konuşmalar yaptılar ve bilgiler verdiler. Toplantıda konu, Özel Sektör, İşveren, İşçi, Sivil Toplum Örgütleri ve Hükümet Yetkilileri ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sn. Murat Başesgioğlu, aynı vizyon ve hedefte buluştuk.
Bu hedef; medeni, modern, çağdaş Türkiye'ye ulaşmak hedefi idi. Hedef büyük, müreffeh ve güçlü, çağ atlayan Türkiye hedefi idi.
Toplantının, açılış oturumuna katılan, Antalya Valisi Sn. Alaaddin Yüksel'in konuşması, sıradan bir açılış konuşması değildi. Sadece, kendi vilayetinin sorunlarını değil, tüm Türkiye'nin sorunlarını içeren, bilgili, entelektüel ve kalbi vatan sevgisi ile dolu, bir Mülki İdarecinin, dolu dolu bir konuşmasıydı. İlgi ile dinlendi.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Sn. Tuğrul Kutadgobilik'in ev sahibi olarak, misafirperverliğinin altını çizmek istiyorum.
Bu toplantı, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile müzakerelere başlayacağı, 3 Ekim tarihine denk düşmüştü.. (Veya MESS Yöneticileri çok İsabetli bir kararla, öyle ayarlamışlardı.) Toplantı devam ederken, herkesin kulağı Ankara ve Lüksemburg'tan gelecek haberlerde idi. Müzakereler çok çetin geçiyor, Fransa ve bilhassa Avusturya'nın ve de perde arkasından Kıbrıslı Rumların direnmesi ile zaman zaman çıkmaza giriyordu. Herkes, olumlu haberler sonucu, Dışişleri Bakanı Gül'ün, uçağının Lüksemburg'a doğru yola çıkmasını bekliyordu, Son gece: MESS gala yemeğinde, Sn. Kutadgobilik sahneye çıktı. O sırada, orkestra, Avrupa Birliği'nin Marşını çalıyordu: Sn. Kutadgobilik, "burada bulunan herkesi, Avrupalı bir Türkiye'nin fertleri olarak selamlıyorum. Avrupa Birliği ile Türk Hükümeti arasındaki görüşmeler, olumlu biçimde sonuçlanmış ve toplanan Bakanlar Kurulu, Dışişleri Bakanı Sn. Abdullah Gül'ü son yetki ile Lüksemburg'a yollamıştır. Sn. Gül, şu anda uçaktadır" dediğinde salon alkıştan yıkıldı. Gözleri yaşaranlar, ağlayanlar vardı. Ta başından beri Türkiye'nin yerinin, medeni ülkeler topluluğu olduğuna inanan, medeni çağdaş Avrupalı bir Türkiye için, Avrupa Birliği'ne tam üye olmamız gerekir, düşüncesine bağlı birisi olarak, bu anı yaşarken çok duygulandım. Türkiye'nin yeri, bağnaz tutucu dünya olamaz. Türkiye'nin yeri yeni Batı dünyası dır.
Aslında, sevindirici başka unsurlar da vardır. Türkiye'nin AB üyesi olmasında, Türk Toplumunda % 75'in üstünde mutabakat vardır. Bir zamanlar TBMM'de, Avrupa Birliği'ne karşı olanların, Gümrük Birliğine giren, o, zaman ki Hükümeti yerden yere vuranların, bugün AB üyeliğine, dört elle sahip çıkmalarını memnuniyetle karşılıyorum. O çevrelerin, sırf AB'ye girilmesinin, kendilerini, muhtemel bir askeri müdahaleden kurtarabilecek, bir imkân olduğu için, bunu istediklerine inanmak istemiyorum!
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki müzakerelerin başlaması; 3 Ekim 12:50'de neticelendi. Aslında bu tarihin 4 Ekim'e kaydığını söyleyenlere, İngiltere Dışişleri
Bakanı Jack Straw, çok güzel bir espri ile cevap verdi: "İngiltere, Lüksemburg'tan bir saat geridir. Başkan'ın mensup olduğu ülkenin saati geçerlidir" dedi.
3 Ekim'e rastlatılması nedeniyle, MESS'in bu dev organizasyonu, hep hatırlanacaktır "Gelişim 2005" konusu anlamlı ve isabetlidir.
Türkiye Cumhuriyeti, 2023 yılında kuruluşunun 100'ncü yıldönümünü idrak edecektir. Türkiye, 2023'e genel anlamda, sorunlarından kurtulmuş, Avrupa ülkesi olarak girmelidir. Bu hedefe ulaşmak için, önümüzdeki yılları çok iyi değerlendirmek mecburiyetindeyiz.
MESS'in iki sene sonra yapacağı toplantının konusu; "Cumhuriyetin 100. yılında 2023'te nasıl bir Türkiye" olmalıdır.
Netice itibariyle, hiçbir aksamaya meydan vermeden, böyle güzel bir toplantıyı düzenleyen başta Başkan Sn. Tuğrul Kutadgobilik olmak üzere, MESS yetkilileri ve özellikle Genel Sekreter Sn. İsmet Sipahi'yi ve mesai arkadaşlarını kutluyorum.
Yorumlar