MERKEZ SAĞ HALKTIR
Selçuk MARUFLU
Cumhurbaşkanı Sn. Demirel’in, bir beyanatı dikkat çekicidir. Sn. Demirel, “Merkez Sağ halktır, bugün %50’yi veren halk, bakarsınız bir anda verdiğini geri alır”.
1980 darbesini takip eden süreçte, Merkez Sağ ve Liberal Merkezi iki parti temsil etmiştir. Özal’ın ANAVATAN Partisi ve Demirel’in Doğru Yol Partileri. Aslında temel felsefesi Türkiye sevdası, kadroları aynı olan bu iki partinin didişmesi sonucu ortaya muhafazakar, dinci kitleleri peşine takan, siyasi parti, özellikle Rahmetli Erbakan’la asıl %5’lerde olan oyunu, yükseltmeye başlamış, daha sonra milli görüş çizgisinden farklı olduklarını ifade eden, yenilikçi muhafazakar demokratlar, AKP ile büyük oy potansiyelini eline geçirmişlerdir.
Bu parti 2002’de %34, 2007’de %47 ve nihayet 12 Haziran 2011’de de %50 ile üst üste, siyasette rekor denebilecek bir olgu ve potansiyele ulaşarak, ülkenin kaderine el koymuştu. Bu parti ve kadroların ülke kaderine el koymasının müsebbibi, asıl merkez, liberal merkez sağ olan ANAP ve DYP’nin arasındaki manasız çekişme ve düşmanlıktır. Nitekim, AKP’nin 10. Kuruluş Yıldönümü vesilesi ile bir beyanat veren AKP Genel Başkan Yardımcısı Sn. Ömer Çelik, “Merkez Sağ’daki elitler arasındaki mücadele sonucu AKP doğmuştur”, demiştir.
Bizim kurduğumuz Demokratik Gelişim Grubu (DEGEHA) mensupları, 2002 seçimlerinden önce endişe duyarak, ANAP ve DYP liderliğini, bir araya gelmeye davet ettiyse de, bu çabalar neticesiz kalmıştır. Bugün ANAP ve DYP’ye mensup değerli siyasetçiler ve kadrolar, AKP’ye fazla sıcak bakmamaktadırlar. Gerçi bazı ANAP ve DYP mensuplarının AKP içinde yer aldıklarını görmekteyiz. Ancak, asıl kadrolar, bu olgunun dışındadırlar. Öte yandan, bu kadrolar ANAP ve DYP’nin oluşumundan ortaya çıkan demokrat partiye de sıcak bakmamışlardır. Esasen 12 Haziran’da Demokrat Partinin aldığı vahim sonuç, bunu ispatlamaktadır. Ne yazık ki, DP’nin ölü doğmuş durumu devam etmekte olup, hele bu Genel Başkan ile bir yere varması mümkün görülmemektedir.
Ben ve ailem, seçimlerde elimiz başka yere gitmediğinden, oylarımızı DP’ye vermişizdir. Aslında, Merkez Sağın bu zafiyeti sonucu, eski ANAP’lı ve DYP’li kadroların yanı sıra, bu partilere gönül veren seçmenler de ortada kalmışlardır. Ortada alternatif kalmadığından, bunların büyük bir bölümü AKP’ye oy vermişlerdir. Bu kadroların ortada oy verecekleri kendi partileri olmadığı için, AKP’ye yönelmeleri doğaldır. Eski Merkez Sağ’da olan ANAP’lı ve DYP’li kadro ve seçmene, aslında kendi menfaati açısından, yani oy oranını yükseltme açısından CHP ve MHP’nin sahip çıkmaması yapılmış olan bir başka yanlıştır ve CHP bu yanlış sonucunda oylarını ancak %26’ya ve MHP’de ancak %13’e getirebilmiştir. Bu alınan oylar, CHP ve MHP için tam anlamıyla başarısızlıktır.
Merkez Sağ ve Liberal Merkez Sağ’ın temel özelliği Milliyetçi, muhafazakar, dini ve ahlaki değerlere önem veren, sosyal adalet, sosyal refah ve sosyal güvenliğe öncelik veren, Atatürk ilke ve inkılaplarına, laik, demokratik Cumhuriyete bağlı, çağdaş, medeniyetçi, serbest piyasa ekonomisi uygulayan bir siyasette odaklaşmış olmasıdır. Yukarıdaki temel değerler, aslında ne CHP’ye, ne de MHP’ye ters düşen nitelikler değildir. İncelendiğinde, bu partilerin programlarında, bu prensipler açık seçik görülmektedir. Siyasi yelpazenin yeri itibariyle, Milliyetçi Hareket Partisi, Merkez Sağ temsilcileri bünyesine katabilir, ortada kalan Merkez Sağ oylarını kendi hanesine yazabilirdi. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu gruplar ve seçmen, MHP’ye, CHP’den daha yakındır. Buna karşın, AKP, seçim kampanyasında Menderes, Özal gibi liderlerin, isimlerini, her vesile ile kullanmış, ancak anlaşılmaz biçimde Sn. Demirel’i karşısına almıştır!
Netice itibariyle, seçimlerde izlediği doğru taktikler ve kampanyalar sonucu AKP, oy oranını %50’lere yükseltmiş ve Türkiye’nin Merkez Sağ Partisi konumuna gelmiştir. Bu durumda, Merkez Sağ’ın tekrar kurulup, ayağa kalkması imkansız olmamakla birlikte, oldukça zordur. Bir defa Demokrat Parti, adı ve teşkilatı ile tutmamıştır. Merkez Sağı kucaklayamamıştır. Yeni nesiller Sn.Bayar’ı, Sn. Menderes’i, eski Demokrat Parti’yi, hatta Sn. Demirel’i bile yeterince bilmemektedirler. Ama, bu nesiller, ANAP, Özal, DYP ve Anayol isimlerini bilmektedirler. Önümüzdeki, zamanın ne getireceği bilinmemekle birlikte, Türkiye’nin önümüzdeki dönemlerde, AKP iktidarı tarafından idare edileceği görünen ve yadsınamaz bir gerçektir…
Yorumlar