Allah yazmış yazgısını
Kurmuş sevda köprüsünü
Türk’ün  kutsal ülküsünü
Omuzlayıp koşar gider.

Bozkırlarda kırat gibi
Seyhun gibi, Murat gibi
Sakarya’yla Fırat gibi
Çağlayıp da akar gider 

Dillerdeki tekbir gibi
Güneş gibi, fecir gibi
Kavlimize mühür gibi
Ufka sancak asar gider

Cansuyu gelir Ceyhun’dan
Kökleri; Etiler,  Hun’dan 
Bu milletten, bu budundan*
Çağdan çağa uzar gider

Yıldız yıldızdır gökyüzü
Şüheda izliyor bizi
Şimşek şimşek, dizi dizi
Meşaleyi yakar gider

Metanettir, merhamettir
Asalettir, cesarettir 
O ne yenilmez kudrettir
Engelleri yıkar gider 

On yaş ya da doksan dokuz
Hem ebediz hem de ilkiz
On kişiysek; yeter, çokuz 
Bu erk* arzı sarsar gider

Hem gerçektir hem hülyadır
O ne eşsiz bir sevdadır
Atatürk’tür, Ankara’dır
Bu davayı sırtlar gider
*budun:millet
*erk:kudret iş yapabilme gücü