Milli havayolumuz olan ve stratejik özelliğe de sahip olan KTHY’yi yıllardan beridir “bizimdir biz yöneteceğiz” diye feryat ettik! Sonunda tümüne de sahip olduk… Bunun için büyük mücadeleler verildi, kavgalar yapıldı… Birçok şaibeli isimler geldi geçti! Ayrıca her dönemde de hükümetlerin istihdam merkezi haline geldi… Tam battı, batıyor derken her seferinde de Türkiye’nin maddi ve manevi desteğiyle ayakta kalarak bugünlere kadar gelindi… Bundan iki ay öncesinde Ahmet Derya’nın hala çözülemeyen görevden alınması da KTHY’yi ayaklandıramadı… Hatta aksine, işlerin daha da ters gitmesine neden oldu… KTHY, şu anda hızla bir kaosun içine doğru ilerlemektedir… Bu bizim şahsi bir düşüncemiz değil, şirketin içindeki müdüründen en alt kademesindeki işçisine kadar olan neredeyle tüm çalışanların düşüncesidir… Sümer Garip komutasındaki üst yönetim iki aylık bir icraat dönemi geçmesine rağmen yapılan hiçbir eleştiriyi cevaplamamakla birlikte, geçmişte şirketin ayakta kalması için hazırlanan plan ve projeleri de bir kenara koyup, sanki de topluca mutlak sonu beklemektedir! KTHY’nin bizim gördüğümüz kadarıyla bundan sonraki politikası her zararlı dönem sonunda Ahmet Uzun’un kapısına dayanarak para istemekten başka bir şey değildir! Çünkü gözle görülen, elle tutulan hiçbir icraat yoktur ve aksine olumsuzluklar ardı ardına gelmekte, bunun neticesi personele huzursuzluk, turizme de darbe olarak yansımaktadır… İşin daha da garibi KTHY’yi artık Rumlar da son aylarda sıkı bir takibe almış ve olup bitenden haberdar olmak için KKTC’deki ajanlarını görevlendirmişlerdir… Çünkü KTHY’nin içinde bulunduğu duruma kasıtlı olarak itildiği bir genel görüş haline gelmiştir… İddialara göre, Türkiye’de artık bundan böyle havayolu şirketi kurulması çok zor olduğundan birileri KTHY’ye göz dikmiş ve bir şekilde bu şirketi ele geçirme planları yapmaktadırlar… Bunun için de yapılacak ilk iş tabi ki şirketin zarara sokulup batırılmasıdır… KTHY’deki rötar ve arızaların tarihinin en yüksek seviyesinde olması da sanki de bunun bir göstergesidir! KTHY, sadece bizim için değil Rumlar için de önemlidir, çünkü KTHY demek KKTC devleti demektir… KKTC’nin bir devlet olduğunun en büyük göstergesi olan KTHY’nin batırılıp yabancı şirketlere satılması, dünyaya açılan tek kapımız olan KTHY’nin sonu olacak, böylelikle son kalemiz de yıkılacak ve buna da sevinen yine onlar olacaktır! KTHY’de çalışan yüzlerce çalışan gidişatı işi görmemekte, bunun sıkıntısını yaşamaktadır… İşçi kıyımı devam ederken, bir yandan da şirketin en iş bilir ve tecrübeli çalışanları ya istifa etmiş ya da istifa etmeyi düşünmektedir! Şimdiki yönetim şimdi çok büyük olasılıkla önümüzdeki günlerde Ticaret Başkanı Mustafa Elgü’yü görevden alacaktır… Çünkü buna neden Elgü’nün eski yönetime yakın olmasıdır… KTHY’deki deneyimli elamanlar şirkette gelecek görmedikleri için bir-bir istifalarını verip başka şirketlere kaçmaktadırlar! Uçuş Eğitim Standartları Başkanı Emre Ünal, istifa edip başka bir şirkette işe başlamıştır! Uçuş İşletme Başkanı deneyimli isim Soner Çabuker de akabinde “bu şirketten ne köy olur ne de kasaba “ diyerek istifasını verip başka bir şirkete geçmiştir! Bu değerli isimler niçin istifa etmişlerdir, aylardır yaptıkları uyarılar niçin dikkate alınmamıştır? Yönetim bunların cevabını vermek zorundadır… Ayrıca, arızaların, rötarların ve personeldeki huzursuzluğun ayyuka çıktığı böyle bir dönemde Hava-Sen bu sürecin neresindedir? Niçin ses çıkarmamakta, gerekli tedbirlerin alınması için harekete geçmemektedir? Yoksa Hava-Sen’e göre her şey güllük gülistanlık içinde midir? Eğer personel içinde bir anket yapsalar görecekler ki, artık birçok çalışan için KTHY gelecek vaat eden bir ekmek kapısı değildir! Personel içindeki hemen herkes burada gelecek göremediği için bir arayış içindedir ve huzursuzluğun boyutu tahmin edilemeyecek kadar büyüktür… Yine, KTHY’nin zarara sokulup batırılması ve Türkiyeli bir şirkete satılması için birilerinin sürekli iş karıştırdığı ve uluslar arası alanda darbe vurmaya çalıştığı söylenmektedir! Bu kişi ya da kişiler kimlerdir? KTHY hangi Türkiyeli bir şirkete peşkeş çekilmek istenmektedir? Bazı kişi ya da kişilerin KTHY’nin elinde bulundurduğu uçakların kira sözleşmelerinin yenilenmemesi için dışarıda büyük gayret gösterdiği iddia edilmektedir… Söylenenlere göre sözleşme süresi bittiğinde bunlar yenilenmeyecek ve KTHY uçaksız bırakılacaktır! Bunların hepsi de ciddi ve üstünde mutlaka durulması gereken konulardır… KTHY yönetimini artık sessizliği bozarak bu iddiaları yanıtlamaya çağırıyoruz! Günün Fıkrası Ördeğe dikkat… Üç kadın arkadaş bir kaza sonucu aynı anda hayatlarını kaybedip cennete giderler. Cennetin kapısında onları karşılayan melek: "Bizim burada uymanız gereken tek kural var… O da ördeklere dikkat edin sakın üstlerine basmayın" der. Sonra kapı açılır üç kadın cennete girerler. Gerçekten de etrafta ördek doludur. Üstlerine basmamak adeta imkânsızdır. Dikkat etmesine rağmen kadınlardan biri kazayla bir ördeğin üstüne basar. Hemen Cebrail belirir. Yanında son derece çirkin bir adam vardır. Kadını kolundan adama kelepçeler ve "Ördeğin üstüne basmanın cezası olarak sonsuza kadar bu çirkin adama kelepçeli olarak yaşayacaksın" der. İkinci gün kadınlardan biri yine kazayla bir ördeğin üstüne basar ve Cebrail anında yanında çok çirkin bir adamla gelip onları kadına ceza olarak birbirlerine kelepçeler. Üçüncü kadının gözü bu olaylardan çok korkar. Diğerlerinin akıbetine uğramamak ve sonsuza kadar çirkin bir adama kelepçelenip yaşamamak için her attığı adıma acayip dikkat etmeye başlar. Aradan aylar geçer ve hiçbir ördeğin üstüne basmaz. Derken bir gün Cebrail belirir. Bu kez yanında boylu poslu inanılmaz derecede yakışıklı bir adam vardır. Cebrail hiçbir şey söylemeden yakışıklı adamla kadını kelepçeler ve yine bir şey söylemeden çeker gider. Kadın artik mutluluktan uçmaktadır. O güne kadar gördüğü en yakışıklı adamla kelepçelenmiştir. Adama döner ve "Ben acaba ne yaptım da sonsuza kadar senin gibi güzel bir adamla birlikte olmayı hak ettim" der. Adam suratı asık bir şekilde cevap verir. "Vallahi seni bilmem ama ben az önce bir ördeğin üstüne bastım" der… [email protected]