Günümüzde dünyadaki hiçbir ülke küresel terör ve aşırıcılığa karşı güvende değildir. Tüm terörle mücadele kuruluşlarının çabaları öncelikli olarak söz konusu tehditle mücadeleye yöneliktir. Şu anda tüm dünya topluğu bu sorunu çözümlemede yeni yolların arayışı içerisinde bulunmaktadır. Orta Asya’da terörün yaygınlaşmasının bölgesel haritasının tespit edilmesine yönelik belirli araştırmaların sonuçları, aşırıcılığın yayılma alanının terör eylemleri alanından çok daha geniş olduğunu göstermiştir. Diğer bir deyişle, terör, aşırıcı fikir ve sloganların popüler olduğu alanın tam merkezinde oluşmakta ve yaygınlaşmaktadır. Dolayısıyla, terör gruplarının tasfiyesi ile ilgili askeri veya özel harekâtların yapılmasını kapsayan terörle mücadele önlemleri belirtilen alanların kalbinde alınmalıdır. Bu bağlamda, terörle mücadele sorunu ile ilgili sosyal tartışmalar derhal yeni seviyeye çıkartılmalı, tüm devlet ve kamu kurumlarının gücü aşırıcılığa karşı çalışmalarda birleştirilmelidir. Orta Asya ülkeleri liderlerinin neredeyse tüm son görüşmeleri bu konu üzerine odaklanmıştır. Kazakistan’ın nükleer terörü ile mücadele inisiyatifine ilk destek veren ülke olduğu ve Avusturya, İngiltere, Almanya, İtalya, Kanada, Çin, Rusya, ABD, Türkiye, Fransa ve Japonya ile birlikte stratejik ortaklar arasına katıldığı belirtilmelidir. Terör ve bölgesel aşırıcılıkla mücadele Kazakistan’ın iç ve dış politikasında ilk sıraya yerleşmektedir. Terör ve aşırıcılığa bağlı yasadışı eylemleri önleme konulu bilimsel konferanstaki konuşmasında Kazakistan Cumhuriyeti milli istihbarat dairesi başkanının birinci yardımcısı : “Terör örgütlerinin üyeleri ülke sınırlarında terörist eğitim kampları kurmaya çalışıyorlar. Şu anda Kazakistan’da mahkeme kararı ile 11 terör ve 1 aşırıcı örgütün faaliyeti yasaklanmış durumdadır” diye belirtmiştir. Asya kıtasında güvenliğin sağlanması ile ilgili sorunun siyasi çözümü geliştirmek amacıyla Kazakistan Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansını (CICMA) toplama önerisinde bulunmuş ve bu alandaki işbirliği her geçen gün daha düzenli ve derin nitelik kazanmaktadır. Çalışmalar şu anda Kazakistan Devlet Başkanının inisiyatifi ile 2000 yılında kurulan Antiterör merkezine üye BDT ülkelerinin karşılıklı etkileşimi çerçevesinde yürütülmektedir. 2004 yılında Kazakistan Cumhuriyeti yüksek mahkemesi Kazakistan’da terör eylemlerine karıştıkları kanıtlanan 4 örgütün faaliyetini yasaklamış, 2005 yılında ise listeye 7 örgüt daha eklenmiştir. Uluslararası terör ve aşırıcılıkla mücadelenin tüm kademelerde devletlerarası karşılıklı etkileşimi gerektirdiğinin bilincinde olan Kazakistan söz konusu alanda bir dizi uluslararası anlaşma ve sözleşmeleri imzalamıştır. Ve şu anda Kazakistan, BDT Antiterör Merkezi, Şanghay İşbirliği Örgütü Bölgesel Terörle Mücadele Teşkilatı, Ortak Güvenlik Anlaşma Örgütü gibi bölgesel terörle mücadele kuruluşlarına üyedir. Bunun yanı sıra, oluşan durumdan duyulan endişe Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Başkanının Kazakistan halkına Sesleniş konuşmasına yansımış ve açıkça “terörün tırmandığı ortamda ülke tüm ilgili ülkeler ile girişim ve çalışmaların koordinasyonu hususunda yeni adımlar atmaya hazırdır” diye belirtilmiştir. Zira, geçmişte Kazakistan’da potansiyel olarak değerlendirilen terör ve aşırıcılığın yayılma tehdidi vatandaşların, toplumun ve devletin güvenliği için gerçek tehdide dönüşebilecektir. Bu bağlamda, bu tehdide karşı durma konusu ülkenin ulusal güvenliğinin sağlanması alanının önceliğini oluşturmaktadır. Kazakistan’ın aranmakta olan terör ve aşırıcı örgüt üyelerinin gizlenme yeri olarak kullanma girişimleri endişe uyandırmaktadır. Sadece geçtiğimiz yıl içerisinde emniyet birimleri terör eylemleriyle ilişkileri bulunan 5 kişi tutuklanmış ve ilgili devletlere iade edilmiştir. Son dört yıl içerisinde yabancı devlet ortaklarına 20’nin üzerinde terör örgütü ve yasadışı silahlı çete üyesi teslim edilmiştir. Uluslararası eksperler Kazakistan’ı uluslararası terörle mücadele sorununun kolektif ve kapsamlı çözümlemesinde kararlı ortak olarak değerlendirmektedirler. Kazakistanlı yetkililerin kanaatine göre, uluslararası işbirliğinin etkililiği ortak inceleme-araştırma gruplarının oluşturulması yoluyla artırılabilecektir. Fakat, işbirliğinin bu şeklinin uygulanması şu anda yürürlüğe girmesi için gerekli devlet içi prosedürlerin birçok üye devlet tarafından tamamlanmamış olması ile gecikmektedir. Bu ise, güç birliğinin terörle aralıksız mücadele konusunda önemli ve gerekli şartlarından bir olduğunu göstermektedir. Muhammet Ceyhan Stratejik araştırma merkezi Orta Asya uzmanı