Prof. Dr. Abdulvahap Kara
Kazakistan Cumhuriyeti CumhurbaşkanıKasım-Jomart TokayevOrta Asya Devlet Başkanları IV. İstişare Toplantısında Aral Gölü havzasının su kaynaklarının etkin bir şekildekullanılabilmesi icin kararlı tedbirlerin alınmasıgerektiğine vurgu yaptı. Bilindiği gibi, bu toplantı 21 Temmuz 2022’de Kırgızistan’ın Çolpon-Ata şehrinde gerçekleşti vetoplantıya Tokayev’in yanısıra Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhamedov ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev de katıldı.
Kazak Cumhurbaşkanı toplantıda yaptığı konuşmada Aral Denizi’nin kurtarılmasıyla ilgili olarak mevcut iklim sorunları, artan su ve enerji kaynakları talebiAral Gölü havzasındaki su kaynaklarının verimli kullanılmasınısağlamak için somut önlemler alınmasını gerektiğini ifade ederek meslektaşlarını Uluslararası Aral Kurtarma Fonu çerçevesinde ülkelerimizarasındaki işbirliğini yoğunlaştırmaya davet etti.
Havaların aşırı ısınması ile küresel iklim değişikliğine bağlı sorunların gündemimizde yoğun olarak yer aldığı bugünlerde Orta Asya Devlet Başkanları IV. İstişare Toplantısında Aral Gölü meselesinin de ele alınması çok yerinde olmuştur.
Çünkü, Orta Asya ülkelerinin Sovyetler Birliği’nden devraldığı ekolojik sorun Aral Denizi’nin 1960’larda başlayan kuruması, ne yazık ki, halen devam ediyor. Bölgede çölleşme, nehirlerin döngüsel doğasındaki değişiklikler ve küresel iklim değişikliği ile ilgili olanlar da dahil olmak üzere diğer birçok faktör insan sağlığı ve üzerinde olumsuz bir etki yapmaktadır.
Özbekistan ve Kazakistan topraklarında yer almakla birlikte Aral sorunu diğer bölge ülkeleri ve hatta dünyanın uzak bölgelerine kadar çevresel zararlara yol açmaktadır. Bu sebeple çevre ülkeler başta olmak üzere birleşmiş milletler çeşitli iyileştirici çalışmalar yürütmektedirler. Uluslararası uzmanlar Arala denizi meselesinde havza ülkelerinin sürekli açık bir diyaloğa, karşılıklı olarak kabul edilebilir çözümler arayışına, çıkarlarının karşılıklı olarak dikkate alınmasına ve bölgedeki komşuların çevre konularında ortak eylemlere çağrılmasına ihtiyaç duyulduğunu belirtiyorlar.
Bölge ülkeleri diyaloğu geliştirmek amacıyla iki teşkilat kurdular. Bunlardan biri 1992’de kurulan OrtaAsyaDevletlerarası Su Koordinasyonu Komisyonu (ICWC) teşkilatıdır. Onun 30. yıldönümünü bu sene 26 Nisan'da Kazakistan'ın Türkistan kentinde gerçekleşentoplantıda kutladı.
İkinci olarak 1993’teTürkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan birlikte Uluslararası Aral’ı Kurtarma Fonu’nu (IFAS) da kurdular. Gelecek yılın Mart ayında, ortak su yönetimi, çevresel ve sosyo-ekonomik sorunları çözmek için bir platform görevi gören bir yapı olan bu Fonu'nun 30. yıldönümü de kutlanacaktır.
Ancak zaman zaman olumsuzluklar yaşanmıyor da değil. Mesela Kırgızistan 2016'dan beri IFAS'ın çalışmalarına katılımını "donduran" bir karar almıştı.Ancak son zamanlarda “buzların” çözülmeye başlaması sevindiricidir. Geçen seneden bu yana, Kırgızistan Cumhuriyeti'nin ilgili bakanlıklarının ve bölümlerinin resmi temsilcilerinin, IFAS'ın Örgütsel Yapısını ve Yasal Çerçevesini İyileştirme Çalışma Grubu'nun faaliyetlerine aktif olarak katılmakta ve ülkenin resmi pozisyonlarını ve önerilerini sunmaktadır. Bunun daha ötelere taşınıp Bişkek'in Fon'un bir sonraki başkanlığa ev sahipliği yapması ve dönüşüm sürecini koordine etmesi yararlı olacaktır.
Orta Asya bölgesi için çevrecilerin odaklandığı bir diğer sorun ise uluslararası su hukukuihlalleridir. Tüm Orta Asya ülkeleri nehir ve göllerdeki su dengesini az ya da çok koruyan onaylanmış planlara ve yerleşik su tahsisi ilkelerine uymayı kabul etmişlerdi. Buna rağmenSirderya Nehri havzası ülkelerinden bazıları koordinasyon olmadan bağımsız olarak yeni hidroelektrik santralleri inşa etmeye devam etmektedir.
Bu da Aral Denizi'nin kurtarılması çalışmalarını olumsuz etkilemektedir. Çünkü, Kuzey Aral Denizi veya Küçük Aral Denizi'ne su sadece Sirderya nehrinden gelmektedir.
Ayrıca, Syr Darya'nın üst ve orta kısımlarındaki rezervuarlarda doğal veya insan yapımı kirlilik, yıkım veya kazalar nehrin aşağısında bulunan bölgeleri doğrudan etkilemektedir. Buralardaki yerleşim yerlerinin ve tarım alanlarının sular altında kalması, hasar ve yıkım görmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, Aral Denizi ile ilgili büyük çevre sorunları ve diğer felaketleri engellemek bölge ülkelerinin bu hususta sıkı bir işbirliğiyle yakından alakaladır. Bu sorunu halletmek ortak eylemleri koordine etmekten ve planlanan stratejik planları sıkı sıkıya takip etmekten geçmektedir.Elbette, Aral Denizi'ni kurtarmak için en gerekli olan şey de budur. Orta Asya Devlet Başkanları IV. İstişare Toplantısında bu konunun gündeme gelmesi umutları arttırıyor.