İSTANBUL FETHİNİN HAZIRLIKLARI

Dünyanın en önemli siyasi ve tarihi olaylarından biri olan İstanbul’un fethi kolaylıkla olmamıştır. Tarihte birçok kez kuşatılmış olan İstanbul, Fatih Sultan Mehmet’in fethi dışında hiç fethedilememiştir. Sadece bir kez 1204 yılında 4. Haçlı Seferleri sırasında Haçlı Latinlerin, İstanbul’a dost olarak gelmeleri dolayısıyla kapı önüne kadar gelmeleri ve siyasi boşluklardan dolayı burayı davetle girip yönetime el koymaları ve İstanbul’u tamamen yağma yapıp yıkmaları ile alınmıştır. Ondan önce ya da sonrasında İstanbul birçok millet tarafından kuşatılmıştır.

Fatih Sultan Mehmet, eğitimini alırken diğer müspet ilimlerin yanı sıra tarih ilmini de çok iyi almış idi. Döneminin güçlü hükümdarının oğlu olması, Osmanlı’nın İslam âleminde yeni yeni parlamaya başlaması dolayısıyla birçok büyük âlimin Osmanlı devletinde ikbal aramalarına neden olmuştur. Babası da dönemin en ünlü âlimlerini oğlunun yetiştirilmesi için ülkesine davet etmiş, oğlunun en iyi şekilde eğitilmesine olanak sağlamıştır. Bu iyi eğitim içerisinde tarihte vardır.

Tarihte İstanbul kuşatmaları genelde ya denizden ya karadan olmuştur. İstanbul, denizden kuşatıldığında karadan yardım almış, karadan kuşatıldığında denizden yardım almıştır.  Aynı anda İstanbul, hem denizden hem karadan kuşatılmaya iki kez teşebbüs edilmiştir. İkisinde de Doğu Roma İmparatorluğu yönetimi ustaca siyasetlerle bu kuşatmaların başarıya ulaşmalarını engellemiştir.

Fatih Sultan Mehmet, kendisine tarih boyu “Fatih” unvanını kazandıracak İstanbul Fethi hazırlıkları için öncelikle İstanbul’un tarihini çok iyi öğrenmişti.

İstanbul’un tarihi Fatih Sultan Mehmet’in gözüyle bu çalışmamızın konuları arasında yer almıştır. Bu tarihe göre İstanbul’un tek taraftan kuşatılarak alınması mümkün değildi. Çünkü sadece Fatih’in dedesi olan Yıldırım Bayezid Han bile İstanbul’u defalarca karadan kuşatmış, her defasında İstanbul, denizden yardım almıştı. Hatta Karadeniz’den gelebilecek yardımları kesmek için İstanbul’un karşısına Anadolu Hisarı’nı yaptırmıştı.

O halde öncelikle şu soruya cevap aranması gerekir. Neden İstanbul fethedilmek istenmektedir? Bu çalışmamızda bu soruya cevap aranırsa şu sonuçlar çıkar:

1-360

İSTANBUL FETHİNİN SEBEPLERİ

Osmanlılar için İstanbul’un fethetmenin bir çok sebepleri vardır. Öncelikle bunları kısace ele almak gerekir.

Istanbul Fethinin sebepleri; dini, siyasi ve ekonomik sebepler olmak üzere üçe ayırılabilir. Bunları burada kısaca ele almakta yarar vardır. Ancak konu karışıklığı olmaması için üç kısma ayırarak incelemek yerinde olur.

A-Dini Sebepler:

Mealen yaklaşık “Konstantinopol elbet bir gün fetholunacaktır. Ne mutlu onu fetheden komutana ve güzel askerlerine” şeklindeki peygamberimiz Hz. Muhammet’in bir hadisi vardır. Bu hadiste İstanbul’u mutlaka Müslümanların fethedeceğini müjdeleyerek, onu feth eden ordu ve komutanları övmektedir.

Bu hadis doğrultusunda kendisine güvenen Müslüman komutan ve hükümdarlar, İstanbul’a alabilmek için büyük gayret ve fedakarlık göstermişlerdir.

Dört Halife Devri ve Emeviler devirlerinde İstanbul, Arap devletinin çok uzağında da olsa sadece Hz. Muhammed’in hadisine mahzar olabilmek o uğurda “mutlu kumandan yada asker olmak” yada o uğurda şehit olmak amacıyla İstanbul, birçok kez kuşatılmıştır. Bunlardan çok kısa olarak bahsetmekte yarar vardır.

İlk Müslüman kuşatması Halife lll. Osman döneminde Suriye’nin şam Valisi Muaviye komutasındaki Arap ordusuyla olmuştur.

Sonraki Müslüman Arap Kuşatması 668 yılında Hz.Muaviye’nin halifeliği zamanında oğlu Yezid komutasında yapılmıştır. Ordu içinde salgın hastalık çıkması ve büyük zayiat  nedeninden geri dönülmüştür. Bu kuşatma Eyüp Sultan olarak anılan Ebu Eyü Ensari (RA) hazretlerinin şehit olduğu ve bugünkü adıyla anılan semte gömüldüğü kuşatmadır.

Daha sonraki kuşatma 673 yılında Emevilerin Halifesi Süleyman Abdülmelik’in kardeşi Mesleme komutasındaki Arap Ordusu ile yapılmıştır. Bukuşatma sonucu Surlar içine bir cami yaptırılması sağlanmıştır.

Müslümanların İstanbul’u alma arzusu artarak devam eder. 715 yılında Ömer ü'bnü Adülaziz tarafından ve daha sonra 739 yılında Abdülaziz in Oğlu SÜLEYMAN tarafından, ondan sonra 785 yılında Halife Mehdi nin Oğlu Harun Reşit komutasındaki Arap ordusuyla yapılmıştır. Bu kuşatmada tam başarı sağlanacağı sırada İmparatoriçe Eryeni ile anlaşma yapılarak vergi ödeme karşılığı kuşatma kaldırılmıştır.

Müslüman Arap ordularının son kuşatması 801 yılında Halife Harun Reşit tarafından gerçekleştirlmiştir. Kadıköy önlerine kadar sokulmuş olmasına rağmen şehir tam manasıyla kuşatılmadan Arap ordusu uzaklaşmak zorunda bırakılmıştır.

Hz. Muhammed’in İstanbul’un bir gün fetholunacağı müjdesini içeren hadisi islam Arap devletlerinin güçlerini kaybetmeleri ve dünyaya Müslüman Türk devletlerinin öneminin arttığı dönemlerde bu kez Müslüman Türk devletlerinin de Istanbul’u kuşatmaya başlaması neticesini doğurmuştur. Ancak İslamiyetten önceki Türklerden de İstanbul’u kuşatanlar olmuştur. Önce bir kaç cümle ile bunların anlatılması yerinde olur.

İstanbul’u ilk kuşatan Türkler, Avarlardır. Balkanlardan gelerek 617 ve 636 yıllarında İstanbul’u kuşatmışlardır.

Daha sonar henüz Türklüklerini kaybetmemiş Bulgarlar, kralları Pangos ile kuşattığı gibi Anadolu’da Müslüman Türk hakimiyetinin başladığı dönemlerde Peçeneklerde kuşatmak için İstanbul’un önlerine gelirken 1091 yılında Doğu Roma İmparatorluğu’nun yanına çektiği Kuman- Kıpçak ordusuna yenilerek kuşatmayı yapamamışlardır.

Daha sonra İstanbul’u dini yönden fethetmek isteği ve Hz. Muhammed’in hadisindeki asker olma arzusu Emeviler, Abbasileri etkilediği gibi Osmanlıları da harekete geçirmiştir. Osmanlılar ilk dönemlerinde bile İstanbul’u kuşatmaya başlamışlardır. 

Osmanlıların yaptığı ilk kuşatma 1340 tarihinde l. Murat’ın yaptığı kuşatmadır. Daha sonraki kuşatma 1390 yılında ve 1391 yılında yapılmıştır. İlk kuşatmada Balkanlarda savaş tehlikesi yüzünden kaldırılmış, ikinci kuşatma ise 6 ay sürmüş yine Osmanlıya karşı Anadolu’da harekete geçen Beylikler yüzünden netice alınamamıştır. Yıldırım Bayezid’in 3. Kuşatması tam sonuç alınmak üzereyken yine Balkanlardan gelen Haçlı ordusundan dolayı Yıldırım Bayezid, Doğu Roma yönetimi ile anlaşma yoluyla sona erdirilmiştir. Bu anlaşmada Istanbul içinde cami yaptırılması, istanbul’un vergiye bağlanması gibi Osmanlı’nın hakimiyetini içeren maddeler vardır.

Daha sonra Yıldırım Bayezid, 1402’de yeni bir kuşatma yapmış fakat bu kezde Timurlenk’in Anadolu’ya seferi üzerine yarım kalmıştır.

Bir sonraki kuşatma ll. Murad Tarafından 1422 yılında yapılmış bu kez de Anadolu’da Mustafa Çelebi’nin ayaklanma çıkarmasından dolayı bu kuşatma kaldırılmıştır.

Ancak Osmanlıların gittikçe güclenmeleri ve İstanbul’un iyice kıskaca girmeleri yanında diğer sosyal ve siyasi etkenlerde bir araya gelince İstanbul’u fetih başarısı Fatih Sultan Mehmed’e kalacaktır.

B-Siyasi Nedenler:

İstanbul’un fethinin siyasi sebepleri aşağıdaki şekilde sıralanabilinir:

1. Anadolu ve Trakya ile Balkanlara hakim olmuş Osmanlı devletinin ortasında bir çıban gibi kalmıştır.Bu nedenle fethedilmesi Osmanlının toprak bütünlüğünü sağlayacaktır.

2. Osmanlıların Avrupa’da ve Balkanlardaki hızlı ilerlemelerinden korkan Haçlılar genellikle Doğu Roma İmparatorluğu’nu Osmanlılar aleyhine kışkırtmışlardır.

3. Doğu Roma İmparatorluğu, her defasında Anadolu beyliklerini Osmanlı’ya karşı kışkırtmışlardır. Osmanlılar ne zaman Balkanlara sefer yapsalar, İstanbul kışkırtmalarıyla doğudaki bir beylik ayaklanmıştır. Buda Osmanlıları sürekli zor durumda bırakmış, bir çok kez batıda savaşılamadan Osmanlı ordusu geri dönmek zorunda kalmıştır.

4. Doğu Romalılar, Osmanlı devletindeki her kardeş kavgalarında Osmanlıyı kardeşler arasında parçalamaya çalışmışlardır. Bu tehlikeden dolayı daha sonra Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı devletinin geleceğinin bekası için gerekirse kardeş katlinin uygun olduğuna dair kanun koymuştur.

5. İstanbul’da Doğu Roma İmparatorluğu’nun güçten düşmesiyle İstanbul’un yeniden Latinler tarafından alınması durumunun ortaya çıkması ve bu kez daha güçlü düşman ile karşılma korkusu,

6. İstanbul’un coğrafi ve jeopolitik konumu dolayısıyla büyük devletlerin istanbul’un zayıflığından alınmak isteğini engellemek şeklinde düşünülebilir.

C-Ekonomik Nedenler:

İstanbul, Doğu Roma İmparatorluğu döneminde İpek ve Baharak yollarının merkezi durumunda idi. Karadenizden gelen veya ortadoğudan gelen bütün İpek ve Bahararat yollarının Doğu’daki son yeri ve Batı’nın ilk yeri idi. Buradan dağıtım yapıldığından dünyanın en önemli ticari merkezlerinin başında gelirdi. Osmanlı devletinin coğrafi, iktisadi ve askeri durumunun gelişmesi için İstanbul’un alınması gerekli idi.Boğazların tam olarak kontrol altına alınmasıyla Karadeniz ticareti ele geçirilebilirdi.

2-264

İSTANBUL FETHİNDE TARİHİN ROLÜ

Fatih Sultan Mehmet’ten once İstanbul sayısız kez kuşatılmasına rağmen alınamamıştır. Fatih Sultan Mehmet once İstanbul’un tarihini öğrenmiş sonar İstanbul’u kimler nasıl kuşattığını ve niye alamadıklarını öğrenmiştir.

Fatih, İstanbul kuşatmalarında görmüştür ki, İstanbul çağ öncesinde bile kuşatılacak kadar tarihi bir şehirdir.

Tarihte bilinen en eski kuşatmalar arasında;

İstanbul’u tarihte ilk kuşatanlar M.Ö. 477 de Yunanlı Avsaniluyas’tur. Kuşatma sonuçsuz kalmıştır.

Tarihteki 2. Kuşatma: m.Ö. 410 yılında Yunanlı komutan Alkibiyades komutasındaki Yunan ordusu tarafından kuşatılmıştır. Bu şehir devletleri komutanlarının ikise de kuşatmalarda başarıya ulaşamamışlardır. Daha sonraki kuşatma Makedon Kralı Filip’in M.Ö. 340 yılındaki kuşatmasıdır.  Filip, ünlü Helenistik kral Büyük iskender’in Makedon Kralı babasıdır. Alamamıştır.

Büyük Roma İmparatorluğunun imparatoru Septinus’ta İstanbul’u kuşatmış fakat o da koca imparator olmasına rağmen o da İstanbul’u alamamıştır.  Daha sonra M. 194 yılında Roma imparatoru Septimus Severuz komutasındaki Roma ordusu tarafından yapılmış ve 3 yıl sürmüş, surlar içinde açlık, hastalık yüzünden mukavemet kırılmış ve şehirler ele geçirilmiştir. Yağmalarla sehir harap edilmiş ve halkıda kılıçtan geçirmiştir.

Diğer Roma kuşatması M 313 yılında Sezar Maksimus tarafından yapılmıştır. Bir başka kuşatma ise  M 315 yılında Büyük Konstantin tarafından gerçekleştirilmiştir. İstanbu bu kuşatmadan sonra Konstantinopolis olarak anılmaya başlanmıştır.

İranlılarda 616 ve 626 yıllarında İstanbul’u kuşatmıştır. Hatta 626 yılındaki kuşatma için Avar Türkleri ile işbirliği yapmışlar, biri denizden diğeri karadan kuşatmışlar. Ancak denizde meydana gelen fırtına sonucunda bütün İran ve Avar donanması yok olmuştur. Istanbul, burda da şansı sayesinde kurtulmuştur.

Fatih Sultan Mehmet’in kuşatmasından once İstanbul defalarca kuşatılmış idi.  İstanbul kuşatmalarında uzaktan gelen Arap orduları dışında Balkanlar ve Karadeniz’den gelen ordular tarafından da kuşatılmış idi. Bunlar arasında 813 yılında Bulgar asıllı Slav Kralı Krems tarafından, 820 yılında Slav despotu Thomas tarafından ,859 yılında Macarlar tarafından, 860 yılında Ruslar tarafından, 914 de Bulgaristan Kralı Simon tarafından, 1048 de Toryimus tarafından yapılan kuşatmaların hepsi de başarısız olmuştur. Hatta Venediklier tarafından 1302 yılında, İstanbul Galata’da yaşayan Cenevizliler tarafından 1348 yılında yapılan ve Cenevizden destekli Cenevizlikuşatması’da İstanbul’u almayı başaramamıştır. Bunlara Müslüman Arap ve Türklerin yaptığı kuşatmalarıda eklenirse İstanbul’u 30 dan fazla kuşatan değişik devlet ve orduların İstanbul’u alamaması Fatih’in öğrendiği konular arasındaydı.

Bütün bu kuşatmalardan Fatih Sultan Mehmet’in tespit ettiği konu İstanbul, bu zamana kadar neden o kadar kuşatılmasına karşı alınamamıştır. Kuşatma tarihini çok iyi bilen ve yorumlayan Fatih’in bu soruyu şöyle cevapladığı düşünülebilinir:

3-206

İstanbul’un Fatih Dönemine Kadar Alınamamasının Sebepleri:

1. O zamana kadar Doğu Roma İmparatorluğu adıyla anılan ve 16. Yüzyıldan sonra başkenti olan istanbul’un Bizans adından dolayı Bizans’ta denilen küçücük ülkenin, Avrupa devletleri tarafından Roma imparatorluğunun devamı sayılması, kutsal şehir kabul edilmesi ve doğudaki son Avrupa kalesi olarak görülmesi dolayısıyla sürekli desteklemeleri.

2. Savunmaya elverişli konumu ve sağlam surlara sahip olması. Zaten istanbul’un en önemli savunma düzeni surlar idi. Yedikule’den Ayvansaray’a kadar 8 km. lik çok kalın surlar dünyanın Çin Seddi’nden sonraki en uzun ikinci surları idi. Birde bu surların önündeki hendekler, sular, surlara yapılan baskıyı kolaylıkla engellemektedir.

3. İstanbul, karadan ve denizden kolayca yardım alabilmesi

4. Doğu Roma İmparatorluğu daha önce birçok kez kuşatılmayı çözebilecek derecede tecrübeye sahip olduğundan İstanbul savunması konusunda çok deneyimli olması

5. Devrin teknolojilerinin surları yıkmaya ve diğer savaş araçlarına karşı yetersiz olması gibi nedenlerle İstanbul,bir türlü alınamıyordu.

Tarihi bilgileriyle Fatih Sultan Mehmet çok iyi çözümleme yaparak her kuşatmadaki hataları tespit ettikten sonra bunlara karşı neler yapılabileceğini düşünmüş ve düşündüklerini üstün zekasıyla birleştirerek uygulamaya koymuştur. O halde bu düşünceleri neler idi? Bunları nasıl uygulamaya koymuştur.

Bu sorular ancak Fatih’in İstanbul Fethi hazırlıkları başlığı içerisinde incelemek mümkündür.

Fatih Döneminde Fethi Kolaylaştıran Etkenler:

1.Yüzyıllar sonra Bizans ta denilen Doğu Roma İmparatorluğu’nun eski gücünü kaybetmesi, ordu ve donanmasının zayıflaması ve toprak olarak sadece bugünkü tarihi yarımadan içerisine hapsolmuş olmaları,

2. Doğu Roma İmparatorluğu’nda din, mezhep ve parti çatışmalarının çok olması

3. Osmanlı ordusunda surları yıkabilecek topların yapılmaya başlanmış olması

4. Daha önceki istanbul’un alınamayışının gerekçelerinin ortadan kaldırılarak çok iyi bir hazırlık yapılması fethi kolaylaştıran  en önemli etkenler olarak gösterilebilir.

Fetih için yapılan hazırlıklar:

Fatih Sultan Mehmet, tarihi çok iyi biliyordu. Istanbul’un alınmasını kendine en büyük hedef seçtikten sonra, tarihte diğer kuşatma yapanların neden bu kuşatmalarda başarısız olmalarını değerlendirdikten sonra hazırlıklara girişti. Genel olarak aşağıdaki hazırlıkları yaptı.

1. Kendilerini her zaman Selçukluların varisi gören Karamanoğulları Beyliği yönetimi Osmanlı güçlendikçe bu ihtimalin ortada kalktığını gördüğü için Osmanlı ne zaman batıya doğru bir sefer yaparsa o doğudan Osmanlıya saldırmakta idi. Böylelikle Osmanlı güç durumda kalıyordu. Bir çok batılı devletlerle ve Doğu Roma İmparatorluğu ile Osmanlıya karşı anlaşmaktan çekinmemiş idi. Osmanlıda her defasında üzerine yürüdüğü Karamanoğlu Beyliğinin yönetimini her sefer sonunda af dilemesi üzerine affediyordu. Hatta kız alıp verme yoluyla akrabalık bağları kup aradaki düşmanlıkların kaldırılmasına çalışıyordu. Bu fetih öncesinde de Fatih, ilk olarak doğudan Karamanoğullarından gelebilecek tehlikeye karşı onları da başarıda pay sahibi yapma ve gazaya katılma imkanı Verdi. Sonuçta Karamanoğulları, fetih süresince osmanlılara karşı bir harekete geçmemeleri sağlandı. yani Karamanoğulları ile barış yapıldı.

2. İstanbul’a yapılan kuşatmaların çoğunda İstanbul denizden yardım aldığı için kuşatma boyunca fazla sıkıntı çekmiyordu. Karadenizden gelebilecek yardımların önünü kesmek için daha once Yıldırım Bayezid, Anadolu Hisarı’nı yaptırmıştı. Tam karşısına İstanbul boğazının en dar yerine Rumeli hisarının (Boğazkesen) yaptırdı. Böylelikle İstanbul’a kuzeyden yani Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler ve topluluklardan yardım gelmesi tamamen engellendi.

6-94

Anadolu Hisarı ile ilgili yayınlanan gravürlerden

3. İstanbul’un o zamana kadar fethedilememesinin en önemli nedeni surlar idi. Döneminin en önemli topçu ustasu olan Macar topçuyu ikna edip Edirne’ye getirerek ve Edirne’de çizimlerini bizzat kendisinin yaptırdığı şahi adıyla surları yıkabilecek büyük topları yaptırdı. Böylelikle bu surların artık yıkılabileceğini ortaya koydu.

4. Denizden gelebilecek tehlikelere karşı 400 gemilik bir donanmanın yaptırdı. Ancak bu gemiler o zamanın şartlarına gore Okyanus’a dayanıklı büyük gemiler değildi. Yine de caydırıcı güc idi. Buna rağmen üç Ceneviz gemisi o kadar büyüktü ki, bu gemilerin arasından geçerek İstanbul’a ulaşmışlar ve Haliç’in zincirlerinin ötesine geçerek İstanbul’a yardım getirmişlerdi.

5. Bir İstanbul kuşatmasında İstanbul’un arka bahçesi durumunda olan Mora’ya Turhan Bey, komutasında bir akıncı birliği göndererek, onların yaptığı akınlar ile Mora’dan gönderilerek yardımların İstanbul’a gelmesini engelledi.

6. Olması muhtemel bir haçlı ordusunu engellemek için Balkanların en güçlü devleti olan Macarlarla üç yıllık anlaşma yapılmasını sağladı.

7. Balkan devletlerinden olan Eflak ve Sırbistan ile barış anlaşmalarının yenilenmesini sağladı.

8. Doğu Roma imparatorluğu’nun, İstanbul çevresindeki kaleleri ele geçirildi. Böylelikle İstanbul’a kendi kalelerinden bile yardım gelemez hale getirildi.

9. Bizzat kendisinin ilgilendiği ve gayret gösterdiği çaba ile Surların üzerinden aşırtma gülleler atacak havan topları yapıldı.

10. Surlara yaklaşmayı ve tırmanmayı kolaylaştırmak amacıyla tekerlekli kuleler yaptırıldı.

Doğu Romalıların savaş hazırlıkları:

Fatih Sultan Mehmet, bütün bu yukarıda 10 madde ile açıklanabilecek hazırlıkları yaparken Doğu Romalılarda boş durmadı. Onlar da kendilerine gore savaş hazırlıkları yaptı. Bunlar aşağıda şöyle özetlenebilir:

1-- Doğu Romalıların her sıkıştılarında yaptıkları gibi yine Haçlı dünyasından yardım istendi. Papalık bu Haçlı seferlerinin başlaması için Ortodoks ve Katolik kiliselerinin kendi yönetimlerinde birleştirilmesini teklif etti. Ancak Bizans halkı buna karşıydı. Ortadoks patriği bile Palalığın bu dayatmaları karşısında “başımızda katolik külahı görmekten ise Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz”  mealinde konuştu. Buna rağmen Papa ve Venedik’ten bir miktar asker geldi.Sakızlı Cenevizlilerden iki kalyon ve bir miktar asker geldi.Mora’dan, adalardan ve İspanya’dan bir miktar asker geldi. Hatta bu Ceneviz donanmasının Çanakkale Boğazı’ndan geçerken kendilerinden sayıca çok üstün olan fakat güç olarak çok daha küçük olan Osmanlı gemilerini geçmesi ve Haliç önlerine gelmesine çok kızan faith Sultan Mehmet’in atını denize sürerek kendi donanmasına çok kızdığıni gravür eden resim çok meşhurdur. Ancak bu olayın sonunda Donanma Komutanı’nı da değiştirdiği bir gerçektir.

2. Surlar kuvvetlendirildi. Savaş sırasında surlarda açılan gedikleri anında kapatan birim oluşturdu.

3. Doğu Romalıların geliştirdiği Rum ateşi, her yere yerleştirildi. Özellikle surlarda bu silah çok etkili oldu.

4. İstanbul’da bol bol yiyecek depolandı.

5. Haliç zincir çekilerek kapatıldı. Böylelikle nispeten zayıf olan Haliç kıyılarına Osmanlı donanmasının girmesi engellendi. Ancak Fatih Sultan Mehmet buna dahiyane buluş ile gemilerini yaptırdığı kaydıraklı kızaklarla karadan geçirerek Haliçe ulaştırması, savaşın en önemli hareketlerinden biri oldu.