İSTANBUL DURDU!
Selçuk MARUFLU
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü açarken, şöyle diyordu; "Bu köprü ve çevre yolları kısa sürede, şehir içi yola dönüşecek. Bu nedenle; bu günden tezi yok, üçüncü boğaz köprüsünün hazırlıklarına başlanmalıdır." Turgut Özal'ın bu sözleri, nerede ise 18 sene oluyor. O zamandan beri, İstanbul için taş üzerine taş konulmadı, günde; ortalama 170 aracın trafiğe girdiği, buna karşılık yol, geçit, kavşak yapılmadığı İstanbul'da, artık ulaşım, trafik durma noktasına geldi.
Sabahları binlerce araç karşıya, akşamları binlerce araç yine karşıya geçiyor. Günde iki köprüden ortalama 500.000 araç geçiyormuş! Yapılan hesaplamalar yılda 900 milyon $ israf edildiğini gösteriyor. Türkiye'nin yıllık petrol faturasının onda biri (1/10), duran, bekleyen araçların israf ettiği akaryakıta ait.
Köprülerden geçmek, ara arterlerde ilerlemek, artık mümkün olmuyor. İnsanlar gidecekleri yerlere 2-3 saatte gidiyorlar. Amerika'da öğretilen, işletme derslerinde öğretilen ve de benim inandığım bir söz vardır. "Bir işte, (firmada) kaliteli netice istiyorsan, kaliteli insan kullanacaksın" diye. İstanbul'un sorunlarına kim çözüm bulacak. Tabii ki, vali ve seçilerek gelen belediye başkanı. Sen seçim kazanmak için her vaadi yapıp, mangalda kül bırakmayacaksın, sonra masaya oturunca, ağlamaya, şikâyete başlayacaksın. Seçim meydanlarında, hep söylediğim bir söz vardır; "Sevgili vatandaşım, seçtiğiniz insanı 5 yıl için göreve getiriyorsunuz. 5 yıl bu kişiye tahammül etmek zorundasınız. Bu nedenle, yanlış yapmayın. Boş laflara, vaadlere kanmayın, iş yapacak, ağlayıp, sızlamıyacak insanlara oy verin" diye. İşte şimdi bütün İstanbul halkı şikayetçi. Çarşıda, pazarda, Beyoğlu'nda, esnaf, vatandaş arasında dolaşıyorum. Bir sor, bin dinle! Ama, kişisel, hadise, toplumsal hak aramaya; baskı grubu oluşturmaya gidemiyor. Bu ilin, milletvekilleri, sivil ve gönüllü toplum örgütleri, siyasi partiler, basın/medya görevlerini yapmıyorlar. Bunlara öneriyorum. Bir sabah, saat 8-10 arası, Asya yakasından, Avrupa yakasına geçmeye çalışın. Gelin, kuyruğa girin, gelin, zavallı halkın balık istifi gibi, üst üste seyahat ettiği, otobüslere binin, sadece bir gün! Yapmazlar, onlar, eskortlarda, trafiği yarıp geçerler. Çözüm ve çare düşünmüyorlar bile, ilanlar asmışlar, İstanbul'da trafiğe 116 çözüm diye. Allah aşkına, size inandırıcı geliyor mu? Her yeri kazdılar, öyle bıraktılar, örnek Beyoğlu, kendi halkından utanmıyorsun, turistlerden utan, yabancılardan utan!
İstanbul'a akılcı çözümler üretmek varken; garip şeyler yapıyorlar. Aklı başında olan, ahmak olmayan, artık anlamalıdır ki; mevcut yolları daraltarak, raylı sistem (tramvay) dönemi artık bitti. Mantık, yerin altından ulaşım (metro) emrediyor. Kabataş'a tramvay yapmışsın; Kabataş'tan binen, Atatürk Hava Limanına gidebilmeli.
Hayır! 3 defa tramvay değiştirecek! İyi kötü, Taksim-Levent arasındaki metroyu, hızla diğer hatlarda entegre etmek varken; Kabataş-Taksim arasına, tünel yapıyorlar, milyarlarca dolar harcanıyor. Ulaşımda, deniz kullanılmıyor. Bir türlü üçüncü köprüye başlanmıyor; yeni yollar açılmıyor. Ahmakça, her yere, gerekiz, gelişi güzel trafik ışığı koyuyorlar, akmayan trafiği daha da felç ediyorlar.
Belediye Başkanlığı'na talip olan kimse, seçim kampanyasında projelerini açıklar. Bizimkisi ise; "1,5 yıldır Proje Dairesi kurduk, 300 kişi çalışıyor projeler hazırlıyacaklar" diyor. Yani, 28 Mart'tan bu yana, 1,5 yılı israf ettiğini ilan ediyor. Bazı insanlar, küçük işlerde, kısmi başarılar elde edebilir, ancak, büyük, yük ve sorumluluk altında, eğer beceriksiz ise, iş yapma kabiliyeti yok ise ezilir, gider. Ancak bu gibi kamu görevlerinde ezilen halk, vatandaş oluyor. Ve hiçbir kimse, sade vatandaşa faydalı olacak, icraat yapmıyor. Bunlar, halka faydalı iş yapmamaya yemin etmişler sanki.
Bir konut furyasıdır gidiyor. Elde kalan her yeşil alan, yeşillik talan ediliyor, 10-15 katlı iğrenç, çürük beton yığınları yapılıyor.
Bilim adamları, deprem tehlikesine dikkat çekiyorlar ve ne olur, 2-3 kattan fazla bina yapmayın diyorlar, dinleyen yok! Rantçılar, inşaat mafyası kârlarına kâr katacak. Vatandaşlarımı bu binaları satın almamaya davet ediyorum.
En azından Ankara Belediye Başkanını örnek alın. Adamın yaptığı alt geçit ve kavşaklar trafiği bir hayli rahatlattı. Ancak, Ulus, Kızılay ve Kavaklıdere kavşaklarına da çare bulması lazım...
Vatandaş çaresiz, çözüm üretmesi, çare bulması gerekenler, sadece şikayet ediyorlar. Günler ızdırapla geçiyor. İstanbul duruyor.
Yorumlar