Güzel bir yazı döktürmeyeli… Çok oldu çok…

Ama artık karamsarlıklarımı bir kenara attırıveren bir konu tekrar hayatıma girdi.

MÜZİK

Müzik deyince de klasik mekanlarımızın vazgeçilmez ismi Cemal Reşit Rey !!!

Öyle bir konsere tanık oldum ki sormayın.

İki saatlik süre …başladı ve hop bitti.

Helal be kadın 

Helal sana

Çok güzel ve çok zor bir enstrümanı hatta erkeklerin elinde görmeye alıştığımız bir enstrümanı, feminen hareketlerinle başarılı bir performansla ne de güzel yorumladın.

Yürekten alkışladım çok duygulandım çok… 

Biz kadınların neler yapabileceğini gösterdin. 

Pardon… Kimden mi bahsediyorum.

Melissa Aldana

Erkek egemen bir toplumda kadın saksafon sanatçısı olarak edindiğin kendine özgü yer, çok keyifliydi.

Hepimizi temsil ettin. Erkekler ‘Helal’ dediler ve çok etkilendim.

Melissa Aldana kurmuş olduğu ilk caz dörtlüsü ‘Vision’ ile çok ödül almış. Gerçekleştirdiği çalışmalarla Latin sanatçıların mirasıyla günümüzde sağlam bağlar kurmuş. En büyük ilhamı da Frida Kahlo’dan ….

Tınılarındaki yeni boyutlar ve kendine özgü sesiyle müzik dünyasında bence de yerini almış.

Baksanıza; Henüz 24 yaşındayken, babası Marcos Aldana’nın 1991 yılında yarı finale kaldığı Uluslararası Thelonious Monk Jazz Saksafon Yarışması’nı kazanan ilk kadın ve Latin Amerikalı sanatçı olarak tarihe geçmiş. Ve bu başarıları Washington Post şöyle dile getirmiş;

‘Caz müziğine taze bir kan ve yeni bir yön’

Konserin başlarında biraz karmaşa yaşadım. Alışılagelmiş caz tınılarının dışına çıkınca, kulağımın adaptasyonu biraz zaman aldı. Ama iyi ki beklemişim. Kadın gerçekten bir protest!

O nasıl bir nefes ve teknik 

Hayran kaldım… hayran kaldık…

Saksafon zaten böyle bir enstrüman. Caza da çok uygun. Protestoya da…Romantik ama asi… Güçlü ama naïf…

Döver de, hizmette ettirir.

Frida ve Saksafon ve de Caz.

Cuk oturmuş.

Ha…Kim mi bu Frida?

Yirminci yüzyıl popüler kültür ikonu hâline gelen Meksikalı ressam, ama sadece resimleriyle  değil, inişli çıkışlı özel yaşamı ve politik görüşleriyle de  tanınan sağlam bir kadınmış… Sanatı sürrealist olarak tanımlanmışsa da kendisi bu tanımı reddetmiş.  Şanssızlıklar ve acı dolu yaşamı olmuş. Bir otobüs kazasıyla da  ayağı kesilen Tahta Bacak Frida Kahlo’nun otoportreleri oldukça ünlü. Bıyıklı ve tek bir çizgi kaş şeklindeki güzel kadını hatırlamışsınızdır artık canııım.

Seviyorum bu ruhları. Çılgın ruhlar… zor ruhlar…

Bana da örtüşüyor hani.

İşte Aldana’yı dinlediğiniz zaman müziğin Frida ile olan bağlantısı ortaya çıkıyor.

Frida Latin Güzeli…

Frida ağlıyor. Acı çekiyor. Boyun eğiyor. Bağırıyor…

TEŞEKKÜRLER …hayatıma tekrar hoşgeldin CRR…