Henüz 16 yaşındalar… Genç kızlar ve hayatın kapılarını yeni aralıyorlar. Yani dünyanın kaç bucak olduğundan zerre kadar haberleri yok ve algıları da kapalı…

Geçen hafta Silivri’ de olan  olaya bakın ve görün kızlar nasıl bir rezilliğe kayıyor…

Lise öğrencisi dört kız tuzak kurup, kafaya taktıkları başka bir kızı “Ölen yakınıma dua edeceğiz” bahanesiyle- dini sömürü kandırmacası- mezarlığa çağırıyorlar. Sonra da camla kollarını kesip, elbiselerini çıkarıp baştan aşağı su döküyorlar. Ve ıslak vücudu dövmek daha da acı vereceğinden öyle tartaklıyorlar. Kafaları erkekten başka şeye çalışmazken, işkence yöntemini de nasıl geliştirmişlerse… Artı, şiddetin organize olması da hat safhada tehlikeli boyutları getiriyor.
Ve de bu yaptıklarının hepsini kameraya kaydediyorlar (!)
Duyanı hayrete düşüren bu işkencenin sebebi ise daha da vahim;
“Erkek arkadaşımla neden çıktın?”

E noldu şimdi ne o erkek ne de o dövdüğü kız zarar gördü.  Üstelik erkek de hindi gibi kabardı neymişim ben be kızlar uğruma neler yapıyor diye… Kızlar kendini ağırdan satar hiç mi ninelerinizi dinlemediniz?

Şimdi kızlar sekizbuçuk yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Dövdün hırsın geçti mi?
Dayağın travması ile sekizbuçuk hapis yatmanın travması aynı mı? Şöyle düşün bir; Evden birgün çıkmayınca nasıl afaganlar basıyor? Yıllarca özgürlüğün kısıtlanmış ve hücrelerin yavaş yavaş iflas ederek geçirilen koca bir yanlızlık… çok büyük kayıp çok… Değer mi?

Ay çıldıracağım… Bu nasıl bir beyindir yarabbi… Bu çocukların kafalarını nasıl cendereye aldı bu yüzyıl. Hedef yok, güzellik yok, amaç yok, saygı yok, sevgi yok, aile yok, arkadaşlık yok, ar yok, inanç yok… yokoğlu yok…

İşte böyle yok erkeğimi sen aldın, yok neredeler, nereye gidiyoruz, sen ne kadar içtin, al tekke var külah dertleri sadece para bulup gezip tozup alkol sigara… Lay lay lom… Sonunda da bu sonuçların olmasına da hiç şaşmamalı. Ve bilmediğimiz yüzlercesi…

Takıntı…Kızlarımız acayip takıntılı oldular. Ama negatif takıntılar. Bırakın kim kiminle olursa olsun. Siz kimsenin cezasını veremezsiniz. Nuray Sayarı’nın kitabında ne diyor; “Evrenden isteyin o ambalajıyla size sunar”

Eskiden erkek çocukları için bu davranışlardan korkulurken günümüzde agresif, mutsuz, ruhu aç, ne istediğini bilmeyen, saldırgan hatunlar sardı ortalığı… Ben çok üzülüyorum.

Biliyorum ki dünyanın seyri, teknoloji, medya, eğitimdeki açıklar, aile yaşam farklılıkları, GDO lu ürünler, özel hayatta şeffaflık, nüfus patlaması, büyük güçlerin egoları, alımlardaki sınır tanımayan krediler, bolluk- say say bitmez- onları böyle çileden çıkmışa döndürdü.
Bu arada en önemli şeyi geçtiler; Sevgiyi, arkadaşlığı, dayanışmanın o muhteşem hafifliğini, ailenin yadsınamaz sıcaklığını, güvenmenin huzurunu…

“Dünyayı güzellik kurtaracak, sevmekle başlayacak herşey…”

Burada kendini mesih zannedenler gibi, bir çağrıda bulunmak istiyorum. Allahaşkına enerjilerinizi güzellikler için kullanın. Hayat size bu enerjileri ömür boyu sunmuyor… Bittiği zaman yanınızda kalacak olan işte bu güzelliklerin meyveleri olacak. Yok erkeğimi aldın, yok sarhoş olucam, yok daha fazla sigara içicem, hergün bir eğlence… Bunlar gençliğinizi kalemtraşa giren kalem gibi bitiriverir.

Biz de gençolduk ama sınırlarımızı zorlamadık. Sizi yetiştirenleri de acıcık düşünün yani…

Biraz tevekkülü öğrenmeyi deneyin. Acele etmeyin. Su gideceği yere varır…  Evren devinim halindedir. Kimse olduğu yerde kalmaz. Sabır Sabır Sabır…
Napolyon halt etmiş Para Para Para… değil işte. Zaten aklı olsa oğlunu sarayda hapsedip hastalanıp ölmesine izin vermezdi…Hırsı sevgisini yeyip bitirmiş. Bunu mu tercih edersiniz?
Etmeyenler için…

Önce karar verin, hedef koyun ve bol bol okuyun… Çok cazip gelmeyip çok sıkılsanız da üzerine gidin… günlerce aylarca sisteminizi kurun… disiplinle devam edin, keyfini aldığınız zaman hayatın anlamını yakalayacaksınız.

Unutmayın hayatın keyfiyeti uğrunda emek verdiğinizde tatlıdır. Yeter ki bu süreci dolu dolu yaşayın.

Kızımı ve tüm kızlarımızı çok seviyorum. Onlar yarının anneleri olacak ve biz onlarla gurur duyacağız.