Amerika’da yaşayan ve yaz tatillerini geçirmek için gelen torunlarımızı karşılamak üzere Atatürk Havalimanına gittim. Her vesile ile söylüyorum, çocuklarımızı iyi okutup, vatan ve milletlerine yararlı olsunlar diye büyük mali ve manevi fedakarlıklara katlanarak, Amerika’da okuttuk. Birisi işletme masterı/PHD’si, diğeri MBA yaptı ve dönüp geldiler. Türkiye için hizmet etmek istediler. Ne yazık ki, Teziç zamanın YÖK’ü, Amerikalı olup, Türk vatandaşlığında bulunan gelinimin diş doktorluğu diplomasını kabul etmedi ve denklik tanımadı. Hem de kendisi Türkiye’de nadir bulunan ağız ve diş cerrahisi/implant uzmanıdır. Maalesef çocuklarımız ihtisaslarına göre, uygun bir, tatminkar iş bulamayıp, tekrar Amerika’ya döndüler ve bizde eşimle iki kişi yalnız kaldık... Ben bazen düşünürüm herhalde bazı insanlar vardır, bunlar yataktan sabahları kalkınca “Yahu ben bugün ne yapsam da, şu vatana ve millete kötülük etsem diye” düşünebiliyorlardır. Zira bu tür insanlar, hareketleri ile akla bunları getiriyor.
Neyse asıl konuya geleyim...
Atatürk Havalimanı artık yetersiz duruma gelmiş, ana baba günü! Binlerce turist geliyor, günde en az 700 uçak inip-kalkıyor. Aslında bu sevinilecek bir durum. Ancak alan terminalleri, özellikle alt yapısı ve pistleri ile yetersiz duruma düşmüş... Yetkililer daha önce bu durumu öngörüp, gereken tedbirleri almamışlar. Şimdi yeni pist yapalım, askeri kısmı katalım, alanı genişletelim diye, açmazları oynuyorlar. Uçak kalkışlarında 30-35’e varan uzun kuyruklar oluşuyor. Adeta yolculara, esir muamelesi yapılıyor. Şöyle ki, uçağa alınıyorlar, uçağın içinde ve pist başında saatlerce bekletiliyorlar. Geliş-gidiş tablosunda 3 ve 5 saat gecikmeleri gördüm. 1987 - 1990 arası Türk Havayollarında görev yaptığım için biliyorum. İnsanlar öncelikle, güvenli, tehirsiz, zamanında seyahat isterler. Tabiatıyla güvenli uçuş ve tehirsizlik, uçakta konfor ve rahatlıkla tamamlanmalıdır. Uçak yolculukları, aslında son derece keyifli olaylardır. Gideceğin yere zamanında, yüksek konfor ve ikram şartları ile ulaşırsınız.
Türk Havayolları yönetimine geldiğimizde, ilk olarak THY/ tehirli ve tehlikeli havayolları imajını kaldırdık. O sırada, filoda bulunan, yolcuların korkarak seyahat ettikleri Paris’te düşen uçağın aynısı olan DC10’larını ve F28’leri devredışı bıraktık. Yepyeni uçaklar alıp, Amerika, Japonya, Singapur hatlarını açtık. Ancak, bunu yaparken uçuş güvenliğini, Türk Havayolları yönetimi, ön planda tutmuştur. Bizden sonra gelen THY yönetimleri de, Allahları var, iyi çalıştılar, bizim dönemimizde kurduğumuz sistemi değiştirmeyip, üzerine koyarak, katkılarda bulundular. Şuandaki yönetim de iyi çalışmaktadır. Türk Havayollarını geliştirerek, bir dünya markası haline gelmesinde katkıları vardır. Ortaya çıkan alan durumu ve gecikmeler, onların kabahati değildir. Artık, Atatürk Havalimanı artan bu yükü taşıyamamaktadır.
Hesapsız, kitapsız, dost, ahbap, rant-çıkar ilişkileriyle havaalanı çevresiyle inşaatlar yapılmasına göz yumdular ve izin verdiler. Bu şekilde devasa bloklar inşa edildi. Ataköy ve Florya geldi, havalimanına dayandı. Bırakın, bu yapılaşma dolayısıyla, iniş kalkış ve uçuş tehlikesini, aynı zamanda, havaalanını genişletemiyorsunuz, yeni pist yapamıyorsunuz. Yeni alan yapacağız diye konuşuyorlar. Bu en az 5 yıl sürer. Bu gelişim trendi ile artan ihtiyaçları nasıl karşılayacaksınız? Hangi alternatifleri devreye sokacaksınız? Havaalanının bakımsızlığı ve pejmudeliği (WC’ler pis ve kokuyor, dökülüyor) Tehirler ve yolcuları olumsuz etkilemektedirler. Bu arada şunu da ifade edeyim, devlete eski ve yeni Bakan, Milletvekili, Müsteşar, Yüksek Yargı Başkanlığı, Orgeneral olarak hizmet etmiş ve halen görevde bulunan bazı ünvan sahiplerinin yararlanması ve girmesi gereken, VİP/Şeref salonları yol geçen hanına dönmüş durumda. Herkes ve girmemesi gereken zevat girebiliyor. Kimse sormuyor! Hele medeniyetler ittifakları toplantısına rastladığından, gelen delegeleri, VİP’ten karşılayıp sonra uçuruyorlar. VİP personeli, bunalmış durumdaydı. Milletvekilliği ve diğer yüksek görevlerde bulunan bizleri, o ülkeler VİP’e katiyen almayıp, normal çıkıştan çıkartıyorlar. Biz neden bunlara aynısını yapmıyoruz, anlamakta güçlük çekiyorum.
Özetle, bu Atatürk Havalimanı ile önümüzdeki yoğun turizm sezonu nasıl karşılanacak merak ediyorum... İzlemimim Atatürk Havalimanında işler Allah’a kalmış, yetkili hiç kimse, acil çözüm ve alternatif üretmiyor ve tatbikata geçirmiyor...