Kars Kalesi, Fethiye Camii, Katerina Av Köşkü, Kümbet Camii, Ani Harabeleri, Sarıkamış Şehitliği  derken, daha önce ziyaret ettiğim ancak bundan sonra da geldikçe hep ziyaret edeceğim, bu coğrafyada vatan uğruna seve seve can verenlerin  ruhuna dua ettiğim  bu müzeyi sizlerle paylaşmak istedim. Girişte onlarca çarığa bakarken, Sarıkamış’ın uğultulu tipi sesi kulaklarımı tıkadı. Tam da o atmosferi tekrar yaşarken burnumun sızlayan direğini sıktım.

Salsam gözyaşlarım sel gibi…

Ahmet’ler, Mehmet’er, Ali’ler… bizim  sizlere ne kadar minnetimiz var! Cennetlerde huzurla uyuyun!

19 uncu yüzyılda Kars’ta savunma amacıyla kullanılmış tabyalar Rus ordularının istilasına karşı şehrin savunulmasında önemli işlevlere sahip …


Tabya kelimesi Arapça Ta'biye kelimesinden türemiş. Askeri bir terim olarak ise  “hazırlık, donatma, yığma”, yerli yerine koyup tertip etme anlamında …

İçerisinde askeri kuvvetleri barındırmak için çevresi savunma mevzileri ile çevrilmiş, içerisinde kışla, cephanelik, eğitim ve toplanma yerleri, hazır kıta mahalleri, depo ve camii binalarından oluşan taş, kagir, beton veya demirli betondan inşa edilmiş kapalı mevziler bu tabyalar…

Ateşli silahların vurma gücü ile, kuşatma yapan orduların süreyi uzatmak, silah, cephane ve erzak ihtiyaçlarını kısa sürede tamamlayabilmek savunma yapılan şehirlerde daha büyük oranda tahkimat yapma ihtiyacıyla ortaya çıkmış. Bu sebeple özellikle sınır şehirlerimizde bol tabya var. ( Kars, Edirne, Erzurum, Çanakkale gibi )

Ortaçağ döneminde büyük kalelerin yakınlarında küçük savunma kule ve mevzilerinin yapılması ile başlayan tabyaların asıl gelişimi Yeniçağda oluşmuş. Tarihi filmlerde bu kalelere sıkça rastlamışızdır.

KARS TABYALARININ TARİHÇESİ

Osmanlı Padişahı III. Murad'ın emriyle Kars'a 100 bin kişilik ordusuyla gelen Lala Mustafa Paşa 1579 tarihinde şehre yapılan İran saldırılarını durdurarak eyalet merkezi haline getirilen Kars'ta yeni bir imar çalışması başlatmış. Bu imar çalışmaları sırasında yıkılan Kars kalesi yeniden yapılmış, kale ile birlikte 9 cami, 1 taş köprü, Beylerbeyi sarayı ile birlikte Kars kalesinin batısında şimdiki Sukapı mahallesi ile Çakmak kışlanın birleştiği yerde TEMUR PAŞA tabyasını yaptırmış. Kars'ın ilk tabyası olarak bilinen kule ve savunma mevzilerinden oluşan bu tabya şehri güneyden ve batıdan gelebilecek İran saldırılarına karşı 17. yüzyıl sonuna kadar savunmuş.

Osmanlı İmparatorluğunun 1699 tarihinde imzaladığı Karlofça Antlaşmasından sonra devletin doğu sınırlarında yeni savunma sistemleri oluşturmak amacıyla 1734 tarihinden başlayarak şehri doğudan Ruslara karşı, güneyden İran'a karşı savunacak olan tabyalar  oluşturulmaya başlanmış ve 19. yüzyıl sonuna kadar bu çalışmalar devam etmiş. 1734-1878 tarihleri arasında 154 yıl boyunca Kars şehrini düşman saldırılarından korumak amacıyla toplam 46 adet tabya yaptırılmış, bu tabyalar özellikle Rus saldırılarına karşı devletin doğu sınırlarının korunmasını sağlamış.


1734-1878 tarihleri arasında Kars şehrinin coğrafi yapısına uygun olarak yaptırılan ve 46 adet tabyadan 24 tanesi ya tamamen tahrip olmuş ya da sadece savunma mevzileri günümüze kadar ulaşabilmiş. Diğer 12 tabya halen askeri denetim altında bulunmakta. Geriye kalan 10 adet tabyadan 5 tanesi önemli ölçüde zarar görmüş, 5 tabya ise günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmış- Karadağ Tabya, Arap Tabya, Kanlı Tabya, Kerim Paşa Tabya ve Süvari Tabya Tabii ki bunlarda yapılacak onarım ve restorasyon çalışmaları sonrası turizme yelken açar... Ülkemizin tarihine eklediğim bu bilgiler içinde esefle söyleyeceğim ki burada da canım binaların restorasyonları nedense çok geniş bir zaman diliminde ilerliyor.

​​​​​​​

Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi – Kanlı Tabya

Merkez Bülbül Mahallesinde bulunan Kanlı Tabya Kars şehrini güney cepheden korumak için – İran saldırılarına karşı- yapılmış ve daha sonra 1805-1806 yıllarında Sultan III.Selim döneminde güçlendirilerek bugünkü kışla binası da yine bu dönemde inşa ettirilmiş ve mimari özelliklerini koruyarak günümüze kadar ulaşmış. (Plan olarak; Kışla Binası, İçtima Alanı, Hendek, Savunma Merkezi )

​​​​​​​

Bina 1803'te Padişah III. Selim Döneminde "Yeni Tabya" ismiyle yapılmış 46 tabyadan biri… 1828 yılında, Rusların Kars’a yaptıkları saldırılarda, bir gece baskını sırasında tabyadaki askerlerin tamamı şehit edildiği için bu tabyanın adı Kanlı Tabya olarak kalmış.

Müzenin 8 ana salonunda 1828 yılından Cumhuriyet’in ilanına kadar bazı önemli olaylar interaktif olarak sergileniyor. Enstalasyonlar balmumu heykeller oldukça başarılı … Görsel efektler, interaktif kurgular ve ses efektleriyle yakın tarihimizde cereyan eden olaylar çok iyi canlandırılmış ancak  müzede ürkütücü bir ölüm sessizliği hakim özellikle de pandemi sebebiyle müzenin kalabalık olmaması, ambiansı daha da hüzünleştiriyordu

Yaklaşık 500 askeri ( bir tabur ) barındırabilecek kapasitesi bulunan bu tabya özellikle 1827-1828 Osmanlı-Rus savaşında çok çetin çarpışmalara sahne olmuş.

Girişte aynalar vasıtasıyla sonsuzluğa giden bir ışık kervanı ve askerlerin o dönem kullandıkları çarıklar var. Bu çarıklar ışıklandırılarak şehitlerimizin sonsuza kadar anılması için bir görüntü oluşturuyor.. Tabya içerisinde 3 oda da ise interaktif canlandırmalar var. Burada  kalan askerlerin revir, ameliyathane ve mutfak bölümlerinde gerçeği aratmayan dizaynları , insan maketlerinin gerçeği yansıtan görüntüsü oldukça etkileyici. Yaralı askerler, ameliyat edilen askerler ve kovuşta istirahata çekilen askerlerin mektup okuması, düşünmesi, mutfakta çalışan askerlerin görüntüleri ve dolaşması anlatılıyor. Yine o dönem kullanılan malzemelerle dekorlandırılmış. Kovuşta ise askerlerin bazıları yaralı , bazıları mektup okuyor bazıları da derin düşüncelerde…

1921 Kars Antlaşması için Kars’a gelen Rus generallerinin Kazım Karabekir Paşa’ya hediye ettiği Kars Müze Müdürlüğü bahçesinde bulunan Beyaz Vagon da burada sergilenmeye alınmış. Daha önce gezdiğim vagonun içi salgın nedeniyle gezilemiyor.

Kanlı Tabya olarak anılan bu tabyanın adı, gelecek kuşaklara Kars halkının ne denli zor koşullarda ve özveriyle bu şehri koruduğunu hatırlatmak ve olumsuz hisler çağrıştıran isminden arındırmak adına “Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi”olarak değiştirilmiş. Ancak bana kalırsa Kanlı Tabya ismi burada ve Sarıkamış’ta şehit olan yüzlerce şehit askeri ve onların gözü yaşlı annelerinin hatırlanması adına  doğru bir isim. Yazlık kıyafetleriyle donan Sarıkamış Şehitlerinin de vurgulandığı müze gerçekten görülmeli.

​​​​​​​

Kanlı Tabya, Bu vatan uğrunda ölebilenlerindir cümlesinin  hatırlanısı ve  ruhu derinden etkileyen bir mekandır.

​​​​​​​