Genleri değişmediği müddetçe…
Levent ÖZADAM
Hiç kimse net bir şekilde söyleyemese de aslında Kıbrıs Türkünün tercihi Papadopulos’tan yana idi!
Çünkü Papadopulos Güney Kıbrıs’ın başında olduğu sürece iki toplum arasında ki uçurum her geçen gün daha da açılacak sonuçta çözümsüzlük çözümdür düşüncesi sağcısından solcusuna kadar yol haritası olacaktı!
Başta Cumhurbaşkanı Talat da dahil, siyasi görüşü ne olursa olsun hiçbir kesim Papadopulos’un özellikle birinci turda devre dışında kalacağına inanmıyor hatta ikinci turda da farkla yeniden başkan seçileceğini tahmin ediyordu!
Ama olmadı, sadece Rum kesimi değil Türk tarafı ve yönetimi de dahil şok bir gelişme ile karşıya kalındı!
Seçim propaganda döneminde dikkat edildiyse eğer Kasulidis çok bir net şekilde seçimi kazandığı taktirde ilk işinin ertesi gün Talat’ın evini ziyaret ederek kahve içeceğini söylemesi Güney’de ki dengeleri alt üst etmeyi başardı!
Kasulidis elbette ki istediği an Türk tarafına geçebilir ve istediği ile kahve içebilir ama bu bir KKTC Cumhurbaşkanı olursa eğer bunun sonu da gelir, kahve içmekten başka şeylerde elbette ki konuşulurdu!
Anketlerde hep son sırada çıkan Kasulis’in aslında bu anket sonuçları ile bile Talat’ı rahatlatan ve rehavet içine sokan bir gelişme idi!
Çünkü, Annan Planı’na kesin bir dille hayır diyen Papadopulos ve son bir haftada dönen ve hayır için çalışan, aslında Kıbrıs’ta ki barışın dibine de dinamit atan Hristofyas ile mücadele etmek aslında çok zor değildi ama, plana evet diyen bir Kusulidis önümüzde ki dönemde KKTC başkanlığını epey terleteceğe zor anlar yaşatacağa benziyor!
Zaten Cumhurbaşkanı Talat’ın aklından en ufacık bir şekilde de olsa Kasulidis tahmini olsa, asla birleşme Tanrı kelamı değildir sözünü söylemez, aynı fikirde olduğu kişi ve siyasi düşüncelerle de zıtlaşmazdı!
Tabi ki eğer Kasulidis seçilirse Rum kesininin Kıbrıs politikasında gözle görülen farklılıklar olmayacaktır!
Zaten bunun işaretleri Güney’de ki seçimlerin hem öncesinde hem de sonrasında verilmiş ve her üç adayın da ortak amacının Türk askerini adadan çıkarmak ve Türkiye’nin garantörlüğünü ya kaldırmak ya da sulandırmak olduğu ifade edilmişti!
Seçimin ilk raundunu önde bitiren Kasulidis, Annan Planı’na evet dese de seçim sonuçlarının açıklanmasından hemen sonra Kıbrıs’ın artık kurtarılması gerektiğini ön plana çıkarmış ve Papadopulos’un oylarına talip olduğunu göstermiştir!
Papadopulos, Hristofyas ya da Kasulidis, iç siyasette her ne kadar birbirlerini yeseler de Kıbrıs sorununda gelinen şu aşamada aslında birbirinden hiçbir farkı olmayan üç lider!
Cumhurbaşkanı Talat, evetçi olduğu için ya da kendisini köşe sıkıştıracağını sandığı için ne Hristofyas’tan, ne de Kasulidis’ten çekinmesine gerek yok!
İki liderden hangisi seçilirse seçilsin, Talat’ın karşısına tüm şövenist birikimleri ile birlikte çıkacak ve belki de Papadopulos’u bile aratacak kadar Kıbrıs gerçeklerinden çok uzaklarda siyaset izleyecek, Kıbrıs’ta ki barışın ve çözümün önünde ki tek engelin Türkiye olduğu palavraları ile siyaset gütmeye başlayacaktır!
İşte o andan itibaren ilk başta biraz paniklese de gelişmeler sayın Talat’ı rahatlatacak ve bu işin hiçbir zaman dışarıdan gazel okumayla olmayacağını daha iyi kavrayacak ve yeni alternatifler için daha yoğun çalışmasına neden olacaktır!
Herkesi şoka sokan seçim sonuçlarında Papadopulos’un kazanamamasına biz de fazlasıyla sevindik!
Ama bu memnuniyetimiz, onun kaybetmesinden ötürü değil, barışçı ve çözüm yanlısı denilen yeni isimlerin denenecek olmasından dolayıdır!
İşte bu iki isimden hangisi olursa olsun koltuğa oturduğu zaman, anında eski giysisini çıkarıp, başkanlık giysisini giyecek ve bununla birlikte dosta düşmana gerçek yüzünü gösterecektir…
Az kaldı, bekleyelim ve Kıbrıs’ı kurtarma heveslilerinin icraatlarını hep birlikte izleyelim…
Bunların geni değişmedikçe, Kıbrıs’ta da hiçbir şeyin değişmeyeceğini çok yakında hepimiz göreceğiz!
Günün Fıkrası
Azrail hatası…
Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken,
ölüme yakın, birden bir Hayal görüyor.
Azraili görüyor ve soruyor: "Benim saatim geldi mi?"
Azrail cevap veriyor:
"Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve de 8 günün var".
Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor. Yüzünü gerdirttiriyor, dudaklarını doldurtturuyor vede göğüslerini düzelttiriyor.Kısacası: "Yeniden doğmuş gibi"
Daha uzun bir süre yaşayacağını bildiği için şimdi, o kadar ameliyatın değdiğini düşünüyor. Sonra ameliyattan sonra hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor. Tam karşıdan karşıya geçiyor ki,
ambülans çarpıyor. Ölüyor.
Cenette Azrail'e soruyor:
"40 seneden daha fazla yaşayacağımı sanıyordum! Neden o zaman bana o ambülansın çarpmasını sağlayıp, Beni öldürttün?"
Azrail cevap veriyor:
"Kız, ben seni tanıyamadım"
Yorumlar