Bu notları 2002 yılında Kültür Bakanlığımız tarafından yayınlanmış “GANDHİ” adlı tiyatro eserinden çıkarttım. Eserin yazarı Mohandos Karamchand giriş bölümünde; Gandi’ye “Mahatma”(Büyük Ruh) adının ünlü şair Tagore tarafından verildiğini belirtiyor. 2 Ekim 1869 yılında doğan Gandi,79 yaşında (30 Ocak 1948) bir Hindu tarafından öldürülüyor. İnsanlık tarihinde eşine az rastlanır bir inanç ve mücadele azminin sembolü olan Gandi, Hindistan’ı İngiliz zulmünden kurtaran bir devlet ve düşünce adamıdır. İşte söz konusu eserden bazı ifadeleri aşağıda sunuyorum: Gandi: - ...Irk düşmanlığı, insanlık onuru taşıyan herkes için bir felakettir… Abdüsselam (Müslüman tüccar): - Ah, bay Gandi, bu okumuş kuşağı hiç tanımadığınız belli! Bu züppeler bir İngiliz’den daha İngiliz’dirler. İngiliz bıçaklarına bileyicilik, Boer baltalarına saplık yapmaktan hiç rahatsızlık duymazlar. İngiliz idare Tapınağı’nın bir sütunu da bu eğitimli gençlerdir işte! “İngiliz sahip” bunları baston diye kullanır, onlara dayanıp destek alır, onlardan merdiven yapar istediği yere çıkar. …….. ………. Gandi: - Bu kadar sorunlu, değer bakımından bu kadar alçalmış bir dünyada mücadele etmeksizin durmak için ya kör ve sağır bir solucan ya da duygusuz bir gemi direği olmak gerekir. …………….. (Gandi eylemine “Satyagraha” adını veriyor ve şöyle tarif ediyor): -Şiddete karşı şiddetsizlik, sert yumruğa karşı yumuşak bir gül; hançere karşı cesurca açılmış bir bağır! Gandi: -…Bize kötü davrananlara karşı ahlakî bir savaş vereceğiz; klasik savaşlarda her zaman iki tarafta kaybeder, oysa bizim savaşımızda iki tarafta kazanacaktır. Ne onların bizi yenmesine ne bizim onları yenmemize izin vermeyeceğiz. Bizim yolumuz uzlaşmadır, anlaşmadır! (Gandi, pislikten kaynaklanan veba hastalığına yakalanmış yirmi Hintliye tıbbi yardım için tamamen kendi imkânlarıyla bir hastane ortamı sağlar. Burada kendine yardım için gelen İngiliz hemşire elindeki konyak şişelerini masanın üzerine koyarak bunlardan hastalara içirilmesini ister. Gandi: - Ben ve arkadaşlarım içki içmiyoruz, hemşire hanım. Yan odadaki üç hasta da bizim gibi içki içmiyorlar… Onlara toprak tedavisi uyguluyorum….. İnanç, yel değirmenleri için güçlü bir esintidir; su değirmenleri için de coşkun bir deredir… ……. Gandi: - Tek yükümlülüğüm her hangi bir anda doğru olduğuna inandığımı yapmaktır… ……… Gandi: - Yanlışın acımasız rüzgarı size doğru eserken ancak inatçılıkla ileri doğru yürüyebilirsiniz… …….. Kasturbay (Gandinin eşi): –Bir insanın kendi üzerinde kontrolü artarsa başkaları üzerindeki kontrolü artıyor bence; onu yavaş yavaş anlamaya başlıyorum. …….. Gandi: - Şiddet, şiddetsizlik silahı ile aşağılanmalıdır! Kötülüğü iyilikle, alçaklığı dürüstlükle, kibri alçak gönüllülükle,nefreti sevgiyle aşağılayacağız…… ……….. Gandi: - Bizim en büyük mücadelemiz her zaman kendimize karşı olacaktır. ….Anahtar biziz; bütün kapıları açacak olan maymuncuk Hindistan’ın kendi insanlarıdır….. Kendimize güvendiğimiz takdirde, yokuşlar iniş olacaktır, zorluklar kolaylık, kayalar kum, kılıçlar da eriyen birer mum!... ………. Gandi: - Bir millete rehberlik eden yolların nereye gittiğini bilmek zorundadır. İyi bir kılavuz uçurumları önceden görür…. ………… Gandi: - Bundan böyle gerekirse şiddet tekerleğinin önüne ölüm oruçlarımı bir takoz gibi kullanacağım…. ….. Gandi: Canım Kasturbay,Güney Afrika’da beni “kardeş” diye çağırıyorlardı ve bu içten gelen söz benim pek hoşuma gidiyordu…..Bazen ağaç dallarında sallanan maymun olsaydım diyorum, o zaman kimse beni “Mahatma” diye çağırmazdı! …………… Gandi: -Çeşitliliği koruyarak birlik olmayı öğrenmeliyiz. Dünyanın ihtiyacı kesinlikle bir din çatısı altında toplanmak değildir…. Gandi: - ….Ah dostum insanlar başkalarına hayranlık duyarak zamanlarını öldüreceklerine faydalı bir iş yapsalar….Hela çukurları kazsalar çok daha iyi olur…. Gandi: - Hayır dostum bizim sevmediğimiz makineler değil makine çılgınlığı…… Sanayileşme insanı zengin yapacaktır, ama insanı daha iyi bir insan yapmayacaktır……… Sanayileşme insanı küçültecektir. Benim amacım insanı büyütmek, insanı yüceltmektir….. Hedef iç dünyası zenginleşmiş fertlerden bir toplum yaratmaktır. Materyalist ilerlemeyi yaşamın amacı olarak görmek üzere şartlandırılmış insanlardan oluşan bir Hindistan benim asla görmek istemediğim bir Hindistan dır… …. Gandi: -…..İnsan kendi psikolojisiyle kendi şartlarını yaratır;insan düşündüğü olur. Gandi: - İşte benim sağlık reçetem: İlaç içmeyin, doğal ve doğru olanı yiyin, çamur banyosu yapın, düzenli uyuyun, içki içmeyin ve de bencil olmayın! En önemlisi de düşüncenizi bedeninizden ayırın. …………. Gandi: - Yapmak istediğimi yapamazsam içim rahat etmez evlat (Nehru). Eğer ölümüm Hindistan’ı birleştirecekse, ya da hiç olmazsa Hindistan ve Pakistan dost yaşayacaksa, Hindular’la Müslümanlar kol kola gezer hale gelecekse gözümü kırpmadan seve seve kendimi feda ederim….. Nehru: -……Seni “Muhammed Gandi” diye çağırıyorlar; halkın önünde Kur’an okutmana fena halde içerliyorlar; eğer oruç tutarsan Müslümanlar için tuttuğunu söyleyeceklerdir,Hindular kızacaklar buna! Gandi: -Ben Hindu’yum; özellikle ağır bir biçimde Hinduları eleştirmem son derece doğaldır. Ben tüm yaşamım boyunca azınlıkları ve ihtiyaçta olanları savundum; hepimiz de bunu yapmalıyız….. Bizler ışıldağı kendi içimize çevirmeliyiz ve yüreğimizi arındırmalıyız…. …….. Gandi: -…….Hiç birimiz birlik inancını, ki benden daha çok birliğe inanan belki de hiç kimse yoktur. Zorla insanlara birliği aşılayamayız!