Bunun Neresi Adalet?
İsmet KUTBAY
“Adalet mülkün temelidir.” Bu cümle yargıç kürsüsünün arkasındaki duvarda büyük harflerle yazılıdır. Mustafa Kemal Atatürk`ün çok önem verdiği bu cümle aslında adaleti ile dünyaya ışık tutmuş olan Hz. Ömer’e aittir. Ve bu cümle adalet dağıtmakla görevli Türk mahkemelerinin hepsinde yazılıdır. Medeni toplumlarda adalet, hukuk devleti ilkesi açısından en temel değer olduğundan güvence altına alınmıştır. Eğer batı toplumlarında tarafsız ve bağımsız yargı hiçbir tehdide maruz kalmadan noksansız işliyorsa, bunda ülkede var olan kültürün büyük payı vardır. Adamların adliye sarayları, gerçek sarayları aratmayacak kadar modern, temiz ve donanımlı. Adliye koridorlarında sesiz, sedasız, edebi bir şekilde duruşmasını bekleyen birkaç insandan başkasını göremezsiniz. Bizim alışık olduğumuz o kalabalıklar, bağırmalar, itişmeler ve hatta kavgalar onlarda yok. Herkes huzur ve güven içinde medenice hakkını arayabiliyor.
Ama gelin görün ki, bizdeki durum tam bir rezalet. Duruşma salonları, adliye koridorları maalesef savaş alanı gibi. Taşlar, sopalar havada uçuşurken, döner bıçaklar, kılıçlar konuşuyor. Gün geçmiyor ki, bu çirkin haberler medyada yer almasın. Demokrasi kültürüne erişememiş bozuk zihniyetli insanların bu hukuk ve insanlık dışı davranışına karşı kalıcı hiç bir önlem alınamıyor. Antalya’da durum ne ise, İstanbul`da, Erzurum’da, Trabzon’da, Van`da, Adana`da da aynısı. Kısacası ülkenin her yerinde rezalet diz boyu, yargı sistemi tamamen çalışamaz hale geldi.
Günlük yaşam haline gelen bu olayların karşısında hukukun bağımsız, tarafsız ve özgür olması beklenemez. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin içinde aynı manzarayı görmek asla mümkün değildir. Bir yandan sürekli yargı eleştirilirken diğer yandan yargı kararları tartışılıyor ama yargıç sorunları ile ilgili kimse ağzını bir türlü açmıyor. Dün yeraltı dünyasının babalarını otobüsle işine gidip gelen yargıçların karşısına çıkarıyorduk, bugün ise her türlü güvenceden yoksun, canla başla çalışan bu yargıçlardan, döner bıçaklı gözü dönmüş insanların kolayca eylem yaptığı adliyelerde adalet dağıtmasını bekliyoruz. Bunun izah edilebilir bir yanı varsa, birileri çıksın bize lütfen izah etsin.
Mahkemelerin durumu ile ilgili Aralık 2008 raporunda, duruşma salonlarında düzeni bozucu ve üzücü olayların olduğu, tanıkların rahat bir şekilde beyanda bulunamadıkları, bununda yargılamanın huzur ve güven içinde yürütülmesini olumsuz yönde etkilediği açık ve net bir şekilde yer almıştır. Anlayacağınız, durumun ne kadar ciddi boyutlara ulaştığı yıllar öncesi bakanlığa rapor edilmiş olmasına rağmen bu konuda kayda değer hiç bir önlem alınmamıştır. Oysa ihtiyaç çok açıktır. Hukuk devleti her şeyden önce adaleti sağlamalı ve tehdit altındaki demokratik temel değerlere sahip çıkmalıdır. Ancak bu şekilde Türkiye’nin önünü açabilir, on paralık olan prestijimizi kurtarabiliriz.
Yorumlar