Dünya neyin peşinde anlayan var mı? Mehmet Ali Ağca gibi bir katil, Papa’ya suikasttan tutunda kabarık bir suç dosyası var ve bazılarımızın yaşı kadar cezaevinde yatıyor çıkınca her pisliğe aklı çalışıyor ama iş askerliğe gelince bir yolunu bulup ondan da pas geçiyor. Cezaevinde yattığı sürece...aferin... bizlerin dışarıda yapamadığı birikimi yapıp, cezaevinden çıkınca lüks bir otele yerleşiyor. Peşinde kameralar... Bir de zavallı bir sokak köpeğini Linkoln jipine (!) önce alıp sonra da atıp, ardından gitmesi için de tekmelemiş. Vicdansız adam. ( Tabii bu kısmı özellikle hayvanseverleri ilgilendiriyor) Gazetede resmini görünce Deprem altında kalıp ölmüş bir Tahiti’li adamın yüzü zannettim...Allah zaten vermiş ederini. Biz de onu medyatik yapıyoruz. Çoluğumuza çocuğumuza örnek olsun diye! Vah gidi vah... Bravo bize vallahi çok görgüsüz bir toplumuz çok...Gerçi Hollywood da film çevirsin diye teklifte bulunmuş ya. Dünya da şaşırdı... Okullarda “Temiz Toplum” ve “Dürüstlük Dersi” geliyormuş. Etrafta bu pislikler varken, vallahi bizi Ayşe teyze “Ace” yle bile temizleyemez. Hoca verir talkımı kendi yer salkımı. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Deveye sormuşlar “Neden sırtın eğri?” Deve cevaplamış; “Nerem doğru ki?” Çocuklara istediğimiz dersi verelim ortalıkda kötü örnekler böyle bol miktarda olursa neye yarar. Çocuklar bizleri model alırlar. Geçen yazılarımdaki lafım yineliyorum; Tencere dibin kara... Aslında biz çok özü sözü saf bir milletiz. Anlatacağım şeye çok güldüm. Hani şu “Aşk-ı Memnu” dizisi var ya; senaryo gereği geyik gibi dolaşıp karısı tarafından aldatıldığını birtürlü farkedemeyen Adnan Bey, katıldığı bir toplantıda, adamın biri sürekli yanına yaklaşmak istiyormuş . Sonunda bir fırsatını bulup eline sadece bir kağıt vermiş. Selçuk Bey kağıda bakmış. Ne yazıyor tahmin edersiniz? “Karın seni aldatıyor” Ben bu saf milleti yerim valla...