CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti, Saadet Partilerinden (şimdilik) oluşan “Millet İttifakı” 2023 seçimlerinin öne alınmasını isterken, “Biz Türkiye’yi biran önce ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme’ geçireceğiz” diyorlar. Bunu diyorlar da, Parlamenter Sistemin nasıl güçlü olacağını, bir türlü açıklayamıyorlar! Oysa, kamuoyu bunu merak ediyor!

Bugün Türkiye, 16 Nisan 2017 referandumu sonucu yüzde 51 (mühürsüz zarflar geçerli sayılarak) ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle yönetiliyor! Tek adamın her istediğini yaptığı, padişahlarda bile olmayan yetkilerle donatıldığı, dünyada eşi, emsali olmayan bu sistemin, bu haliyle Türkiye’ye uygun olmadığı zamanla görülmüştür. İşler iddia edildiği gibi hızlanmamış, krizlere mani olunamamış, dış politikada telafisi güç yanlışlara meydan verilmiştir. Türkiye ya bu Cumhurbaşkanlığı Sistemini ıslah ederek, devam edecek, yani, Meclisin yetkileri olması gerektiği gibi olacak, Cumhurbaşkanı aldığı kararlarda, atamalarda, mutlaka TBMM’nin onayını alacak, Meclis’e hesap verecek, etkin bir denge, kontrol vetiresi geçerli olacak, ya da Meclis iradesinin en yüksek merci olacağı, Başbakanın, Bakanların Meclisten seçileceği, Parlamenter Sisteme geçilecektir.
Demokratik rejim, denge, kontrol, parlamentoya hesap verme fonksiyonunu zaruri kılar! Bütün bunlar tamam da, bu iş nasıl olacak? İşte, burada durum oldukça karışıktır. 2023 veya daha önce yapılacak seçimlerde, Cumhurbaşkanı gene en az yüzde 51 şartı ile 5 yıl için seçilecektir! Aynı anda, TBMM’nin 600 milletvekili de seçilecektir. Seçilen Cumhurbaşkanı “Bana ne kardeşim, halk beni tam yetki ile seçti, ben ülkeyi 5 yıl yönetirim” demediği takdirde, parlamenter sisteme geçmek için Anayasa değişikliği gerekir! Ya Anayasayı, eğer partilerin sayısı yeterliyse, TBMM’de 400 milletvekilinin reyi ile değiştirirsiniz, her ne ise Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi getirirsiniz, ya da 360 Milletvekili bularak, işi referanduma götürürsünüz! Yani son sözü, millet söyler!

Diyelim ki, TBMM’de olmadı, referandum sonucu Anayasa değişti. Bu durumda, siyasi partilerin mecliste temsili bakımından, yeni bir seçime gereksinim olacaktır! Öyle ya, seçimler sonucunda, hükümeti veya koalisyonu kuracak Başbakana, Bakanlara ihtiyaç bulunmaktadır. Tabiatıyla, hükümeti kuracak, Başbakana görev verecek bir de Cumhurbaşkanına ihtiyaç vardır! Cumhurbaşkanını halk mı yoksa TBMM mi seçecek bunun belli olması şarttır! Zira bu sistemde, Cumhurbaşkanı sınırlı yetkili, sembolik olacaktır... Cumhurbaşkanının seçildiği anda, kendi partisi ile ilişkisi kesilecektir. Cumhurbaşkanı tarafsız, partisiz, tüm parti ve kurumlara eşit mesafede olacaktır. Bu oldukça zor bir durumdur! Varsayalım ki, CHP lideri seçildi, partisini bırakabilecek midir? Bu nedenle yeni Anayasada, Cumhurbaşkanını yetik ve sorumlulukları, hassasiyetle belirlenmeli, tadat edilmelidir.
Diğer taraftan Sn. Akşener, “Ben Cumhurbaşkanlığını istemiyorum, Başbakan olacağım” diyor! Bu nasıl gerçekleşecektir. Başbakan olabilmesi için, seçimlerde çoğunluğu alması, Cumhurbaşkanının da çoğunluk lideri olarak kendisini, hükümeti kurmakla görevlendirmesi gerekecektir. Bilemiyorum, şu anda oyları yüzde 12-14’lerde gezinen İYİ Parti belki de yüzde 40’lara yükselecektir! Aslında ben kuruluş aşamasında, İYİ Parti ile ilgili bir yazı yazmış, Türkiye’de, Merkez Sağ bir partiye büyük ihtiyaç olduğunu, ANAP ve DYP’nin kapanması ile bu partilere mensup kadro ve seçmenin, başka seçenek kalmadığından, kerhen AKP’ye yöneldiğini, eğer İYİ Parti bu partilere mensup kadrolara yer verirse, Merkez Sağ oyların, İYİ Parti’de toplanacağını belirtmiştim. Bunu yapamadılar! Çünkü, AKP’nin asıl oyu yüzde 15’i geçemez, AKP’yi iktidar yapanlar, ANAP ve DYP’lilerdir.

Bugün, Türkiye’de Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, milliyetçi, muhafazakar, kalkınmaya öncelik veren, çağdaş, Menderes’in DP’si, Demirel’in AP ve DYP’si, Özal’ın ANAP’ı çizgisinde, çağdaş, uygar , gücünü halktan olan, “Merkez Sağ Partiye” büyük ihtiyaç vardır. Hemen ifade edeyim ki, bu partinin, kadro ve teşkilatı hazırdır.

Başta ifade ettiğim hususa tekrar değineyim. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem nedir? Halk merak ediyor. Türkiye, seçilemeyen Cumhurbaşkanlarından, Başbakanlardan, kurulamayan, yürümeyen koalisyonlardan, siyasi pazarlıklardan, alınamayan kararlarda, kaos ve belirsizlikten çok çekmiş, yara almıştır. İşler sürüncemede kalmış, Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşılmış, irticaya prim verilmiş, paralel yapılar meydana çıkmıştır! Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, bu sakıncaları gideren bir yapı olmalıdır. Eski krizli, sakat sistemlere asla dönülmemelidir. Belki de bir alternatif olarak yeniden düzenlenmiş, TBMM’ne üst yetki veren, meclisin hesap sorduğu, kararları onayladığı, etkin denge ve kontrol, denetim gücüne dayalı, Cumhurbaşkanının ve Bakanların, TBMM’ne hesap verdiği, hızla karar alabilen, kuvvetler ayrımının tüm kuralları ile uygulandığı, Cumhurbaşkanının altında Başbakanın olduğu, müsteşarlıkların tekrar devreye girdiği, yeni bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini de tartışmak gerekebilir. Kısır çekişmelerle, Türkiye’yi kaoslara sokmaya, geri bırakmaya kimsenin hakkı yoktur!
Konuyu Sn. Demirel’in bir sözü ile bitirelim, “Demokraside Çareler Tükenmez”...