DÜNDAR TAŞER’İN “MESELE”Sİ VE DEMİREL
Abdullah KILIÇ
Rahmetli Dündar Taşer, kısa bir sohbetini dinleyenlerin bir daha unutamadığı bir deha,Türk Milletinin aşığı bir Türkmen beyidir.
Onun tarih şuuru ve olayları ihata kabiliyeti; sıradan fanilerden hiç kimseyi beğenmediği ifade edilen Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek tarafından bile “Türk Harbiye’sinden böyle bir kurmayın çıkmış olması Allah’ın bir mucizesidir” diye çok manalı şekilde ifade olunmuştur.
Son yüzyılın büyük mütefekkirlerinden Cemil Meriç ona hayranlığını ifaden çekinmemiştir.
Onu kısa süre de olsa tanıyan ve dinleyen feraset sahipleri, onun münevver kişiliği ve arifliğini yad etmekten geri durmamışlardır.
“Mesele” rahmetli, Taşer’in Devlet Dergisinde yazdığı köşenin adıdır. Bu makalelerin Türkiye’nin meselelerini ortaya koyuşu, tarihi meselelerle ilgili analiz ve tespitleri ve de Süleyman Demirel’i Anadolu’nun rahmet pınarına çakılmış kör tıpa gibi tasvir eden yazıları tekrar tekrar okunmaya değer.
Esasen düşünce sahiplerinin kişilerle değil fikirlerle uğraşması gerekliliğine işaret etmesine rağmen Süleyman Demirel’le bu kadar fazla uğraşmasını zaman geçtikçe daha iyi anladım.
Hele rahmetli Özal’a karşı tavrı ve Cumhurbaşkanlığında sergilediği milletten kopuk hali bu yazıların ne kadar isabetli olduklarını gözler önüne serdi.
Özellikle 28 Şubat Demirel’i bütün milletimize tarihi bir ders oldu.
İşte Mesele’yi okuyanlar 28 Şubat Demirel’inin sonradan olma değil orijinal Demirel olduğunu anlayacaklardır.
Şimdi Demirel meydanlara inecekmiş!
Buna hiç şaşırmadım, arkasından iteledikleri kifayetsiz kalınca şimdi de o arkasından iteleniyor olabilir.
Bu meşe böcekleri gibi bir mahfil etrafında dönenler halen milletin ferasetini anlamışlar.Bütün güç ve kuvvetleriyle ama bütün güç ve kuvvetleriyle milletin iradesine savaş açmış durumdalar.
Sandıkta milletten gerekli dersi alacaklar ve yarın bütün hesaplar, adalet ve hukuk içerisinde hitama erdirilecektir.
Millet bütün bunları halledecek,haklayacak ve sıraya sokacak güce ve basirete ulaştı. Ancak bunların dümen suyuna giren MHP’sine yazık oldu.
Bir zamanlar dava adamı geçinip bir pulluk hesaplara köle olanlara hüsnü zan besleyen onlar için ölüme göğüs geren ülkücülere yazık oldu.
Bölükbaşı’nın deyimiyle “Göğüslerimiz Karaca Ahmet Mezarlığı’na döndü”
Yorumlar