BEN BELEDİYE BAŞKAN ADAYI OLSAYDIM
Selçuk MARUFLU
Son 10 yıldır İstanbul'un sorunları, eksiklikler, yapılması gerekenler ve bilhassa eski eser ve yeşil alan tahribi konusunda makaleler yazıyorum. TV/radyo programlarında ve panellerde konuşuyorum. Eğer her şey iyi yapılsa benim hiç kimseyle bir davam yok. Eleştirmem, hatta övgüler yazarım. Maalesef, İstanbul her geçen gün kötüye gidiyor. Sorunlar kartopu gibi giderek büyüyor. Anayasamıza göre, Belediye Başkanları 5 yıl için seçilirler. Halk, mahalli seçimlerde oy verirken şu değerlendirmeyi yapar; Ben acaba şehirsel yaşam bakımından, mahalli ihtiyaçlarımın karşılanması açısından, 5 yıl öncesine göre daha mı iyiyim, yoksa daha mı kötüyüm?
İstanbul bilhassa son 15 yılda belli insanların ve belli zihniyetin yönetiminde. İstanbul halkının bir ferdi olarak, şunu belirtmeliyim ki, her geçen gün kötüye gidiyoruz. Her vesile ile belirtiyorum, mahalli seçimler 5 yılda bir yapılır. Ve seçtiğiniz o yöneticileri, 5 yıldan evvel değiştiremezsiniz. Halen belediyenin başındaki zat, göreve geldiğinde ilk 2 seneyi, projeler yapacağım diye boşa harcadı. Tepebaşı'nda proje ofisi kurdu. Hâlbuki, belediye başkanları seçimden önce hazırlıklarını tamamlayıp, proje ve programlarını ve hazırlıklarını, seçim kampanyalarında halka açıklarlar ve bu projelere göre oy isterler. Mahalli yöneticilerin normal olarak yapmaya mecbur oldukları rutin belediyecilik hizmetleri vardır. Bunlar başta başkan olsa da, olmasa da belediye personeli tarafından normal olarak yerine getirilir. Benim proje ve program dediğim, halkın hayat şartlarını iyileştirmek için yaratılacak yeni ve mega projelerdir. İşte halen iş başında bulunan belediye başkanı 2 yılı boşa geçirdikten sonra, şimdi seçimlere aylar kala şehrin her tarafını kazarak, altını üstüne getirmekte, bir şeyler yaptığını kanıtlamak istemektedir. Bana göre gösteri yapmaktadır. Özellikle şehir trafiğini içinden çıkılmaz duruma getiren bu inşaatlar ve kazılar, o kadar gereksizdir ki, halk nezdinde de en ufak kıymeti harbiyesi yoktur. Halk yaşadığı bu ızdırabı unutmayacak, seçim günü oyları ile cezayı kesecektir.
Bugün İstanbul, deprem tehlikesine, ulaşım ve trafik düzenlemesine, çevre ve yeşilin korunmasına rant sağlayarak ceplerini doldurmak için imar yağmasının durdurulmasına, elektrik, su, doğalgaz sorunlarına, kültür ve sanat yozlaşmasına, çevre, kültür ve sanata indirilen darbelere ve güvenlik sorunlarına boğulmuştur. Bunlara ilave olarak, kentte aşırı göç meydana gelmekte, sağlıksız kentleşme olmakta, atık sorunları ve çöp meseleleri çözümlenememektedir. Belediye Başkanları, yukarıdaki meselelere plan ve program dahilinde acilen eğilmek durumundadırlar. Özal, ANAVATAN Partisi'ni iktidara getirdiğinde, mahalli idarelere büyük önem verdi: "Benim insanlarım sağlıklı, güzel ve yeşil çevreli şehirlerde yaşasın, refah seviyeleri artsın," dedi. Ve yerel yönetimlerin gelirlerini artırmak için yeni tedbirlere imkan verdi. Bu meyanda, imar yetkililerini ve emlak vergilerini, iyi niyetle, merkezi idareden alarak mahalli idarelere imkan sağlamak için onlara verdi. Bunları yaparken kendisiyle yaptığımız görüşmelerde: "Efendim, siz çok iyi niyetlisiniz. Fakat belediye başkanlarının bazıları oy uğruna imar yetkilerini aşacaklar, bilerek veya bilmeyerek yağmacılığa, rantçılığa ve cep doldurmaya zemin hazırlayacaklar" diye söyledik. Fakat kendisi çok iyi niyetliydi ve bir bakıma da devletin memuru olan mülki idare amirlerinin (Vali ve Kaymakamların) belediye başkanlarını sıkı bir şekilde denetleyip, istismarlara, keyfi ve kanun dışı davranışlara izin vermeyeceklerini düşünüyorlardı. Ne yazık ki, İstanbul'un ve daha birçok büyük şehirlerin sağlıksız hale gelmesi ve tahrip olması, bunları koruması gereken belediyelerin görevlerini yapmaması sonucu meydana gelmiştir. Bugün Sn. Kılıçdaroğlu'na, 'bunun, projesi ve planı yok' diye eleştiriler getirilmektedir. Bir ölçüde bu husus doğrudur. Sn. Kılıçdaroğlu hesap uzmanıdır. Dosya açma, teftiş konusunda üstattır. Ancak kendisinden beklenen, yukarda genel hatlarıyla ifade ettiğim sorunlar için mutad belediyecilik hizmetleri dışında mega projeler üretmesidir. Önünde çok güzel bir örnek vardır. İzmir'in unutulmayan ve Kılıçdaroğlu gibi hesap uzmanı olan Belediye Başkanı Sn. Dr. Burhan Özfatura da, önceden projesi yok, plan ve programı yok diye çok eleştirilmişti. Sn. Özfatura, İzmir'i yeniden yaratmış ve yaptıkları hizmet ve eserlere, bugün dahi erişilememiştir. Kendisinin Sn. Kılıçdaroğlu'na örnek olmasını diliyorum.
Yorumlar