Kıbrıs Türkünün güvenliğini sağlayan, sınırlarını bekleyen ve adadaki barış ortamının en büyük sağlayıcısı Türk askeri, sadece güvenliğimizi sağlamıyor, ekonomimize de önemli katkılar koymaya devam ediyor.

Özellikle büyük yerleşim merkezlerinde askerin izin günlerinde çarşılarımız ana baba günü olup esnaf yoğun bir ticaret uğraşısındadır.

Az değil 40 bine yakın Mehmetçik, sadece lokanta ve kahvehanelere değil, özel ihtiyaçlarını da esnaftan sağlayarak ticarete büyük oranlarda katkıda bulunur.

Askere hizmet eden yüzlerce işyeri ve buralarda çalışan binlerce kişi de ekonominin artık temel taşlarından olmuştur.

İçimizde bulunan ve belli zihniyetlere hizmet eden küçük bir azınlık her ne kadar bu art niyetli görüşlerinde israrlı olsalar da, bu çizgide bir politika izleseler de, askerin Kıbrıs Türküne katkılarının önünü kesemezler...

Son olarak Kıbrıs Türk Barış Kuvvetlerinin bundan böyle et ihtiyacının yerli üreticiden sağlama kararı da gecikmiş olsa da yerinde bir karardır ve bu çalışmaların sonuçlanmasında payı olan herkese teşekkür etmek gerekir.

Yıllardır yazdık ve yazmaya da devam edeceğiz;

Kıbrıs Türkü'nün ne üretim sorunu ne de bunu pazarlayabilme sorunu vardır.

Yıllardır patatesin tarlalarda çürütülmesini, narenciye bahçelerinin kesilmesini düşündükçe içimiz yanıyor..

Kıbrıs Türkünü üreten bir toplumdan tüketen bir toplum haline getiren zihniyetin en başında ülkeyi yıllardır yanlış politakalarla yöneten siyasetçilerimiz gelmektedir.

Yıllardır hamasi nutuklarla, vatan-millet-sakarya nutukları atılmış, en milliyetçi benim kavgaları yapılmış, ama Kıbrıs Türkü'nün ürettiği ürünün Anavatan'a pazarlanması bir türlü gerçekleştirilememiştir.

Bırakın barada yetişen ürünü Anavatan'a göndermeyi, adadaki askeri birliklere bile ürünümüzü satmayı aklına getiremeyen becereksiz ve basiretsiz yöneticiler nedeniyle, bir çon insanımız geleceğini ada dışında arar olmuş, büyük göçler yaşanmış, son olarak da Rum inşaatları istihdam kapısı olarak görülmüştür...

Yani, ülkemizi yıllardır yanlış politika ve partizanca bir tutumla yöneten zihniyetler, ülke insanımızı Ruma muhtaç hale getirmiş, sonunda da sosyal patlamaların eşiğine kadar gelinmiştir.

Adaya barış getirerek geldiği günden bu yana ekonomimize de büyük katkılarda bulunan Türk askerinin ve değerli komutanlarının özellikle ihtiyaçların bundan böyle yerli üreticiden sağlama kararı bizce iyi bir başlangıçtır ve bu artarak devam etmelidir.

Gün gelipte, etini tavuğunu, meyvesini ve sebzesini, hatta askerin iç çamaşırından, postalına kadar herşeyini KKTC'den sağlayan bir yapı olursa, ne bir ambargo sorunum olacaktır, ne de izolasyonları kaldırın diye feryat etmeler...

Göreceksiniz, eskerin etini yerli üreticiden alma kararı bile suistimal edilecek, belirli çevrelerce çarpıtılarak kamuoyuna sunulmaya çalışılacaktır...

Ancak, Kıbrıs Türkü artık böyle çatlak seslere alıştı ve doğrunun ve yanlışın ne olduğunu çok iyi biliyor..

Tarım Bakanı Raşit Pertev ile Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Hasan Memişoğlu'nu, hayvancımıza soluk geterecek böyle bir karara imza attıkları için gerçekten kutlamak gerek.

Demek ki ekonominin canlanması, yerli üreticinin desteklenmesi çok da zor bir olay değilmiş.

Bu sadece hayvansal ve tarım ürünleri ile sınırlı kalmayıp, daha da geliştirilmeli, iğneden ipliğe askerin tüm ihtiyaçlarının KKTC'den sağlanması için bu olay bir başlangıç olarak kabil edilmelidir.

Şimdi zaman, partizanlığı ve tembelliği bir yana bırakarak, halkı refaha ulaştırma zamanıdır.

Bilgili, becerikli ve yüreği hizmet aşkı ile dolu olan yöneticilerimiz ne kadar fazla olursa, Kıbrıs Türkü'nün içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulmak ta o kadar çabuk olacaktır...