Ne kadar görmezden gelmeğe çalışsak da, Irak, burnumuzun dibide kaynayan bir cadı kazanı.  

Yüzlerce yıllık tarihi bağlarımız nedeniyle Irak, asla uzak duramayacağımız ve ilgisiz kalamayacağımız bir sorunlar girdabı.  

Ayrıca, yeniden yapılanma öncesinde, Irak, ilgili ülkelerinin çokluğu nedeniyle, dünya siyaset gündeminin en önemli belirleyicisi konumunda.  

Herşeyden önce, bugün "dünyanın tek süper gücü" konumundaki Amerika'da, 2 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimlerinin sonuçlarını, Irak-ABD ilişkileri konusunda yapılacak tartışmaların komuoyu üzerindeki etkileri belirleyecektir.  

Yapılan kamuoyu yoklamalarında, Başkan Bush kıl payı önde görünüyor, ama John Kerry, savaşın başlangıcından bu yana, cenazeleri bayrağa sarılı tabutlarla gelen 1000'den fazla askerin kimin için, niçin öldüklerini daha yüksek sesle sorgulamaya başladığında, Başkan Bush bu üstünlüğünü koruyabilecek midir?  

Bush'un danışmanları, kıl payı da olsa, yakaladıkları üstünlüğü sürdürebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Başkan Bush, kurgulanan çeşitli etkinliklerde verdiği şirin mesajlarla, hem Amerikan halkını, hem de dünya kamuoyunu, ABD'nin Irak'ta iyi şeyler yaptığına inandırmaya çalışıyor.  

ETKİLEYİCİ MİZANSENLER  

Başkan Bush'un BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma da, "Irak Başbakanı" İyad Allawi'nin ABD Kongresi'nin ortak oturumunda yaptığı "Amerikan halkına teşekkür" konuşması da, aslında, başkanlık seçimleri öncesine sıkıştırılmış propaganda etkinliklerinin birer parçası. Allawi'nin ABD Kongresi'nde yaptığı "gösteri", konuşma metni bile Başkan Bush'un siyasi danışmanlarından Karl Rove tarafından hazırlanmış ve Amerikan halkını Bush'u desteklemeye çağıran bir mizansendi.  

Şavaş öncesinde yapılan hesaplarda, teknoloji ve silah üstünlüğü sayesinde kolayca işgal edilecek Irak'ta, huzur ve güvenin de kolayca sağlanabileceği sanılıyordu.  

"Yanlış hesap" Bağdat'ta duvara tosladı.  

ABD'nin Irak'ta, "tek süper güç" imajı her geçen gün yıpranıyor.  

Bu nedenle, son günlerde ABD'nin Irak'tan "çekilebileceği" ciddi ciddi konuşulmaya başlandı.  

Bu aşamada ABD'nin Irak'tan çekilmesi, pek çok açıdan, mümkün değil; istese de çekilemez. Fakat, ABD'nin "çekiliyorum" görüntüsü yaratabilmesi bile zor ve riskli bir karar. Aldatmacaya inanmak isteyeceklerin "boşluğu doldurma" kavgaları hem Irak'ı, hem de bölgeyi kaosa sürükleyebilir.  

ÇEKİLEBİLMEK İÇİN BİLE DAHA FAZLA ASKER GEREKİYOR  

Amerika'da "çekilebiliriz" sinyalleri duyulurken, ABD Kuvvetlerinin Irak'taki Komutanı John Abizard, çekilebilmek için de olsa, ülkede düzeni sağlamak için daha fazla askere ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.  

Bu "samimi" itiraf karşısında ABD'nin yakın bir gelecekte "gerçekten" Irak'tan çekilebileceği düşünülebilir mi?  

Bu saatten sonra, Irak'ta ölen asker sayısı 1000'i aşmışken, ABD kamuoyunu "düzeni sağlamak için daha fazla asker" formülüne ikna etmek çok zor.  

Bu nedenle, bazı Amerikan yetkilileri, "çok sayıda askerle operasyonu hedefe ulaştırıp, çok kısa sürede geri dönmeyi" öngören Powell taktiğine şans tanıdığı için, Başkan Bush yönetimini kıyasıya eleştiriyorlar.  

Başkan Bush yönetimi zor durumda.  

2 Kasım başkanlık seçimleri arefesinde, Başkan Bush, Irak halkını Saddam zulmünden kurtarma konusunda başarılı olduklarına, bundan böyle bu uğurda daha fazla askerin ölmesine gerek kalmadığına, Amerikan kamuoyunu inandırmak zorunda.  

Ayrıca, ABD yönetimi, "tek süper güç" imajını sürdürebilmek ve "işgalci" imajından kurtulabilmek için, dünya kamuoyunu, Irak'a çok insani amaçlar uğruna girdiğine ve Irak halkını özgürlüğe kavuşturduğuna inandırması gerekiyor.  

Diğer taraftan, ekonomisinin çarklarını döndürebilmek için, her yıl dışardan 500 milyar dolarlık taze kaynak akışının sürmesi için de, ABD'nin "işgalci süper güç" imajından kurtulmaktan başka çaresi yok.  

Bütün bu nedenleri alt alta koyduğumuzda, Amerika Irak'tan çekilmek, daha doğrusu çekilmiş görünmek zorunda. 2 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimleri arefesinde Amerikan halkına, Ocak'ta yapılacak genel seçimler öncesinde de Irak halkına (ve de dünya kamuoyuna) "işimiz bitti, çekiliyoruz. Irak'ı işgal etmekteki amacımız söylendiği gibi Irak petrolleri falan değildi" mesajı verilmek isteniyor.  

ABD gerçekten Irak'tan çekilebilir mi?  

Yarın devam edeceğiz...  

 

KÜPE: Kötü talih hiçbir zaman yalnız başına gelmez.  

John Dryden