Utanç gündemi ile geçirdiği şu günlerde, bir anne, bir kadın ve en önemlisi bir insan olarak altı yaşında bir kızın evlendirilmesinin korkunç algısına bir iki satır da ben yazmak istedim.

Öncelikle gazeteciliğin olmazsa olmazı olan, gerçeklerin kamuya bildirilmesini esas alarak bu iğrenç olayı ortaya çıkaranları tebrik ediyorum. Hemen arkasından da kim bilir karanlıklarda kalan duymadığımız ne sapık ilişkiler yaşandığına kıvılcım atan düşüncelerin ürkütücü hali beni çok yaralıyor…

Nitekim arkasından bu hafta mısır patlağı gibi haberler yayıldı. 15 yaşında kızın düğününe şikayet sonucu baskın yapılıp sorumlular göz altına alınmış. Diyarbakır’da da, karın ağrısı ile hastaneye götürülen 13 yaşındaki kızın hamile olduğu anlaşılmış.

Kendimi anladığımdan beri cinselliğin sapkınlık, istismar, ensest ilişkiler ile birlikte anıldığı, erkek egemenliğinin baskıcı tavrı, ‘Asiye nasıl kurtulur filmi’ ile tanıdığım toplumun kadına bakış açısı, 20 li yaşlarda Uğur Dündar’ın ‘Soğuk Oluk’ adıyla ekranlara aktardığı kara leke, günlerce tecavüz edilen kız ve erkek çocuklarının haberleri…

Hatay’da bir öğretmenin beslediği sokak köpeğinin ağzına tüfekle ateş açıp zavallı hayvanın dilini kopartan yaratıklara üzülmek bile anlaşılamayan anlaşılırlardan oldu.

Unutulurlar…Kreş servisinde şöför unutur, AVM de anası. Okulda hocası hırpalar, evde ailesi çocukluğunu, eline düştü mü yetişkin erkek insanlığını unutur.,

Eczane soyup cinsel performans ilacı çalanlar, zaten seviyenin nerelerde olduğunu anlatıyor. Cinsel dürtü kontrolü olamayanların geldiği nokta bir hastalıktır. Eğriyi doğruyu bilmezler. Hiçbir olgu umurlarında değildir. Hep bir kılıf bulurlar dürtmek için. Ruhu hastadır çünkü.

Daha önce de bahsetmiştim. ‘Hasta Toplumlar’ adlı kitabı okuyunuz diye. Yineliyorum okuyun. Düşünme çok önemlidir ve düşünceleriniz eylemlerinizi oluşturur. Yedi yirmi dört cinsel organlarınızı karıştırırsanız hasta olursunuz. DÜŞÜNEN ADAM HEYKELİ Fransız heykeltraş Augusto Rodin’in Bakırköy Akıl Hastanesi’nin bahçesinde ki heykelin tasarımıdır. Tam da bu heykelin yanına sakallarınızı keser, çırçıplak soyar oturturlar sizi. İşte o zaman ben ne yaptım diye hayatınız son bulana dek düşünürsünüz.

Sen be kadın… anne misin?

Ya sen baba? Öz kızına…

Ya sen eşek kadar adam elinden oyuncağını alıp nasıl karı yaptın onu?

Ya siz buna göz yumanlar?

Siz insan olarak geçiniyorsanız ben hayvanım.

Hepinizi lanet olsun!