“Ah!.. nice üstün görünümler altında yalan dolan vardır. W.Shakespeare”

Yalan ne men bişeydir ki ocaklar söner, arkadaşlıklar biter, huzurun kaçar, sevdiklerinden olursun,  güven duygun tehlikeye girer... V.Hugo’nun dediği gibi “Az yalan söylenmez, yalan söyleyen her yalanı söyler.”- Yani “Alışmış kudurmuştan beterdir” demek istiyor.
”Yalan ile kurulan yuvanın saadeti de yalandır. Fuzuli”

Nasılsa bu alem de koskoca bir yalan - Yok ben acıcık yalan söyledim, e geçen günü senin söylediğin de yalandı- Yalan dünya herşey bomboş- Yalandan kim ölmüş ki-  İnkar ederim- Beyaz yalan bunlar iyilik olsun diye söyledim-vs...martavallar insan doğasının türlü sebeplerle zaman içinde evrim geçirmesindendir. Yaradan gerçek insan formatına , yalanı koymamıştır.
“Her şeye özür dileme hakkınız olabilir ama yalana asla. G.H.Superguen”

Ama bu “Beyaz Yalan” ...İyi de en kolay beyaz renk kirlenmez mi? Bari “Siyah Yalan” de şuna...Beyazın da şanını kirletmeyelim arkadaşlar...
“Yalan, korkunun tortusudur. Özdemir Asaf”
...Amerika halkına bir şey söylemek istiyorum. Beni dinlemenizi istiyorum. Bunu tekrar söyleyeceğim. Bu kadınla, Levinski hanımla seksüel bir ilişkim olmadı. Kimseye yalan söylemedim, bir kere bile, hiç. Bu suçlamalar asılsızdır. - Bill Clinton

Canım ayol, koltuğunu kaybetmemek için söylemişti Bill’ciğim. Ama karısı boynuzlarına kılıf bile yaptırmışken, ı-ıhh olmadı.
“Yalan kadar insanı alçaltan bir şey yoktur. Anton Çehov”

Ben İç Mimarım ama hayatımda hiç bir Başkan koltuğu tasarlamadım. Mutlaka tasarımın donelerinde, oturanın içsel yolculuğunu değiştiren birşeyler var herhalde ki oturanlarda yalanların bini bin para...
Sadece doğu ülkelerinde ki koltuklar da, bu tasarım kriteri eksik herhalde. Yani oranın başkan koltukları sahte sahte...Neden mi? E bu yaşıma kadar oralarda yalan söyleyen başkanların Harakiri yaptığını çok gördüm...Adam koltuğundan vazgeçiyor...Ha belki şöyle bir yazılım vardır. “Başkanlıkta Harakiri yaparsan koltuğunu da seninle gömeceğiz.” Demek ki bir Lazlık var doğu ülkelerinde...
“En çirkin yalan, çocuğa ve halka söylenen yalandır. Çünkü her ikisi de kolay kanar. Lord Braugham”

Bu arada yalan gündeme gelmişken yalan makinelerinden de sizi bilgilendireyim. Aletin adı; Polygraph... 4-6 adet sensörü orana burana bağlayıp sinyalleri grafik halinde kaydediyorlar. Nefes alış hızın, nabzın, terleme oranın, tansiyonun, kol bacak hareketinin sinyalleri, yalanını ortaya çıkarıyor. Teste üç beş basit soruyla başlanıyor, bir uzman da yalanı şak diye anlayabiliyormuş.
Tabii ki bazen yanıltıcı olabildiği için kesin delil olarak da kabul edilemiyormuş.
Beni seviyor musun? Evet...Dur bir de makineye söyle...
“Yalan söylüyorsun!”... Böyle yaparsan olmuyor ilelebet seni sevecek birini bulamazsın. Çünkü aşık olan birinin de kan basıncı, terleme miktarı nabzı atar ahmak... Ha... Yalancının mumunun bitme süresi, ya da çekirgenin bir iki zıplayıp üçüncüsünde yakalanması formüllerini de kullanma şansın var tabii. Ömrün yeter mi bilmem. Kendine iyi bak ölme, birgün foyasını yakalamak için değer hih hih...
“Kendi kendine inanmayan her zaman yalan söyler. - Friedrich “
Hıh şimdi Pazar Pazar bu kadar satırı okudun ve  yazının sonuna da geldin. Hala yalanla dostluğunu bitirmek istemiyor hayatının bir parçası olduğunu düşünüyorsan Mektupçu Agâhaeli dediğini sana tavsiye ediyorum;

“Söylediğin yalanı kaydet ki, unutmayasın. ”