Son zamanlarda, Irak'daki Türk varlığına, Türkmenler'e, Türk kamyon şoförlerine karşı, sistematik bir şekilde yoğunlaşan saldırıların arkasında kim ya da kimler var?  

Amaçları ne?  

Irak'ta, özellikle Kuzey Irak'ta Türk varlığını hedef alan saldırıların amacı, bazı yazarlarımızın söyledikleri gibi bir "bilmece" mi?  

Hiç sanmıyoruz.  

Önceki adı Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) olan ve Kuzey Afrika'dan Çin sınırına uzanan coğrafyayı "kontrol altına" almayı hedefleyen büyük Amerikan rüyası, revize edilmiş şekli ve Genişletilmiş Orta Doğu Projesi (GOP) şeklinde değiştirilmiş adıyla uygulamaya konuyor.  

Irak'ta, tarihin sırtına yüklediği misyonu görmezden gelerek, seyirci sıfatıyla izlemeyi tercih ettiğimiz planlı, programlı gelişmelerin ardındaki gerçek bu, yani GOP...  

Irak'taki Türk varlığı, mirasçıları farketmeseler de, bölgede hesapları olanların dikkate almalarını gerektirecek büyüklükte.  

Mezapotamya'daki Türk varlığının izlerini ararken Sümerler'den de başlayabiliriz. Fakat söz uzar. Anımsatıp geçiyoruz.  

Türkler'in Irak'ta ikinci kez, etkin bir rolle yeniden ortaya çıkmaları da yüzyıllarca öteye, Abbasiler dönemine uzanır, Abbasi halifesi ordusunu Türkler'den oluşturmuş ve Türkler'in toplu halde oturmaları için de Samarra kentini yaptırmıştı.  

Osmanlılar zamanında ise sınırlarımız Suudi Arabistan'ı da içine alıyordu.  

Görüldüğü gibi, Türkler'in Mezapotamya'daki varlığı çok, çok eskilere dayanıyor. Fakat, mirasın sahipleri ilgilenmedikleri için, bu muhteşem mirasın izleri silinmek, bölgenin en önemli aktörlerinden biri olan Türkiye saf dışı bırakılmak isteniyor.  

Ne kadar "şirin" gösterilmeye çalışılsa da GOP, hem Türkiye'nin, hem de bölge ülkelerinin hoşuna gitmeyecek amaçlar içeriyor.  

ABD OSMANLI'NIN ROLÜNÜ ÇALMAK İSTİYOR  

Kuzey Afrika'dan Çin sınırına uzanan geniş ve Müslüman coğrafyadaki zengin enerji kaynaklarını ve dağıtım yollarını denetimi altında tutmak isteyen "süper güç", Irak'ın kuzeyinde rahatça konuşlanabileceği bağımsız bir parsel oluşturma çabasında.  

Çeşitli nedenlerle Irak'ın parçalanmasına itiraz edenler, Kuzey Irak'ta bağımsız bir oluşuma razı olmayacaklardır.  

Hem Irak'ın parçalanmasından olumsuz etkilenecek olan komşuları, hem de Irak'ta yatırımları ve ortaklıkları bulunan Batılı ülkeler, ülkenin kuzeyinde bağımsız bir oluşuma karşı çıkacaklardır. Rusya da, eski arka bahçesi saydığı Irak'ın ABD çıkarları doğrultusunda parsellenmesine razı olmayacaktır.  

Tablo ortada, "Irak'ta Türkler'i kimler istemiyor?" sorusu, pek öyle bilmece falan değil..  

Irak'taki Türkler'e yönelik yok etme, sindirme, göçe zorlama çabaları konusundaki Dışişleri Bakanlığı'nın değerlendirmesi açık ve net; "Saldırılar sistematikleşiyor" saptaması yapıldıktan sonra, failin meçhul olmadığına dikkat çekiliyor ve "Türkiye'nin Irak'ta ağırlık kazanmasını istemeyen güçler"den söz ediliyor. Hemen ardından da, "Türk-Amerikan ilişkilerinin arasının açılmakta olduğunun" vurgulanması ilginç değil mi?  

Söz Dışişleri'nden açılmışken, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Washington gezisinde yaşadığı ilginç dialoglardan söz etmemek olur mu?..  

Dışişleri Bakanımız, 10 Eylül'de, ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in Washington'daki evinde 25 ülkenin büyükelçilerine verdiği yemekte, üst düzey bir yetkiliye serzenişte bulunarak, Türkiye'nin Musul'da konsolosluk açmasını, Ovacık'tan Bağdat'a yeni bir sınır kapısı açma girişimini Amerika'nın engellediğini söylemiş.  

Amerikalı üst düzey yetkilinin Gül'e verdiği yanıt çok anlamlı; dilediğiniz gibi "okuyabilirsiniz":  

"Musul'da konsolosluk, Ovacık'ta yeni kapı açılması kararı ABD'ye değil, Irak hükümetine aittir."  

Konuşmaya Rumsfeld'in konukları, 25 ülkenin büyükelçilerinden oluşan 80 davetli tanıktır.  

İTİBAR EROZYONU  

Bir ülke kendini müttefikinin dümen suyuna böylesine kaptırırsa, itibar erozyonuna uğraması kaçınılmaz oluyor.  

Kimliğini ve görevini bilemiyoruz, ama konuşma ortamı dikkate alındığnıda, ABD'li diplomat ile Dışişleri Bakanımız Gül arasındaki konuşma, iki kişinin günlük sohbeti değil, iki müttefikin, Türkiye ile Amerika'nın sorunlarını birbirlerine aktardıkları ciddi bir görüşmedir.  

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'ın PKK konusunda söyledikleri gibi, Amerikalı üst düzey yetkilinin Musul konsolosluğu ve Ovacık'ta ikinci bir sınır kapısı açma isteğimiz konusunda söyledikleri de ciddiyetten uzak söylemlerdir.  

Türkiye konumuyla, tarihi mirasıyla, tarihin kendisine yüklediği göreviyle her dönemde önemini hissettirmiş bir ülkedir.  

Buna rağmen, bazı kendini bilmezlerin garip söylemleri, ülkeyi temsil edenlerin, Türkiye'yi gerektiği gibi taşıyamamalarından mı kaynaklanıyor?  

ABD'li üst düzey yetkilinin, Dışişleri Bakanımıza, "Bizce Türkiye, asıl Bağdat'ı ikna etmeğe çalışmalı" dediği Irak'ın başbakanı kim?  

İyad Allavi.  

Irak Başbakanı İyad Allavi'nin kimliğini, Irak Geçici Yönetimi'ne danışmanlık yapmış olan ABD'li uzmandan, Peter W. Galbraith'dan öğrenelim mi?  

Galbraith'a göre Allavi, otoritesi ve güvenirliği biraz kuşkulu bir CIA ajanı!  

Yani ABD'nin hizmetinde bir zat-ı muhterem.  

Amerikan Kongresi'nde, ülkesini işgal ettiği için, Bush yönetimine teşekkür eden bir vatansever(!)  

"Türkiye bizi değil, asıl Bağdat'ı ikna etmeli" derken ABD bizimle dalga mı geçiyor?  

Sorunun yanıtı 22 Eylül tarihli Financial Times'ın baş yazısında bulabilirsiniz. Başyazıda "Türkiye'nin Irak'a ilişkin bir strateji belirleyemediği, Irak'taki gelişmelerin kıyısında kalarak yönlendirme yapamadığı, olaylara duygusal tepkiler vererek gelişmelerin ardından sürüklenmekte olduğu" vurgulanıyor.  

Irak, "bilmece" falan değil.  

"Süper Star", Genişletilmiş Orta Doğu Projesi'nin merkez bürosunu hazırlıyor, o kadar..  

ABD IRAK'I PARÇALAMAK İSTİYOR  

? Osmanlı'nın rolünü çalmak isteyen ABD, Irak'taki Türk varlığını yok ederek bölgenin en önemli aktörlerinden birini safdışı bırakmak istiyor.  

? Önceki adı Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) olan ve Kuzey Afrika'dan Çin sınırına uzanan coğrafyayı "kontrol altına" almayı hedefleyen büyük Amerikan rüyası, revize edilmiş şekli ve Genişletilmiş Orta Doğu Projesi (GOP) adıyla uygulamaya konuyor.  

? Proje'nin yönetim merkezi Irak'ın kuzeyinde oluşturulacak "bağımsız bölge" olacak.  

 

KÜPE: Bir şeye inanmak için kuşkuyla bakmalıyız.  

Stanislaus