Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 81. yıldönümünün kutlanmasına az bir süre kaldı...

 

Dış güçlerin emri altına alınmak isteyen Anavatan'da bu kez geçmişdekinden daha bir önem arzediyor 29 Ekim kutlamaları...

 

Güzellikleriyle ve çirkinlikleriyle güvenebileceğimiz, zor anımızda yardım isteyebileceğimiz, güvenliğimizin tek teminatı Türkiye Cumhuriyeti, AB'ye alınacak mı yoksa alınmayacak mı tartışmalarının en yoğun günlerini yaşıyor...

 

Çağdaşlık ve refah içinde bir yaşam için tek yol olarak AB'yi görenler ve bunu kamuoyuna ince bir tığ işi gibi yıllardır işleyenlerin bu emellerine ulaşıp ulaşamamaları 17 Aralık tarihinde gün ışığına çıkacak ama, şundan emin olmak gerekiyor ki, bu akım devam ettiği sürece, sadece KKTC'nin değil, TC'nin de temellerinde tamiri zor tahribatlar olacaktır!

 

Özellikle Türkiye, şimdiye kadar tarihinde görmediği büyük baskı ve dayatmalarla karşı karşıyadır!

 

Anavatan'ın en güvenilir ve inanılır kurumlarından olan TSK başta olmak üzere, eğitim, sağlık, din, ticaret, doğal kaynaklar ve benzeri tüm birimler bu sayede AB adı altındaki hristiyanlığın en büyük simgelerinden sayılan bu birliğin kontrolüne geçerken, Anavatan'ın gelecekte ne olacağının hiç bir garantisi bulunmamaktadır...

 

Tüm dünya gözünü Anadolu'ya çevirip, Türkiye'nin Kıbrıs'tan israrla asker çekmesini beklemekte, bu gerçekleşmediği taktirde, AB üyeliğinin bir hayal olacağını söylemeye başlamıştır!

 

Eğer dış güçlerin Anadolu ve Kıbrıs'ta bir beklentileri olmasa, 70 milyonluk bir müslüman ülkeyi kendi himayelerine alma istek ve gayreti ne ile izah edilebilir ki?

 

İşte hep bu nedenlerden dolayıdır, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu yıl kutlanacak olan 81. kuruluş yıldönümü eskiye nazaran daha da fazla öneme sahiptir!

 

Çünkü KKTC de dahil olmak üzere Türkiye artık bir yol ayırımına getirilmiştir!

 

Hem Türkiye'de hem de KKTC'de yıllar önceden hazırlanan planlanan projelerle dış güçlere açık olan hükümetler işbaşına getirilmiş, bunun adına demokrasi denilerek ulusal görüşteki kesimlerin mümkün olduğunca manevra kabiliyetleri zayıflatılmıştır!

 

Öyle günlerden geçmekteyiz ki, neredeyse 'ben Türküm' demek bile suç olmaya başlamıştır!

 

Evine, işyerine Türk bayrakları asan vatansever halkımız dışlanmaya başlamış, milliyetçi insanlar cüzzamlı muamelesine tabi tutulmuşlardır!

 

BM böyle istiyor diye, ABD böyle istiyor diye, AB böyle istiyor diye ve daha da önemlisi Rum'un gözüne girmek, sırf onların ekonomik pazarından üç beş kuruş kapabilmek için, tüm milli ve manevi değerlerimiz bir anda zayıflatılarak, dış güçlerin egemenliğine girebilmek için...

 

İşte bu yüzdendir bu yıl kutlanacak olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı daha bir önemli hale gelmiştir!

 

Türkiye'nin ezeli rakibi Yunanistan'ın, Lozan Antlaşmasına aykırı bir şekilde adaları cephaneliğe çevirdiği bu günlerde, niçin tek bir Avrupa Parlamentosu yetkilisi buna ses çıkarmaz da, adaya barış ve huzuru getiren Türk ordusu niçin ısrarla adadan kovulmak istenmektedir!

 

Türkiye'nin adadaki varlığı kimi ya da kimleri bu kadar rahatsız etmektedir de, AB üyeliği için öncelik askerin adadan çekilmesi olarak gösterilmektedir!

 

İşte bu yüzdendir bu yılki 29 Ekim kutlamalarınının önemi...

 

Her ne kadar mevcut hükümetin bu kutlamalara ta başından beridir soğuk baktığını bilsek te, onlar geçici ama yüreği Anavatan sevgisiyle dolu halkımız kalıcıdır bu memlekette!

 

Böyle bir hassas dönemde, TC'nin ve KKTC'nin temellerine konulan dinamitlerin patlamasına olanak vermemek yine bu yüce halkın elindedir...

 

Biz, hem KKTC'nin hem de TC'nin daha nice kutlama yıldönümlerini görmek istiyoruz!

 

Sadece bizlerin değil, çocuklarımızın, torunlarımızın, onların torunlarının da bu görkemli anlam dolu kutlamaları yaşamalarıdır dileğimiz!

 

İşte bu yüzden diyoruz ki, bu kez durum farklı..

 

İşte bu yüzden diyoruz ki, devletine sahip çık!

 

Toprağında gözü olanlara, gözü olanlara maşa olanlara güçlü bir ses ver!

 

Çıkar artık bayraklarını naftalin kokulu dolaplardan...

 

Yaşa 29 Ekim coşkusunu, Anavatan'ın var oluşunu...

 

Yaşa ki, gözü senin topraklarında olanlar korksun senin bu coşkundan..

 

Bir kez daha cesaret edemesinler seni içten vurmaya...

 

Mehmetçik orada, Mücahit orada, geleceğin, kurtuluşun orada...