Bu haftaya kadar ligde deplasmanda hiç galibiyet alamayan Torku Konyaspor mütevazı kadrosuyla geldi İstanbul'a. Hala devam eden cezası nedeniyle sadece kadın ve çocukların izlediği maça Beşiktaş istekli ve etkili başladı. Oğuzhan, Gökhan, Olcay ve Fernandes'in sonuca yönelik iyi oyunuyla Beşiktaş ilk yarıyı 3-0 ile çok rahat geçti. Bu skorun ortaya çıkmasında Konyaspor'un alan savunmasındaki beceriksizliği de etkili oldu. 

Konyaspor ikinci yarıya iyi başladı ve güzel bir korner organizasyonuyla golü de buldu. Bu takım ligdeki hiçbir takıma karşı defansif oynamamalı. Çünkü hücumda daha başarılılar. Beşiktaş'ın rahatlamasının da etkisiyle ileride basan, top kapan ve kaptığı topları da etkili kullanan Konya birkaç kez ikinci golü bulmaya yaklaştı. Fakat başaramadı. 

Yabancı sınırlaması yüzünden rakiplerinin kıvrandığı bir sezonda yedek kulübesinde iki yabancı oturtmak Beşiktaş için büyük bir lükstür. İşlerin kötü gitmesi durumunda Enaramo ve Holosko'nun yanında oturduğunu bilmek bile eminim Biliç'e güven veriyordur. 

Beşiktaş'ın beklerinin ise oyuna katkısı çok düşük, daha çok oyunun içinde olmaları gerekir. Bunun sıkıntısını her maç yaşıyor Beşiktaş. Serdar Kurtuluş bu takımın en zayıf halkası. Oğuzhan'ın adım adım büyük futbolculuğa yürüyüşünü izlemek ise benim için büyük keyif. Olcay da yavaş yavaş geçen seneki performansına yaklaşıyor.
Milyonlarca taraftarı olan bir takımın, küçük ve boş bir stadta, kötü bir zeminde oynanan maçında son beş dakikada elektriklerin de kesilmesi oyunun tuzu biberi oldu. Futbolcuların montlarını giyip yağış altında bir süre bekledikten sonra tekrar oyuna motive olmaları da çok zor bir olay. 

Fenerbahçe maçı öncesi kazanması gereken maçı kazanarak misyonunu tamamladı Beşiktaş. Derbide deplasmanda galip gelmesi gerekiyor. Zira puan farkı yedi. Beşiktaş'ın kazanması için daha iyi oynaması lazım. Bu oyun yetmez. Biliç'in de iyi analizler yapıp iyi bir taktik belirlemesi gerekiyor.  Tabii Kadıköy'de gördüğünü korkmadan çalacak yürekli bir de hakem lazım.