Beşiktaş'ta bu yıl doğru işler yapılıyor. Tekrar seçilen Fikret Orman ve yönetiminin Önder Özen'i futbol direktörlüğüne getirmesi ilk doğru adımdı. Futbol bilgisi yeterli, sağlam bir duruşu olan Özen futbol şubesine bir sistem getirme gayreti içerisinde gözüküyor. Altyapıyı daha etkin kullanma ve sürekli futbolcu satarak yeni bir gelir kaynağı oluşturmak gibi kulağa hoş gelen projeleri var. Umarım bunları gerçekleştirmek için yeterli süreyi ve desteği bulur.

Türkiye'de hiç görev yapmamış bir yabancı teknik direktörü üç büyüklere getirmek büyük risk taşıyor. Son 10 yılda sadece Gerets ve Zico bu şekilde başarılı olabildiler. O yüzden Slaven Biliç seçimi Beşiktaş açısından değişik bir seçim oldu. Biliç bugüne kadar futbolcularıyla, basın mensuplarıyla ve taraftarlarla iletişiminden tam not aldı. Futbolcularına sürekli güven aşıladığını ve forma verirken çok adil davrandığını gözlemleyebiliyoruz. Hazırlık maçlarında vasatın üzerine çıkamasa da ligde üçte üç yaparak yaptığı güzel işleri sonuca da yansıttı. Teknik direktörü ve 10 futbolcusu değişmiş bir takım için ilk 3 maçını kazanmak çok önemliydi. Bu maçları kazanamasaydı futbolcularda ciddi özgüven kaybı yaşanacaktı. Biliç bile bir karar alırken beş kez düşünmek zorunda kalacaktı.

Bu yıl yapılan transferlerin performanslarına değinirsek: Tolga Zengin, Cordoba'dan sonra ilk kez taraftara huzurlu maçlar izletiyor. Atiba Hutchinson, ön liberonun nasıl pozisyon alması gerektiğini hatırlattı yeniden herkese. Top kapıyor, topla çıkabiliyor, çabuk ve dikine oynamayı seviyor. Gökhan Töre, çabuk, teknik, bekine her pozisyonda yardım eden bir kanat oyuncusu. Takımın top tutma ve koşu mesafelerinin artmasına katkı sağladı. Gelişimini merakla izleyeceğiz. Serdar Kurtuluş'u eskisinden çok daha iyi gördüm. Sağ bek oynamayı öğrenmiş. Ters kademeye iyi giriyor, dengeli, sorunsuz bir futbolcu. Ama biraz yavaş ve hücumda etkisiz.

Takımın en zayıf bölgesi Ersan ve Escude'nin bölgesi. Transfer sezonu kapanana kadar bir sol bek alınması şart artık. İsmail Köybaşı'yı beklemekten yorulduk artık! Pedro Franco'yu da görmek istiyorum bir futbolsever olarak. Escude'yle kıyaslamak için onu yeterince izleyemedik. Enaramo, Holosko, Ömer ve Necip de devreye girince iyi bir Beşiktaş izleyecek gibi taraftarlar bu yıl.

Beşiktaş için kusursuz bir takım diyemeyiz. Bu takım için Bursaspor ve Galatasaray maçları takımın kendini tartması açısından çok önemli. Bu iki maç sonrası gelecek için daha net konuşabiliriz.

Beşiktaş taraftarı için söylecek şey bulamıyorum. Olimpiyat Stadı'nın çileli yollarına rağmen 3 maçta ortalama 55.000 kişi geldi takımını izlemeye. Tromsö ve Gaziantep maçlarında oradaydım, taraftarın desteği inanılmazdı. Böyle taraftarı olan bir kulübün kolay kolay sırtı yere gelmez. 20 yıldır Beşiktaş maçlarına gidiyorum ilk kez 1453 Kartalları diye bir taraftar grubu görüyorum. Nerden geldiklerini de bilmiyorum. Bilen varsa ber gelsin!