Cengizhan Türk-Moğol bütün toplulukları bir çatı altında toplamış olan büyük bir dünya lideridir. Devletin yasalarını Türk kültürü üzerine göre kurmuştur. Bunun en açık örneği devletin üst yönetiminde ilk hocalar, müşavirler Türktür. 

Mesela Cengizhan’ın çocuklarına Uygur Türkçesini okutup yazdıran Uygur Türk’ü Tatat Ong-a’dır. Ayrıca yargıçlık görevini yapan  Türk Tatar boyuna mensup Şigi Kutku’ya yüksek mahkeme kararlarını ve kabile dağılımlarını “mavi deftere” yazması görevini vermiştir. 

Yine bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük yargı kurumları olan; Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay hem Moğolca’dır. Zaten Cengizhan Yassası bi de “Yasa” olarak halen kullanılmaktadır. Kısacası aşağıda verdiğimiz Cengizhan yasaları aslında Türk Milleti’nin kanunlarıdır. İşte 800 yıl öncesi kanunların bugün hala geçerli olduğu birkaç örneği:

“Gökleri ve yeri yaratan, diriltmeyi ve ölümü, zenginliği ve yoksulluğu dilediği gibi veren ve her şey üzerinde mutlak bir güce sahip olan tek bir Tanrı'nın olduğuna inanmak emredilmiştir, başka bir versiyonda hürriyetin olduğu bildirilmektedir. Uygun olan herhangi bir şekilde Tanrı'ya ibadet etmek. 

Evli olsun, bekar olsun gayri meşru ilişki de bulunan, idam cezasına mahkum olur.Keza livata suçunu işleyen de ölüm cezası ile cezalandırılır.. 

Kasten yalan söyleyen, sihirbazlıkla uğraşan yahut başkasının hareketlerini tecessüs eden, kavga etmekte olan iki şahıs arasına girerek onlardan birine yardım edenlerin cezası da ölümdür.

Kötün ve ahlak dışı söz etmek yasaktır.

Yasal mirasçıları hariç, başka hiçbir kişi vefat edenin malını kullanamaz.

Savaşa gitmeyen her adam belli bir süre için imparatorluk için karşılıksız çalışmak zorundadır.

Suya yahut küpe su döken (işeyen) keza ölüme mahkûm olur.

Cengiz Han; Ali bin Ebutalip ahfadına herhangi bir şekilde vergi veya rüsum mükellefiyeti yükletilmesini zemmetmiştir. Keza fukaradan, Kur'an'ı hıfzetmiş olanlardan, fakihlerden, tabiplerden, Ulemadan, hayatlarım ibadete hasretmiş zahitlerden, müezzinlerden, ölüleri yıkayanlardan da vergi veya rüsum alınmasını menetmiştir

Cengiz Han, hiçbirini diğerine tercih etmeksizin bütün dinlere hürmet edilmesini emretmiştir. Böyle hareket etmeyi Allah makbul saymıştır.

O dini mezheplerden birini tercih etmeyi, kelimeleri onlara şiddet, kuvvet vererek telâffuz etmeyi, hükümdara ve yahut herhangi bir adama hitap edildiği zaman lâkap ve unvanlar kullanmayı menetmiştir. Muhatabın isminin söylemesini emretmiştir. 

Cengizhan suya el suya el sokmayı yasaklamış Su almak için kap kullanmayı emretmiştir.

Cengiz generallerin hükümdardan başka birine müracaat etmelerini menetmiştir. Eğer bir general hükümdardan başka birine müracaat ederse idam cezası ile cezalandırılır.

Müsaadesiz kendisine gösterilmiş vazife yerini değiştiren de aynı ceza ile cezalandırılır.

Yasa daimî posta teşkilâtı yapılmasını emretmiştir, ta ki devlet içinde olup biten olaylar hakkında seri bir surette malûmat almak mümkün olsun.

Bir kimsenin elinde çalınmış at bulunduğu takdirde bu kimse atı sahibine iade etmeğe ve bundan başka, at sahibine ceza olarak dokuz at vermeye mecburdur. Eğer çalan bu malî cezayı ödeyecek durumda değilse, bunun yerine çocuklarını vermeğe mecbur edilir. Çocukları da yoksa kendisi idam cezası ile cezalandırılır.”

Cengiz Yasası yalan söylemeyi, hırsızlığı, zinayı, gayri meşru münasebeti yasaklıyordu..

Yasaya göre kimse kimseyi tahkir etmemelidir. Tahkir edilen tahkiri unutmalıdır.

İhtiyar ile teslim olan ülke ve şehirlere ve bu şehirlerin ahalisine zarar iras edilmemelidir,

Her türlü mabetlere hürmet etmelidir. Bütün dinlerin ruhanî reisleri her türlü vergi ve mükellefiyetlerden muaf tutulmalıdır.

İçkiden büsbütün vazgeçemeyen ayda üç defa sarhoş olabilir. Üç defadan fazla sarhoş olan suçludur. Ayda ancak iki defa sarhoş olmak daha iyidir. Ayda ancak bir defa sarhoş olan övülmeye lâyıktır. Hiç içmemek hepsinden iyidir. Amma bu gibi bir adamı nerede bulacaksın? Eğer bulunursa o adam hürmete şayandır. 

Cengiz yasasının medenî hukuka dair ahkâmı hakkında kaynaklarda fazla malûmat yoktur, ancak şu esaslara işaretler vardır:

Cariyelerden doğan çocuklar meşru çocuk addolunurlar ve nikâhlı zevceden doğan çocuklar gibi babalarının mirasından hisse alırlar. Miras şu şekilde taksim olunur:Yaşları büyük olanlar daha genç olanlardan fazla hisse alırlar en küçük oğul babası evinde kalır. Çocukların derecesi analarının derecesi ile tayin olunur. Kadınlardan biri, başkalarından evvel nikâhlanmış olanı, bazan babasının soyu çok ünlü bir soy olanı baş kadın kabul edilir.

Kaynaklarda Cengiz Yasası’nın esaslarından olarak gösterilmiş bu maddelerin birçoğu; bu büyük yasanın ancak bize ulaşmış olan parçalarından, kırıntılarından ibarettir. Cengiz Yasası’nı bugünle mukayese etmek elbette doğru olmaz; amma 800 yıl öncesi yasanın büyük ölçüde bugüne uygun olmasıda hayranlık verici gerçektir. Bununla beraber yasanın bir büyük devletin idaresi için lazım olan en önemli esasları ihtiva etmiş olduğu da muhakkak sayılabilir. Bazı yazarlar yasanın hiçbir zaman yazılmış bir hukuk birliği şeklini almış olmadığını, yasa ancak ağızdan ağıza intikal eden sözlü geleneksel kanunlardan ibaret olduğunu iddia etmişlerdir. 

Biz bu fikri asla kabul etmiyoruz. Bu fikri ancak devlet idaresinde kanunların ve genellikle hukukun rolünü kavramamış, yazarlar ortaya atamışlardır.

Kaynaklarda yasanın yazılı bir kanunname olduğunu ispat eden açık kayıtlar eksik değildir. Meselâ Cüveyni'ye göre yasa kanunları Tomarlara yazılmıştı. 

Bu tomarlara ‘’Büyük Kanunname’’ denirdi. Bu tomarlar Cengiz sülâlesine mensup büyüklerin, şehzadelerin hazinelerinde saklanırdı. Yeni bir Han tahta geçtiği zaman veya bir ordu harp seferine gönderildiği zaman veyahut devlet işleri hakkında danışmak üzere beyler Kurultay’da toplandıkları zaman bu tomarlar getirilir, işler bu tomarlardaki esaslara göre halledilirdi.

Unutmayalım ki; millet olarak ya da, sağ görüşlü olsun, sol görüşlü olsun başka  devletlerin ve milletlerin yasalarını almakta sakınca görmeyip; Cengizhan yasası, Türk yasası olmasına rağmen takdir etmemelerine şaşıyor, hayret ediyor ve de bu düşüncenin yanlış olduğunu söylemekten beis görmüyorum! Cengizhan’ı kan dökücü sayanların; Talkan’da Türk katliamı yaparak 100 bin kişiyi öldürten, Türk kellesi getirene 100 dirhem vaat eden, 24 km yol boyunca Türkleri ağaçlara astıran , Eneviler’in Horasan valisi Kuteybe bin Müslim’i kan dökücü olarak görmemelerini kabul bir türlü edemiyorum.

Kısacası: Kahraman, zeki ve disiplinli liderlere sahip olan milletler de elbette ki aynı özelliklere sahip demektir. Yani zeki millet zeki lider çıkarır. İşte Cengizhan’da o kahraman liderlerin en en başta gelenlerinden birisi olduğunu söylemekten de hiç bir yanlış görmüyorum.