ZEYTİN DOSYASI (4)
M. Kemal SALLI
YALNIZ ZEYTİNCİLİK KONUSUNDA DEĞİL, ÜRETİMİNDE BİRİNCİ OLDUĞUMUZ ÜZÜM VE FINDIK KONULARINDA DA ARAŞTIRMA KOMİSYONLARI KURULMALIDIR.
AB İLE MÜZAKERELER SÜRERKEN, TARIM KONUSUYLA İLGİLİ EKSİKLERİMİZİ ZAMAN GEÇİRMEDEN TAMAMLAMALIYIZ.
AB ile müzakereler başladı.
İlk ele alınan konu tarım oldu.
Ülke nüfusunun neredeyse yarısı tarımla ilgili. Çalışan nüfusun yüzde 35'i tarım sektöründe. AB ile müzakerelerin başlaması dolayısıyla, tarım konusunda, önümüzdeki beş yılda ele alınması ve başarıyla sonuçlandırılması gereken pek çok iş var. Aksi takdirde tarım sektöründe de, ekonomide de hiç de istenmeyen olumsuzluklar yaşayabiliriz. Elimiz kolumuz kotalarla bağlanabilir.
AB'ye gireriz yada giremeyiz; o ayrı konu. Fakat, AB ülkeleri ile, Gümrük Birliği dolayısıyla, göbek bağımız var. Üzüm, fındık, incir, zeytin gibi dünyanın en önemli üreticisi konumunda olduğumuz üretim alanlarında kuralların belirlenmesinde, kotaların saptanmasında söz sahibi olamazsak ve gereken önlemleri zamanında alamazsak, ilerde çok büyük zarar görebiliriz.
İMF reçeteleri ile çiftçimizin belini kırdık, AB kotaları ile büsbütün ölüme mahkum etmeyelim. Aman dikkat!
AB ile tarım konusunu müzakere ederken, özellikle üretiminde dünya birincisi ya da ilk sıralardaki üreticilerinden biri olduğumuz üzüm, incir, fındık, zeytin gibi konularda çok dikkatli olmalıyız. Müzakere süreci tamamlanmadan, bu ürünlerle ilgili ekim alanlarını olması gereken oranlara ulaştırmalıyız. İlerde, kotalar yüzünden, çok büyük zararlara uğrayabiliriz; ürettiğimiz ürünleri tarlada ya da ağaçta çürümeye terketmek durumunda kalabiliriz.
Tarım konusuyla ilgili ve bilgili olan milletvekillerimizin çeşitli komisyonlar oluşturarak, AB ile yürütülen müzakereler konusunda, yapacakları uyarılarla hükümeti yönlendirmeleri gerekir.
Son günlerde CHP milletvekillerinin ısrarıyla Meclis'te bir "Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri'nin Sorunlarını Araştırma Komisyonu" kuruldu.
Çok önemli, çok yararlı bir gelişme.
3 Ocak gecesi, Florya Atatürk Köşkü'nde, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ve Komisyon üyesi milletvekillerinin katılımıyla yapılan basın toplantısında, "Zeytin Komisyonu"nun raporu anlatıldı.
Kemal Anadol, Batı Anadolu'da, Bursa'dan Milas'a kadar uzanan sahil şeridindeki zeytin alanlarında, komisyon üyelerinin incelemelerini dile getirdi.
Daha sonra söz alan Muğla Milletvekili Prof. Dr. Gürol Ergin, zeytincilik sorunlarımızın yanı sıra, CHP'nin tarım politikasını anlattı ve şu önemli saptamayı yaptı:
"Türkiye'de arazi planlaması yapılmadan, Türk tarımı ileriye gidemez." (...)" Üretim ve pazarlamayı dikkate alarak vizyon geliştirmeliyiz."
Doğru söze ne denir?
ZEYTİNCİLİK MİRAS MI KALDI?
Zeytin ve zeytincilikten söz açıldığında, Orta Asya kökenli olmamızdan dolayı, Akdeniz kültürüne biraz yabancı kaldığımız, zeytinciliğimizi geliştiremediğimiz söylenir. Zeytinciliğin yerleşik düzenin uğraşı olduğu anımsatılarak, göçebe bir toplum olduğumuz vurgulanmak istenir. Hep belalı coğrafyalarda yaşamak durumunda kaldığımızdan, göçebe değil göçmen bir yaşam sürdürmek zorunda kaldığımız gözardı edilir.
Kendisiyle yapılan bir ropörtajda, zeytincilik konusuna da değinen Güngör Uras Hocamız, "Zeytin ağaçlarını kendimiz dikmedik, Rumlardan bize kaldı" demiş. Değerli hocamızın affına sığınarak bu görüşüne tam katılamadığımızı belirtmek isteriz.
Tamam, Osmanlı'nın gelişme döneminde şarapçılık, üzümcülük gibi zeytincilik de Rum kökenli insanlarımızın tekelindeydi. Fakat, Osmanlı'nın son dönemlerinde yaşanan toplumsal çalkantılar, savaşlar nedeniyle Balkanlar'dan, Yunanistan'dan ve özellikle Girit'ten göçenler, Batı Anadolu'da zeytinciliğe sahip çıkmışlar, yeni zeytinlikler oluşturmuşlardır.
Çarpıcı bir örnek verelim.. Bugün Çanakkale, Ezine, Geyikli dolaylarında zeytin ormanları dalgalanır. Cumhuriyet kurulduğunda buraları gözalabildiğine çalılıktı. Nasıl oldu da, bu çalılıklar zeytin denizlerine dönüştü?..
Burada bir idealist insanı, Mehmet DURUKAN'ı rahmetle, saygıyla anmak isteriz. Mehmet Durukan, Yunanistan'dan Ezine'ye göçtükten sonra, Çanakkale'nin Ezine ve Geyikli çevresindeki çalılıkları elleriyle, bir kürek bir çapayla yolarak zeytin ormanlarına dönüştüren isimsiz bir kahramandır.
Batı Anadolu şeridinde, Balkanlardan, Yunanistan'dan ve Girit'ten göçmüş, zeytinciliğimize sahip çıkmış, geniş ve verimli zeytinlikler kazandırmış pek çok isimsiz kahraman, pek çok Mehmet Durukan yaşamıştır.
ZEYTİNCİLİĞİN GELİŞMESİNİ KİMLER ENGELLEDİ?
Zeytinciliğimizin gerektiği gibi gelişememesinin nedeni, üreticilerimiz değil, tarım stratejimizi düzenleyen (yada düzenlemeyen) politikacılarımızdır.
50'li yıllarda zeytinyağı üretiminde 3'üncü sıradayken, bugün niçin 6'ıncı sıradayız?
50'li yıllarda, yabancı sermayeli şirketlerin büyük reklamlar desteğinde başlattıkları margarin modası, hem zeytinciliğimizi hem de insanlarımızın kalp-damar sağlığını olumsuz etkilemiştir.
Son yıllarda Batı Anadolu sahil şeridindeki zeytinlik alanlar tarım arazisi olmaktan çıkarılmış, yazlık villa arsalarına dönüştürülmüştür.
Hiçbir Akdeniz ülkesinde böyle bir zeytinlik kıyımına izin verilmez, verilmemiştir.
-Devamı var-
KUTLAMA
NİCE MUTLU BAYRAMLAR DİLİYORUZ...
-M.Kemal Sallı-
Kültür bizi yöneten en kuvvetli şeydir.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Yorumlar