Fatih'in İstanbul'un fethinden sonra, buranın kendi dualarıyla alındığını iddia eden ulemaya verdiği yanıttır "[Çandarlı] Halil Paşa süreki İstanbul'un fethine karşı çıkıyor ve kendisi ile hareket eden din adamı bazı çevreleri de Fatihe karşı gizli, gizli örgütlüyordu. Ulema sınıfının  bazıları FATİH'i fetihten sonrasında karşıladılar...

Ulemadan bazıları da  İstanbul'un  Fethini tebrik için FATİH'e gittiler ve dediler ki: Elhamdülillah, âlimlerin dua ordusuyla hisar fetih oldu, İslâm'ın koruyucusu Padişah akıbeti kötü olan kâfirler ordusuna karşı bu büyük zaferi kazandı. Eğer dua ordusu yardım etmeseydi Kör olurdu savaşan ordunun hançeri... 

Fatih o cemaatten çok incinmişti dedi ki: Molla, iki yüzlülüğe yer yok, kendi kılıcımla aldım, konstantinapolis'i ( İSTANBUL ) kimseden himmet ve inayet olunmamıştır; savaş meydanında gayretli elimle davulu yalnız çalıp gök gürültüleri arasına saldım.", İstanbul'u "askerlerimle aldım" Fatih, ulema tayfasına verdiği cevapla, ne denli hurafeden uzak, bilimsel ve gerçekçi bir kafa yapısına sahip olduğunu göstermiştir. Mevlevî Molla'ya da "iki yüzlülüğe yer" yok diyerek, Fetih öncesinde sefere karşı çıktıklarını ve Çandarlı Halil Paşa'nın yanında yer almış olduklarını hatırlatmıştır. Fatih Duruma egemen olur olmaz Çandarlı Halil Paşa'yı ihanetlerinden ötürü idam ettirmiştir.

Sakarya zaferinden sonra Ankara'ya dönen Mustafa Kemal Paşa'yı Ankara istasyonunda karşılayanlar arasında bir de  şeyh vardı. Şu utanmazlığa bakın: Karşı çıktıkları, hakkında ölüm fetvası verdikleri komutan zafer kazanınca karşılamaya gidiyor ve zaferin büyük payını kendisine çıkarmak istiyor. Bu şeyh Paşa'ya şöyle hitap eder: Muhterem Paşam, bütün Hıristiyan âleminin hayretli bakışları altında elde ettiğiniz büyük gaza bizatihi Hacı Bayram-ı Veli kuddise sırrahu'nun keramet ve himayesinden kaynaklanmıştır. Dolayısıyla o veliyullahın mübarek mezarını ziyaret edip arzı şükranda bulunmanız vecibedendir. Mustafa Kemal Paşa kısa bir süre durakladıktan sonra şeyh efendiye şu yanıtı verir ve yürüyüp gider: Hayır efendi hadise zât-ı âlinizin beyan ettiği vechile değildir. Türk zabiti kumanda etmesini, Türk askeri ölmesini bildi. Zaferi kazanmanın sırrı bunda meknuzdur (saklıdır).

Mustafa Kemal Paşa da çoğunluğu Kurtuluş Savaşı'na karşı çıkmış olan hacı, hoca ve ulema takımının ruhunu ve kafa yapısını çok iyi biliyordu. ve zaferin büyük payını kendisine çıkarmak istiyor olduklarının farkındaydı Bu iki yüzlü güruh Osmanlı imparatorluğunun geri kalmasına yıkılıp parçalanmasına yol açan meczup zihniyetin temsilcileri olan sahte dincilerdi ne yazık ki Günümüzde de '' Kurtuluş savaşı için keşke YUNAN kazansaydı '' diyebilecek kadar ileri gidenlerini hep birlikte gördük ... Bu meczuplar Yaptığı devrimlerle Atatürk ad ve sıfatını kazanan insandan nefret etmektedirler. Atatürk onların içinde bulunduğu kesim için bir "deccal"dan başka bir şey değildir.

Türk milleti olarak bizler FATİH SULTAN MEHMET VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK gibi iki büyük komutanın ve de tarihte destanlar yazmış bir afadın çocukları evlatları olarak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN'ın etrafında sımsıkı kenetlenerek TEK YUMRUK OLDUK

Her ne kadar bunun  bir savaş olmasa da adı operasyon olan daha büyük bir adı BARIŞ PINARI HAREKATI olan savaştan başka birşey değildir. ABD nin yıllarca Irakın kuzeyinde oynadığı oyunu biliyoruz Bir kanton devlet kurarak başına kabile reislerinden ve YAHUDİ orijinli Barzani'yi getirmesi ve oldu bittiler ile bir devlet kurması an meselesiydi...BOP ( BUYUK ORTADOĞU PROJESİ ) adım adım bölgedeki aktörlerince oynanacaktı... Suriye'nin tıpkı Irak'taki gibi benzer biçimde parçalanarak Türkiye'nin sınırlarında yeni kanton devletler kurma çabaları Emperyalist ABD nin  ve bölgedeki uydu devleti olan SİYONİST İSRAİL devletinin emelleri ve hedefleri arasındaydı.

Sıra Türkiye'ye gelmişti Türkiye bunu gördü ve hisseti Irak'ın kuzeyinde kurulan kanton devlet ile bu kanton devleti Akdeniz'e bağlayacak olan koridorda kurulacak ve ilerleyen süreç içerisinde Kuzey Iraktaki kanton devletçikle birleşerek büyüyecek sonrada birlikte Türkiye'den Toprak talepleri olacaktı. En son olarak İran parçalanarak kurulan kanton devletler birleşince ortaya BÜYÜK İSRAİL KÜRDÜSTANI DEVLETİ  ortaya çıkacaktı ...İşte plan bu hakikat TÜRKİYE'NİN BEKA MESELESİ dir.

Bu Adı konmamış ve dış güçlerce sinsice planlanıp yüce milletimizin başına bela edilmiş SAVAŞ ufak, ufak terörist harekatlar şeklinde başlatılmıştır.40 yıldır şehit sayılarımız 10 binleri çoktan katledilen yurttaş sayılarımız ise 50 binleri aşmıştır. Yurttaşlarımız ve Mehmetçiklerimiz kahpece kurulmuş tuzaklarda hain saldırılarda kalleşçe şehit edilmiş, ilave olarak  milyarlarca dolarlık maddi ekonomik kayıplara neden olmuştur. Bu bela ve musibet oluşum Adeta bir ÇIBAN BAŞI GİBİ büyüdükçe büyümüş ve bugün artık Ülkemizin Beka sorunu olduğunun resmi belgesi haline gelmiştir.

Genç, yaşlı, kadın, ihtiyar, çol, çocuk, hatta bebek demeden kalleşçe onları katledenlere ne yazık ki alenen destek veren güya Müttefikimiz olan ABD ( Amerika ) ve AB ( Avrupa ) Ülkeleridir. Tek kelime ile yazıklar olsun derken Yüce Türk milletini asla tanımamış olduklarını bir kez daha haykırmak isteriz.

Sen ki TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR  Nasıl olurda Bu yüce milletin İMAN DOLU GÖHSÜ VAR sen onu nasıl BOĞARSIN Tüm milletimizin duaları Mehmetçiklerimizledir dileriz ki bir tekinin dahi burnu kanamadan BU HAYASIZ AKIN sona erdirilir. ve Mehmetçiklerimiz sağ,salim yuvalarına dönerler...