Gazetemizin değerli yazarlarından Oğuz Çetinoğlu, ağabeyi Hulûsi Çetinoğlu hakkında bir kitap yazmıştı. Çetinoğlu bu kitabında yalnızca ağabeyi rahmetli Hulûsi Çetinoğlu’nu değil, bir dönemin hikayesini, bütün renkleriyle anlatmıştı. Arkadaşımız, dostumuz Oğuz Çetinoğlu ile, “Seçkinlerden Bir Seçkin HULÛSİ ÇETİNOĞLU”nu konuştuk..

Kemal Sallı: Yazdığınız ve yayınlanan kitaplar arasında, biyografik eserlerin çokluğu dikkat çekiyor. Tercihinizin bir sebebi var mı?

Oğuz Çetinoğlu: Vatanımıza ve milletimize üstün hizmetlerde bulunmuş, kültürümüzün ve sosyal hayatımızın gelişmesi için çalışmış kişilere vefa ve teşekkür borcumuz var. Ödenmesine vesile olmak murad edilmiştir. ‘Örnek gösterilerek bizleri iyiye, doğruya ve güzele yönlendiren insanların tanınması ve bilinmesi, hizmet ehli yeni insanların yetişmesine vesile olur diye düşünüyorum.’

Ağabeyim Hulûsi Çetinoğlu için ayrıca ve farklı bir durum söz konusu oldu.

Sallı: Anlatır mısınız?

Çetinoğlu: Akıl Fikir Yayınları’nın ortaklarından İsmâil Derici’nın bulunduğu bir mecliste, Hulûsi Çetinoğlu adı geçinde heyecanla sordu:

-Hulûsi Çetinoğlu ağabeyiniz mi?                                                                                                                                                                                                                  -Evet. -Onu anlatan bir kitap yazıldı mı? -Hayır.  -Siz yazınız, biz yayınlayalım.

Kitap hazırlandı ve vefatının 28. yıldönümünde yayınlandı.

Sallı: İsmâil Bey’in bu istekte bulunmasının bir sebebi olmalı…

H. Çeti̇noğlu 2

Çetinoğlu: İsmâil Bey Elektrik Mühendisidir. Hulûsi Çetinoğlu Ankara’da Makine Mühendisleri Odası Başkanlığı ve Mühendisler Birliği Ankara Şubesi Başkan Yardımcısı olarak hizmet vermiştir.  İstanbul’da da bu kuruluşlar vardır ve sol görüşlü bir gurubun yönetimindedir. Hulûsi Çetinoğlu’nun liderliğindeki seçimde başarılı olacaklarını düşünüyorlar.

Sallı: Olabildiler mi?

Çetinoğlu: Maalesef. Çünkü seçime hazırlık sürecinde meslektaşlarına seslerini duyuramadılar. Fakat o çalışma süresi içerisinde tercihlerinin doğru olduğunu anlıyorlar ve mücâdeleye devam etme kararı alıyorlar. Böylece bağlar güçleniyor.

H. Çeti̇noğlu (Kapak) (3)

Sallı: Röportaja, Hulûsi Bey’in hayat hikâyesinin kısa bir kronolojisinden sonra devam edebilir miyiz?

Çetinoğlu: 6 Mart 1928 tarihinde Artvin’in Arhavi ilçesinde dünyaya geldi. Artvin’de başladığı ilkokulu 1939 yılında, babamızın nakl-i mekân eyleyerek yerleştiği Samsun’un Bafra ilçesinde Pekiyi derece ile bitirdi. Girdiği imtihanı kazandı ve Erzurum Lisesi’nin Ortaokul kısmında parasız yatılı olarak tahsiline devam etti. Ortaokul son sınıfta iken, halk arasında ‘zatürre’ olarak anılan ve ‘akciğer zarında sıvı birikmesi’ olarak açıklanan sağlık problemi sebebiyle tedâvi için İstanbul’a gönderildi. Tedâviden sonra hocalarının ısrarlı tâkipleri neticesinde ve İstanbul’da Haydarpaşa Lisesi’ne yine parasız yatılı olarak kaydı yapıldı.

1945 yılında buradan da pekiyi derece ile diploma aldıktan sonra tahsiline İstanbul Üniversitesi Makine Fakültesi’nde devam etti. Buradan Yüksek Mühendis olarak 1951 yılında mezun oldu. Stajını Trabzon Liman inşaatında tamamladıktan sonra 1952 yılında Tevfik İleri’nin müdürü olduğu Samsun’da Karayolları 7. Bölge’de ve Ankara’da Toprak Mahsulleri Ofisi’nde Mühendis olarak ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nda Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştı.

Süleyman Demirel’in Başbakan, Mehmet Turgut’un Sanayi Bakanı olduğu dönemde, 10 Ağustos 1967 târihinde Sümerbank Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Kabinede yapılan değişikliğin hemen ardından 15 Aralık 1969 târihinde, yeni bakan onu görevden aldı, hizmet süresini doldurmuştu, emekli oldu.

Sallı: Bu dönemdeki hayatında ilgi çekici hâdiseler var mı?

Çetinoğlu: Erzurum’daki hocalarından iki kişi, emekli olduktan sonra İstanbul’a yerleşmişlerdi Türkiye’nin önde gelen işadamlarından İdris Yamantürk’ün İstanbul’daki irtibat bürosunda çalışıyordu. Ağabeyimle birlikte onları ziyârete giderdik. Fırsat buldukça yalnız olarak da giderdim. Hocaları olmalarına rağmen Hulûsi ağabeyimden saygı ile bahsederlerdi:

Yazılı imtihan kâğıtlarını ağabeyime okuturlarmış. Yanlışları kırmızı kalemle belirtirmiş. Notu ise o yanlışlara göre hoca verirmiş. Bir yazılı imtihandan sonra İdris Yamantürk; ‘Hulûsi, 786 yazacağıma 768 yazmışım. Başka yanlışım yok. Altını çizme de notum kırılmasın’ dediğinde, ‘Hayır yapamam. Hocamın bana olan güvenini sarsamam. Doğru yazsaydın’ Demiş. Yamantürk; ‘Dürüst bir arkadaştı. Cetvel gibiydi’ Diyor. Bunu: ‘Türk Milletine Borcumuz var’ isimli kitabının 56. sayfasında yazıyor. (Ötüken Neşriyat, Üçüncü Basım-2023)

Merhum Yamantürk bir başka sayfada devam ediyor: Bir bayram tâtilinde; Ferruh Bozbeyli, Hulûsi ve ben, hanımlarımızla birlikte Denizli’ye gideceğiz. Arife günüydü. Hulûsi’yi ve hanımını almak üzere evine gittik. Hulûsi’yi bakanlıktan çağırmışlar. Biraz sonra geldi. Mehmet Turgut’un yerine gelen Sanayi Bakanı, arkadaşımıza genel müdürlükten alındığını tebliğ etmiş. Ben, hanımım, Ferruh Bey ve hanımı Güngör Hanım… Hepimiz çok üzüldük. Kendisi ve hanımı hiçbir şey olmamış gibi davrandılar. Hulûsi muktedir, düzgün, vatansever bir insandı. Hep birlikte tâtilimize gittik ve döndük. O üzücü mesele hiç konuşulmadı. (Aynı eser, s: 244-245’ten özetlenmiştir.)

Sallı: Emekli olduktan sonraki hayatı nasıl geçti? 

Çetinoğlu: Sonraki çalışma hayatı İstanbul’da özel sektörde devam etti. Çelik Endüstrisi A.Ş. de Genel Müdür, Parsan A.Ş. de Yönetim Kurulu Başkanı ve murahhas âza, Borusan Holding’de Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak çalıştı. Şirketin prensipleri gereğince 65 yaşında ikinci defa emekli oldu.

Ankara’da başladığı sivil toplum kuruluşlarındaki hizmetlerine İstanbul’a yerleştikten sonra da devam etti. Türkiye Millî Kültür Vakfı’nda, Mütevelli Heyeti Başkanı, (Önceki Başkanlar: Ferruh Bozbeyli, Turgut Özal. Sonraki başkan: Prof. Dr. Sâlih Tuğ), MESS (Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası) Yönetim Kurulu Başkanı, (Önceki Başkan: Turgut Özal),  TİSK (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu) Başkan Vekili ve Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı olarak hizmet gördü.

Ankara’daki bir toplantıda TÜRK-İŞ – Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Şevket Yılmaz ile tanıştım. Adımı öğrenince ilk sorusu ‘Hulûsi Çetinoğlu’nun nesi oluyorsunuz?’ oldu. Kardeşiyim deyince; Ağabeyinizi hiç sevmem’ dedi ve devam etti: ‘Sendikacılık hayatımda hep karşı karşıya olduk. Bir birimizle kıran kırana mücâdele ettik. Dâimâ o kazandı. Onu hiç sevemedim. Fakattt, sevgi başka, saygı başka şeydir. Ona sonsuz saygım var. İkimiz de Karadenizliyiz. Saygıda aslâ kusur etmedim. Vatansever bir insandı. Dâimâ devletten yana oldu. Benzerine zor rastlanacak kadar dürüst ve çalışkandı. İş dünyâsı ve çalışma hayatı ile ilgili mevzuatı çok iyi biliyordu. Müzâkerelerde dünya iş hayatından ve sendika mevzuatından örnekler verir, Türkiye’de yürürlükteki iş kanununu çok iyi bilir, isteklerimizin dayanağı olmadığını vukufiyetle ortayakoyar, örnekler verir, bizi konuşamaz duruma düşürürdü. Kendisine derin hürmetlerimi söyleyiniz.’

Türkleri̇n M. Tari̇hi̇ (Kapak)

Sallı: Şevki Yılmaz da mert bir insanmış… Peki Efendim, 13,5 X 21 santim ölçülerinde, ‘Seçkinlerden Bir Seçkin: Hulusi Çetinoğlu’ isimli eserinizin içeriği hakkında bilgi verir misiniz?

Çetinoğlu: Yakın dostlarından (alfabetik sıra ile) Aziz Gümüş, Cengiz Arslan, Cevat Babuna, Erdoğan Karakoyunlu, Ergun Göze, Ferruh Bozbeyli, Halûk Aksüyek, Kaya Karadeniz, Korkut Özal, Mehmet Turgut, Mesut Erez, Nevzat Yalçıntaş, Refik Baydur, Ruşen Gezici, Sabahattin Zâim, Zeki Aytaç ve diğer dostları ağabeyimin vefatından sonra kısa aralıklarla ebedî âleme göçtüler. Kitabı hazırlamaya başladığımda yalnızca değerli 4 dostu hayatta idi. Onlar da hafıza kaybı sebebiyle yazı vermelerinin mümkün olmadığını üzüntü ile belirttiler. Ali Coşkun, Ertan Yülek, İsmail Kahraman, Nevzad Atlığ, Râsim Cinisli, Sâkin Öner, Eşi ve evlatları ve yeğenleri, Dr. Metin Eriş’in merhum hakkındaki yazıları,  açılış ve temel atma ve 10 Kasım merasimlerindeki, toplu sözleşme anlaşmalarındaki konuşmaları, özelleştirme hakkındaki kitaba yazdığı önsöz, konferansları, gazetecilerle röportajları kitabın muhtevâsını oluşturuyor. 

Sallı: Ekonomi hakkındaki görüşleri hakkında neler söyleyeceksiniz?

Çetinoğlu: İktisâdî hayatın, üretim ve ihracat ile gelişeceğine inanıyordu.  Siz sormadan ben söyleyeyim: Yabancı sermayeye karşı değildi. Özelleştirmenin yabancıya satış ile değil, dâhilde satılmasını ve hatta özelleştirilecek şirketlerin , küçük hisseler hâlinde çalışanlarına satılmasının doğru olacağını söylerdi. Kendisine bağlı bir işletmeyi, bu şekilde satışa hazırladı ise de Mehmet Turgut’un yerine gelen bakan, satışı durdurdu.

Sallı: Neden?

Çetinoğlu: Siyâsîler, seçmenlerini memnun edip iktidarda kalmak için bu tür fabrikaları, personel deposu olarak kullanırlar. Böyle bir imkânın kullanılamaz hâle gelmesine râzı olamazlar. 

Bir başka hâdise: Sümeerbank’a bağlı işletmenin müdürü, genel müdüre telefonda söyler: ‘Efendin on gün sonra aybaşı, personel ücretlerini ödeyecek paramız yok

Konuşma şöyle devam eder:

Genel Müdür: ‘Deponuzdaki defolu malları bir kamyonetlere yükleyip ilçe pazarlarında uygun fiyatlarla satın,  personelimizi mağdur etmeyin!’

İşletme Müdürü: ‘Efendim, işletme müdürü olarak ben pazarcılık mı…’

Genel Müdür: ‘Elemanlarınızı görevlendirin.’

***

Maaş ödeme zamanına üç gün kala işletme müdürü tekrar telefon eder: ‘Efendim, satışlar iyi gitti. Personelin gelecek ay ödenecek maaşları için de paramız oldu.’

Genel Müdür: Tebrik ve teşekkür ederim.

***

9 Şubat 1995 târihinde, 68 yaşına girmesine 23 gün kala İstanbul’daki evinde emboli  (vücudun herhangi bir bölgesindeki damarın içinde oluşan pıhtı parçalarının dolaşıma karışarak, vücuttaki diğer damarlarda tıkanıklığa yol açması) sebebiyle ebedî âleme göçtü.

Sallı: Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Şahsî özelliklerinden bahseder misiniz?

Çetinoğlu: Çalışkan, dürüst, disiplinli, yardımsever, inançlı, milliyetçi, ‘soğuk insan’ veya ‘buzdolabı’ denilecek kadar son derece ciddî, alabildiğine mütevazı, dost canlısı, hafiflikten ve lâubalilikten uzak, çok az konuşan, merhametli, eğitici, yenilikçi, günlük politikadan uzak, memlekete ve millete zarar verecek bir işe, asla ‘evet’ demeyen, işi mutlaka ehline veren, torpil, adam kayırma gibi süfli işlere asla müsaade etmeyen, sigara ve alkol kullanmayan, evine, eşine ve çocuklarına ve de bütün akrabalarına, dostlarına bağlı bir insan… İyilik, güzellik adına her ne varsa… hepsini nefsinde toplayan bir insan-ı kâmil...

Sallı: Hiçbir kusuru yok muydu?

Çetinoğlu: Kusur arayanlar elbette bir şeyler bulabileceklerdir.

Sallı: Meselâ?

Çetinoğlu: Çok katı ve prensiplerine sıkı sıkıya bağlı idi. Kendisiyle dostluk bağları zor ve gecikmeli kurulur, kurulduktan sonra, ciddî bir aksaklık yaşanmadığı takdirde, taraflar hayatta olduğu müddetçe devam ederdi. Devletin imkânlarını kullanarak asla hatır için iş yapmazdı. Bunları kusur olarak görenler o kadar çok ki… Onun gibi olmanın bir mazhariyet değil mecburiyet olduğunu düşünürüm.  

H. Çeti̇noğlu 4 001

Sallı: Ağabeyinizin hayatından, önemli bulduğunuz hâdise lerle röportaj bitirebilir miyiz?

Çetinoğlu:  Mehmet Turgut’un yazdıklarından örnekler vereyim:

Mehmet Turgut, ‘Hâtıra Nev’inden Notlar’ isimli kitabının 263-267 sayfalarında yazıyor. (Boğaziçi Yayınları, 2000) 

Hâdiseyi anlatan metnin özeti:

Bakanın memleketi Kilis’ten bir heyet Sümerbank Genel Müdürlüğüne gelir. Adâlet Partisi Kilis ilçe başkanının kızının Sümerbank’ta işe alınması talep edilir. Genel Müdür vazifeli olarak yurt dışındadır. Yardımcısı, bu konuda yetkisi olmadığını, genel müdürün halledebileceğini söyler.

Bir hafta sonra geldiklerinde genel müdür, ‘olmaz’ der. Heyet Sayın Bakan’a gider. Bakan Bey, Genel Müdürü arayıp meseleyi karşılıklı görüşmek istediğini söyler. Bir araya gelirler. Bakan Bey’in ilk sözü:             

-Hulûsi, sen bu iş için bir çözüm bulursun…                                                                                                                         

-Bir değil iki çözüm teklifim var. Birincisi sizin personel alımının durdurulması hususundaki talimâtınızın iptal edilmesi… Fakat bunun uygulanmasını doğru bulmam. Devlet ciddiyeti ile bağdaşmaz. İkinci çözüm: istifamı veririm, yerime tâyin edeceğiniz yeni genel müdür ilçe başkanınızın kızına işbaşı yaptırır.

Odayı derin bir sessizlik kaplar. Uzun süren sessizliği Bakan Bey’in kararlı sesi bozar:

-Hayır Hulûsi! Sen işinden ayrılma. Devlet ancak devletin menfaatini koruyup kollamak için  kendini fedâ etmeyi göze alan prensip sâhibi idârecilerin irâdesiyle yükselir. 

Sallı:  Çok teşekkür ederim Oğuz Bey.

Çetinoğlu: Ben de teşekkür ediyorum. Örnek alınacak bir insanın hatırlanmasına, bilinmesine vesile oldunuz. Örnek alanlar çok olursa, memleketimiz, milletimiz kazanacaktır. Sizin röportaj teklifiniz vesilesiyle…

H. Çeti̇noğlu 1 001

OĞUZ ÇETİNOĞLU

28 Kasım 1938 târihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticâret Lisesi ve Ankara İktisâdî ve Ticârî İlimler Akademisi’nde okudu.

İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük'te: muhasebeci, mâlî müşâvir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da demir ticâreti ile meşgul oldu.

SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas âzâsı olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurdu. 2000 yılında işlerini tasfiye etti.

İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisinde, Son Havadis, Tercüman, Dünya ve Kırım’da yayınlanan Kırım Sadâsı gazetelerinde, Türk Ocakları Genel Merkezi’nin yayımladığı Türk Yurdu Dergisi’nde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kınm, Papatya, Târih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk DünyâsıTârih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu.

1990-2000 yıllan arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen Şehir ve Kültür Dergisi’nde yazmaktadır.

Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER/Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM/Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği üyesidir.

Yayımlanmış Kitapları

1-Kültür Zenginliklerimiz (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Târih Ansiklopedisi (2008 ve 2012), 3-Târih Sözlüğü (2009), 4-Okyanusa Açılan Kapılar/Tefekkür Mayası Röportajlar (2009), 5-Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu (2012 ve 2013), 6-Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri (2012), 7-Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu? (2013), 8-Türkmennâme/Irak Türkleri Hakkında Bilmek İplediğiniz Her Şey (2013), 9-Türklerin Muhteşem Târihi (Nisan 2014 ve Nisan 2015), 10-115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj (2015), 11-Cihad-Gazi-Şehid (2015), 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte), 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi/İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15- Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmed Yüknekî ve Atebetü’l-Hakãyık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtüridî (2019), 19- Kâşgarlı Mahmud ve DîvânuLugâti’t-Türk (2019), 20-Duâ/Huzura Açılan Kapılar (2019), 21-Ses Bayrağımız Türkçe (2020), 22-Mutasavvf ve Halk Filozofu Nasreddin Hoca (2020), 23-Hacı Bayram-ı Velî (2021), 24-Hz. Ali ve Alevîlik (2021), 25-Ahî Evran, Ahîlik, Fütüvvet ve Fütüvvetnâmeler (2021), 26-Dilimizdeki Dikenler (Yavuz Bülent Bâkiler ile birlikte) (2021). 27- Hoca Ahmed Yesevî ve Yesevîlik (2021), 28-Ahmet Kabaklı/Hayatı, Fikirleri, Eserleri (2022), 29-Türk Dünyası Destanları (2022), 30-Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi ve Kur’ân-ı Kerîm Tefsiri: İrşâdü’l-Alhi’s- Selîm (2022), 31-Âşik Veysel (2023), 32-Kaygusuz Abbdal (2023), 33-Seçkinlerden Bir Seçkin: Hulûsi Çetinoğlu (2024),  34- İbnülemin Mahmut Kemal İnal (2024)