Adama sormuşlar; Şu gökte ki ay mıdır yoksa güneş midir?

Adam cevap vermiş;

“Bilmiyorum. Ben buraların yabancısıyım.”

Geçen hafta sarı dolmuşlarla Taksim’den Nişantaşı’na gidiyorum. Akşam trafiği…Rezalet.

Önce İTÜ kavşakta kilidi geçtik. Sonra Tünel’de…

Yorgunluk gözlerde okunuyor. Çoğu da ruhsal…

Herkes bir an önce evine gidebilmenin sabırsızlığında.

Arkamda ki sıradan farklı telefonların tuş sesleri geliyor.

Trafik durdu.

Ama gluk gluk telefon sesleri ısrarla devam.

Kulaklar öyle bir duyarsızlaşmış ki kimsenin bu seslere aldırdığı yok.

Hat safhada sinirli ve yorgunum.

Dayanamadım. Dönüp;

“Ama yeter şu telefonun sesini kısıp oynayamaz mısınız?”

İki genç telefona bakarlarken yakalandılar ve itiraz ettiler.

“Yok abla bizden değil deyip yanda oturan adamı işaret ettiler.

Burdan geliyor diye…

Bu kez adama dönüp yineledim.

“Telefonunuzun sesini kısar mısınız ?” diye

Adam pis pis bakarak;

“Ben yabancıyım!”

Dedi.

Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim.

Yabancılara bu hakların verildiğini bilmiyordum dedim.

Dedim ama bir kötü hissettim kendimi.

İçinden çıkamadığım yün çilesine dalmışım gibi.

Yabancı kalmak

Ne müthiş kelime

Yabancı 

Biz de yabancı kaldık kardeşim.

Kendi semtimize, insanımıza, size, geleneklerimize, doğamıza, işimize gücümüze, kendi yaşantımıza yabancı kaldık.

Bizi yabancılaştırdılar birbirimize

Değerlerimizi, saygı, sevgimizi yabancılaştırdılar.

Gelişeceğiz darken

Yeni icatlar yapmayı tercih edeceğimize

Yeni icatları almayı bildik.

Hepimiz yeni model cihaz alacağız diye borçlandık. 

Ekmeğine yağ sürdük kapitalizmin.

Sonra da yabancılaştık işte

Her yazılımı deniyoruz maşallah

Denedikçe de

Din dil ırk yabancılaşması

Kültür yabancılaşması kısaca

İnsan yabancılaşması

Saçma sapan öncelikler

İki kişi oturup ellerde ki telefona hipnoz oluyoruz.

Kafalar turp suyu sıkılmış vaziyette

Boş bakan ifadesiz gözler

Kafa kaldırınca ona buna taciz toplumu olduk.

Gözler kötü bakıyor

Sanal bir oyunun parçası gibi

Yok etmeye güdümlü

Ne varsa dümdüz 

Allah ne verdiyse

Kim kime denk gelirse

O yabancı adam son durakta indikten sonra beni bekledi.

Ben de hazırdım gardımı almaya

Neyse ki beni destekleyen yürekli bir kadın daha yanımda yer aldı.

Adam bastı gitti.

Haklıymış gibi bu yabancıların bir de böyle horozlanmaları var. Tövbe Tövbe…

Her gün bu şehirde bu stresle yaşamak

….

Televizyon dizilerinde ölen karakterlere cenaze töreni yapıp,

Milli yasları atlayan toplum olduk

Çok üzgünüm.

Bu yabancılaşmaya çok üzgün…