Saygıdeğer Önce Vatan Gazetesi okurlarım, 2024 yılının bu ilk günlerinde haberlerde artan viral enfeksiyonlara dikkat çekmektedir. Yoğun bakımlarda %50 oranında bir artışın söz konusu olduğu bilgileri kamuoyunun dikkatine sunulmaktadır. Bu nedenle ben de viral enfeksiyonlara neden olan virüsler ile ilgili bilgileri paylaşarak, kendi sağlığınızı ve çevrenizdeki insanların sağlığını korumaya yönelik neler yapacağımız üzerinde durmak istiyorum.

Viral enfeksiyon etkeni virüslerin canlı olup olmadıkları hakkında tartışmalar hala günümüzde sürmektedir. Bunun sebebi virüslerin hücre yapısına sahip olmamaları ve varlıklarını sürdürmek için bir konak hücreye ihtiyaç duymalarıdır. Buna rağmen varlıklarını binlerce yıl nasıl sürdürebildikleri sanırım aklınıza gelmiş bir sorudur. Virüsler yalnız bir deoksiribonükleik asit kısa yazılışı ile DNA veya ribonükleik asit ya da RNA olarak ifade edilen, genetik kodları taşıyan bir molekül ve onun dışında genetik materyali koruyan ve başka işlevlere de sahip olan protein yapıda kapsid dediğimiz kılıftan ve bu kılıfı saran lipid yapıda bir zarftan oluşur. Bu üç yapının hepsi virion ya da viryon kelimesi ile ifade edilmektedir. Virion bir bakterinin yüzde biri büyüklüğündedir. Bu nedenle virionlar ancak elektron mikroskobu ile görülebilirler.

Virüsler insanlara çeşitli yollarla bulaşmaktadırlar. Örneğin gribe yol açan virüsler solunum yoluyla, mide gribi (gastroenteritin) etkeni olan norovirüs ve rotavirüsler hasta veya taşıyıcıların dışkı ya da boğaz salgıları ile kontamine olmuş yiyecek, içecek ve eşyaları ile temas sonucunda insandan insana bulaşmaktadır. HIV virüsü ise enfekte kanın transferi veya cinsel yolla bulaşmaktadır. Bunun için virüsten korunmanın ilk yolu bulaş yollarının engellenmesidir. Buda hijyenden geçmektedir. Bu nedenle Covid 19 salgını sırasında solunum yolu ile bulaşmayı önlemek için tüm dünya el hijyeni ve maske kullanımını ilk tedbir olarak kabul etmişti. Bu önlem bu gün de yalnız covid 19 için değil tüm solunum yolu ile bulaşan viral hastalıklar için geçerlidir. İkinci önlem ise bağışıklık sisteminin eğitilmesi veya uyarılmasıdır. Eğitimden kastım bağışıklık sistemimizin karşılaştığı virüs ve bakterileri tanıması, hafızasına kaydetmesi ve bir sonraki karşılaşmada daha hızlı ve etkili cevap vermesidir. Eğitim ya virüsün kendisinin vücudumuza girmesi sonucu oluşur ya da aşı yoluyla bağışıklık sistemine bu virüs veya bakteriler tanıtılır. Virüsün vücuda bulaşması ve hastalanma süreci kuşkusuz istemediğimiz bir durumdur. Aşı karşıtları bunun tersini iddia etse de, aşı kontrollü bir tanıtım sağlar ve bizlere zarar vermez. Aşının yüzde yüz koruyuculuğu olmasa bile hastalığın hafif geçirilmesini sağlaması önemli bir katkıdır. Grip, covid gibi bazı hastalıklarda belli aralıklarla bağışıklık sistemini uyarmak, bilgilerini canlı tutmak veya virüslerin yeni versiyonlarını tanıtmak gerekmektedir. Bunun içinde aşılar kullanılmaktadır. Tüm önlemlere rağmen hastalanmışsak tedavi süreci devreye girmelidir. Viral hastalıkların tedavisinde viral ilaçlar kullanılabilmektedir. Ayrıca semtomatik tedavi ile kişinin yaşam kalitesi yükseltilmekte ve hasta rahatlatılmaktadır. Diğer taraftan günümüzde birçok insan hala viral enfeksiyonlarnın tedavisinde antibiyotik kullanmak gerektiğini düşünüyor olmaları son derece üzücüdür. Birçok hekimin defalarca vurguladığı bu hususu ben de bir kere daha altını kalın kalın çizerek tekrarlamak istiyorum. Antibiyotikler bakteriler üzerinde etkilidir. Virüslerin yok edilmesinde hiçbir etkileri yoktur. Bu nedenle ikincil bir bakteri enfeksiyonu gelişmemiş ise antibiyotik kullanmayınız. Bu size yarar değil zarar verecektir. Şöyle ki; antibiyotik kullanımı ile yararlı bakterilerinizi yok ederek bağışıklığınızı zayıflattığınız gibi hastalık etkeni bakterilerinde bu ilaçlara karşı direnç geliştirmesine katkı sunuyorsunuz. Gereksiz ve uygunsuz antibiyotik kullanımı ile tıpkı bizim bağışıklık sistemimizin virüs ve bakterileri tanıyıp bir hafıza oluşturup savunma stratejisi oluşturması gibi bakterilerde bu ilaçlara karşı direnç genleri oluşturmakta ve bu genleri bir birlerine konjugasyon olarak ifade edilen bir yöntemle aktarabilmektedirler. Bu nedenle antibiyotik kullanımı ancak hekimin gerekli görmesi ve önerdiği şekil ve dozda uygulanmalıdır.

Önemsediğim diğer bir hususta hastalanmamak için sağlıklı ve mevsimine uygun gıda tüketimine dikkat ederek, bağışıklık sistemini güçlendirmektir.

Tüm hastalıklardan uzak sağlıklı günler diliyorum.