Saygıdeğer Önce Vatan Gazetesi okurlarım, son günlerde Türkiye Tabipler Birliği Merkez konseyi uyarı yayınlayarak grip virüsü (H1N1), Covid 19 (J1.N varyantı) Respiratuvar Sinsityal irüs (RSV) ve mycoplasma pneumoniae gibi etkenlerin sorumlu olduğu tahmin edilen ciddi bir salgınla karşı karşıya olduğumuzu ifade ederek uyarılarda bulundu. Çevremizdeki bir insanın da grip olduğunu ifade ettiğine tanık olmaktayız. Bu nedenle bu can sıkıcı hastalığa dikkatinizi çekmek istiyorum.

Grip burun, boğaz, bronşları ve ender olarak akciğerleri etkileyen, Influenza A ve Influenza B virüslerinin etken olduğu bir hastalıktır. Hastalık ani olarak 39°C üzerinde ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtilerle başlamaktadır. Özellikle çocuklarda, yaşlılarda ve kalp, akciğer, böbrek, şeker gibi kronik hastalığı olan kişilerde çok daha ağır seyretmekte ve ölüme kadar varılabilen ciddi sonuçlara yol açmaktadır. Bu kadar ciddi tablolara yol açan grip, halk arasında çok sık olarak soğuk algınlığı ile karşılaştırılmaktadır. Soğuk algınlığı gripten farklı olarak, ateş yükselmeden, hafif kırgınlık, burun akıntısı, hapşırma gibi belirtiler ile kendini gösteren, halsizliğe yol açmadığı için pek yatak istirahati gerektirmeyen bir hastalık olup, grip ile kesinlikle karşılaştırılmamalıdır. Gribe yol açan Influenza virüsü çok kolay ve hızlı bulaşmaktadır. 

Başlıca bulaşma yolları, öksürük ve hapşırık ile etrafa saçılan damlacıkların hava yolu ile bulaşması, hasta kişiler ile direkt temas edilmesi ve hasta kişilerin ağız-burun akıntıları ile temas etmiş eşyalardan bulaşabilmektedir. 

Grip hastalığının tedavisi, ortaya çıkan belirtilerin tedavisi şeklinde yani semptomatik tedavidir. Ateşin düşürülmesi, burun akıntısının giderilmesi, halsizlik ve kırgınlığın giderilmesi şeklinde tedavi düzenlenir ve yatak istirahati şarttır. Gripten korunmanın başlıca yolu vücut direncinin düşmesini engellemekten geçer. Bu nedenle mevsim özelliklerine uygun giyilmeli, bol sulu gıdalar, taze meyve ve sebze tüketilmeli yani dengeli beslenilmelidir. Bunun yanında zararlı alışkanlıklardan uzak durmamızda menfaatimiz gereğidir. Hastalar ile yakın temastan, ortak eşyalar ve araç gereç kullanımından kaçınılmalıdır.

Dünya Sağlık Örgütü, TC. Sağlık Bakanlığı tarafından, 65 yaşından büyük kişiler, şeker (diyabet), astım, kronik akciğer, kronik kalp ve damar sistemi hastaları, bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler (kronik kan hastalığı- kanser hastaları) kreş, okul, huzurevi, bakımevi v.s ortamlarda yaşayanları risk grubu olarak tanımlamakta ve bu grupların daha dikkatli olmaları konusunda uyarmaktadır. Ayrıca riskli grupların grip aşısı yaptırmaları önerilmektedir. Grip aşısı Dünya Sağlık Örgütü’nün koordinasyonu ile bir yıl önce salgın yapan virüs tiplerinin belirlenmesi sonucu geliştirilmekte ve aşının tipi de bu uygulamaya bağlı olarak her yıl değişmektedir. Grip aşısı, vücutta 1-2 hafta içinde koruyucu düzeye erişir. Eğer aşı, içerdiği virüs tipleri, salgınlara neden olan virüs tipine benzerse, sağlıklı erişkinlerde yaklaşık %70 oranında etkilidir. Yukarıda saydığımız riskli grupta ise, hastalıktan korunma oranı %50’ye düşmektedir. Bu nedenden dolayı grip aşısı bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sadece risk taşıyan kişiler için önerilmektedir. Aşı olacak kişilerin mutlak surette hekimine danışması şarttır.

Geçen yazımda vurguladığım gibi bu yazımda da tekrarlayayım. Kendimizi ve çevremizdekileri korumak için hijyen ve maske kullanmaya özen gösterelim lütfen.

Sağlıklı mutlu nice güzel günler diliyor, saygılar sunuyorum.