Hepimizin çok iyi bildiği ve reklamlardan da izlediği gibi son sekiz aydır ülkemizde inanılmaz bir tüketici kredisi furyası yaşandı ,halen de yaşanıyor. Özellikle orta sınıf sabit veya sabite yakın ama orta gelirli olan aileler bu furyanın müşteri çoğunluğunu teşkil etmekte idiler. Fakat dönemin başındaki pembe bulutlar altındaki mutluluk sahneleri giderek öncelikle aile reislerini hedef alan ve sonuçu kötü olaylara dönüşmeye başlamıştır,hızla da çoğalmak istidadındadır.

 

Şimdi kısaca bu durumlara neden gelindiğini irdelemeye çalışalım. Önce bazı önemli temel unsurları tespit gerekli olacaktır. Şöyle ki;

 

l Orta halli insanlar için kolay kredi koşulları ile para almak, hele adeta zorla kredilindirilmek gibi bir durum oluştu ki bu durum çok cazipti,

 

l Herkesin oturduğundan daha iyi bir semtte, deprem sonrası şartname ve teknolojisine göre inşa edilmiş yeni bir ev ve yepyeni bir araba için istekli olması gayet olağan ve akılcı bir beklenti idi,

 

l Hindistan,Malezya gibi otomotiv üretiminde bizden çok gerilerde olan ülkelerden dahi araba ithal edilerek adeta ucuz fakat ülkemiz yol ve hava koşullarında kısa ömürlü arabalarla doldurulmuş   olan iç piyasa nedense yerli markalara karşı daha isteksiz durumda idi,

 

l Devlet araba konusunda sadece bedelin takriben %50 sini teşkil eden kendi alacağı vergi ve benzerleri ile ilgili olduğundan ,hatta motor gücü yüksek ve lüks arabalardan daha fazla gelir temin ettiğinden hiçbir şekilde yerli imalatın kullanılmasını teşvik etmiyor buna da AB kuralları ve gümrük birliğini engel göstererek işin kolayına kaçıyordu,bunun sonucu olarak özellikle büyük şehirlerin sokak arası otoparkları dahi hiçbir AB ülkesinde görülmemiş oranda lüks arabalarla dolmaktadır. Zira kim aksini iddia ederse etsin Almanya,Fransa,İtalya,İngiltere gibi büyük otomotiv sanayine sahip ülkelerde kendi imalatlarını kullanma eğilimi "özellikle resmi amaçlı kullanım alanlarında" fevkalade baskındır.

 

l Gerek emlak gerek taşıt vergilerinden başka bu konularda Devletin ilgisini görmek mümkün olmadığı gibi haddini aşan miktarda kredili konut ve araba satışlarının getireceği zorluklar da hiçbir yetkili mercii göreve teşvik etmiyordu,

 

l Halbuki, zaten kredi kartlarının kapasitesini taksitli satışların çekiciliği nedeni ile doldurarak ödeme güçlüğünü aylara yaymış olan orta gelirli vatandaşlar bir de ev ve/veya araba kredisi yükünün altına girince zorlanma artmıştır,

 

l Bir yanda genelde yetkililerin yarattığı pembe suni bulutlarla kaplı ekonomi dünyasının orta hallilere verdiği cesaret,bir yanda da ucuz gibi gözüken kolay alınabilen krediler ile alınan araçlar, özellikle sürekli harcamayı gerektiren yakıt fiyatının kısa aralıklarla ve nedensiz artışı ile tamamen önceden hesaplanma dışı bir harcamaya neden olurken, mevcudiyeti ya ailenin genç fertlerince hep kullanılır halde olmasının istenmesini, ya da durduğu yerde birçok masrafı gerektirmesi nedeni ile giderek aile reisince "Timurlengin fili gibi" bir yük olarak değerlendirilme konusu olmaktadır,                                                                                              

 

l Kredi ile alınan konutlarda durum daha az üzücüdür, zira zaten konut alıp içine yerleşen aile bir kira yükünden kurtulmuş olduğundan sadece taksit ile eski ödedikleri kiranın farkı kadar bir ilave yük almıştır ki, ev sahibi olmak için zaten mutlaka bir fedakarlık gerektiğinden bu konu tartışılmayabilir,

 

l Ancak hem ev ,hem araba almış olanlar veya bu taksitler için kredi kartlarından nakit çekerek birkaç ayın ödemesini geçirmiş olanlar ciddi bir zorlukla karşı karşıyadırlar. Zira kredi kartlarının nakit avans faizi aylık %6,5 olduğu gibi uygulamasında da banka lehine ek avantajlar olduğundan pratikte her ay borcun asgari miktarının ödenmesi durumunda tüm borcun kapatılması on yıllarca mümkün olamamaktadır. Maalesef bu duruma düşmüş çok kişi mevcuttur.

 

l Bu durumda bankalar borcunun taksitlerini ödeyemeyen araba kredilerine en fazla üç ay tahammül edip üç ayın sonunda zaten mülkiyeti kendilerinde olan arabaları galerilere teslim ederek kalan borç ve satış tarihine kadar birikmiş faiz toplamı kadar bir bedelle satıp kendi paralarını kurtarmaya gayret edeceklerdir.

 

l Yani özcümle oldukça az kullanılmış, bir miktar borç taksiti ödenmiş "ama taksitlerin de ilk aylarında öncelikle bankaların faizi alınıp ana para tahsilatları daha sonra başladığından" belki de ana para miktarı pek de eksilmemiş bir yıldan az trafik yaşı olan arabalar yılbaşına doğru galerilerde satılıp bu konuda ticaret yapanlara yeni bir kar alanı doğuracak ama birçok orta halli aileyi de ödediği ve havaya giden taksitler için girdiği fedakarlıkların sıkıntısı,çocuklarının heveslerini alamadıkları arabayı kaybedişinin yarattığı bunalım ile baş başa bırakacaktır.

 

l Ev kredisini ödeyemeyenler için de yapılacak uygulama aynıdır ve tavizsiz,acımasız sadece bankanın çıkarları korunarak hazırlanmış anlaşmalara uygundur.

 

 

 

Değerli dostlarım bu konuları yazıya dökmemin birkaç nedeni var.

 

 

l Öncelikle aranızda bu tip kredileri kullananlar varsa uyarmak istedim,

 

l Özellikle kredi kartı borçlarının mümkün olan süratle kapatılmasını da dikkatinize sunmak istedim,

 

l Ortalıkta ne kadar pembe sanal bulutlar uçurulursa uçurulsun gerçekte insanların maddi mutsuzluk içinde olduklarını,plastik kartlar veya sonu tam gözükmeyen ucuz(!) kredilerle gerçeklerin gören gözlerden ve düşünen insanlardan saklanamayacağını da belirtmek istedim.

 

Dilerim ben yanılırım, tüm orta halli dostlarımız konut ve araç kredilerini ek yüklerle karşılaşmadan ödeyebilirler ve bu yıl sonuna doğru ucuz bir II.el yeni oto pazarı ve az kullanılmış konut satışları pazarı oluşmaz, ama yine de haklı çıkacağımdan korkuyorum.