Bugün sınıfta “Altın Oran” dersini işledim. Kaçınılmazdır, her sene herkes bi tarafını ölçüp oranlamanın aslı olan 1,618 değerini aramaya başlar... Acaba bizde de var mı o muhteşem oran  diye...
Meraklıyızdır vesselam...
Bazen insanın cahilliği daha iyidir arkadaşlar. Bilmezsen yüreğindeki idealler tavan yapmaz... Daha mutlu olursun. Zaten Mona Lisa halde dolaşmanın kimseye artısı yok estetikten başka...
Her tarafınız Altın Oran olsa ne fayda...Deve misali, her tarafımızda bu kadar oransızlık varken... Habere bakın şimdi; “Çankırı Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesi ekipleri, Ilgaz ilçesi civarında çevirdiği bir cenaze aracında 110 bin paket sigara ele geçirdi. Kaçakçılık ekipleri, Ağrı’dan İstanbul’a gittiği belirlenen A.K yönetimindeki 34 AZ 08 plakalı sahte cenaze aracını, D-100 Karayolu üzerinde durdurdu.” Buyrun cenaze arabasına, sigara taşıyor... Ambulansın yük taşıdığını gözümle gördüm. Buna da şaşırmadım.
2002 de babamı ünlü bir hastanede üç saatte kaybettiğimizde elimize tutuşturdukları son raporun, bir Epikriz olduğunu şimdi anladım. Ama babacığımın son Epikriz raporu, onun cennette kullanabileceği birşey değildi maalesef. 
Neden verdiler onu bize, anlamadığımız o kadar tıbbi terim varken üzerinde? Ama hatırlıyorum tıbbi terimleri anlayamamak, yaramın üstüne tuz dökmek gibi birşeydi. 
Öyle çıldırmıştım ki anlayabilseydim ne olacaktı, sevdiceğim gittikten sonra... Tıp okumaya karar verip dersaneye yazıldığımı da yakınlarım iyi hatırlar...
Girdim mi yoo, çünkü o yıl Tanrı sesimi duymuş olacak ki bir hastane projesi çizdim, sınava vakit olmadı...
Dün sık kullandığım bir yolda, bir pencerenin üzerinde, bir satılık ilanı gördüm semt ismi lazım değil; “Epikriz Emlak”...
Güven Emlak, Marka emlak, Finans Emlak, Beşiktaş Emlak ne bileyim Koza Emlak gibi emlak adları duymuştum ama bu ad bana çok tuhaf geldi... Araştırdım bilgilendim. Paylaşayım ki, bu vesileyle, yaşadığımız şehirde sağlık sektörünün ciddi açıklarından birini bilmek, belki birimizin işine yarar.
“Epikriz; Hastanın hastalığı, teşhis ve tedavisi ile ilgili her türlü bilgiyi içerir. Hekim bu hastadan hastalığıyla ilgili olarak neler öğrendi, hastanın muayenesinde anormal bir şeyler var mıydı, hastaya hangi teşhis, neye dayanılarak konuldu, hastaya teşhis için hangi laboratuar tetkikler yapıldı, bu tetkiklerin sonuçları nelerdir, hastaya nasıl bir tedavi verildi, hangi ilaçlar, hangi dozda ve ne kadar süreyle hangi yoldan uygulandı, tedavi sonrasında hastanın durumunda nasıl bir değişiklik oldu, hastalıkla ilgili şikayet, muayene bulguları ve laboratuar bulgularından ne kadarı geriledi, bundan sonra hastaya ne planlanmaktadır, halen alması gereken bir tedavi var mı, varsa ne, nasıl ne kadar gibi tüm soruların yanıtlarına denir.” 
Sağlıkçılar birbirini daha iyi anlar.
“Konu sağlık kurumlarının standartlarının ve kalitesinin ölçülmesi değil; hekimin hastasına sunduğu hizmetin içeriği ve kalitesini deklare etmesidir. Örneğin, doktora başvuran bir hastanın sorunlarını dinleyip, onu muayene edip, gerekli tetkikleri yaptırıp teşhisi koyup tedaviyi uyguladıktan sonra hastanın iyileşmesi veya ölümü ya da bunu dışında bir durumda -ki kötüleşme olabilir, başka bir kuruma sevk edilebilir- gerektiğinde bir başka doktorun bilgisine, görüşüne sunmak amacıyla o hastanın tanı ve tedavi süreciyle ilgili her türlü bilgiyi içerir...
Epikriz o hastanın hastalığı, teşhis ve tedavisi ile ilgili her türlü bilgiyi içerir.”
Yanlız unutmayın;
Epikrizin muhatabı yine bir hekimdir...
“Hastayı bilgilendirmek amaçlı olmadığından tıbbi terimler kullanılır. Hastayı bilgilendirmek için epikriz dışında sözlü açıklamalar yapılmalıdır. Epikriz ile hekim yaptığı işin hesabını vermektedir, kendisini denetime açmaktadır. İyi bir epikriz sadece hastaya ait bilgileri değil, aynı zamanda hekimin hasta hakkındaki kanaatlerini, hastaya ait planlamalarını da içerir. Bu bakımdan hekimin mesleki vizyonu, hastaya yaklaşımı, tıbbi bilgi ve becerisi epikrizinden kolayca anlaşılabilir.” 
“Epikrizde özetlenen röntgen filmleri, biyopsi piyesleri, tomografiler gibi laboratuar tetkiklerine ait materyal ve dokümanların epikrizle birlikte hastaya verilmesi mümkün olduğu gibi, özellikle eğitim hastanelerinde bunlar arşivlenebilir ve hastaya verilmeyebilir. Bu bir hastane politikasıdır. Ancak, hastanın sağlığı için bunlara ihtiyaç duyulduğunda geri iade edilmek üzere bile olsa hastane tarafından bunlar hastaya verilmek durumundadır. Hiçbir neden hastanın sağlığını korumak ve iyileştirmekten daha önemli olamaz.” 
Epikriz görüldüğü gibi hasta için  son derece lüzumlu bir belge... Hiç birimiz geçmişteki hastalıklarımızı ve tedavilerimizi doğru ve eksiksiz olarak hatırlayamayız. Oysa bunlar bilinmeden hastaya gerekli tıbbi yardımın verilmesi güç olabilir. Bu nedenle epikrizleri titizlikle saklamalıyız. Bu bilgileri vermeselerde hastane veya doktordan isteyeceğiz arkadaşlar... Onlar da vermek zorundalar. Fakat Epikriz bilgilendirme amaçlı olarak düzenlenmiş bir belgedir olduğu için resmi geçerli bir sağlık raporu değildir. 
Şimdi bir hatırlayın, bugüne kadar kaç kez hekime başvurdunuz ve bunların kaçından epikriz aldınız ve elinizde bu raporların kaç tanesi duruyor. 
Ben yıllardır röntgen ve kan tahlillerimi saklayıp dosyalamıştım... Şimdi ne işe yarıyorlar bilmem yaradılar mı? Yooo bir diğer doktor hikaye dinler gibi yaptı ya panik ataksınız ya da hastalık hastasısınız rahat olun dedi... Neden? Çünkü, hatırladığım yarım yamalak  bilgileri şifaen söyledim... Ciddiye bile almadılar. Bazen havalarından umursamadılar.
Bundan sonra bu Epikriz raporunu alacağım ama tabii temennimiz, almak zorunda kalmayız...
Lütfen, babamın epikriz raporunu okumaya çalıştığım gibi yapmayın. Kendinize abuk subuk teşhisleri reva görmeyin. Ya da başka bir doktora giderken aldığınız bu belgeyi yanınızda götürmeyi unutmayın, sil baştan yapmayın. Paranıza da size de günah ayol!
Yanlış yunluş okuyup yorum yapmayın. Uydurmayın! Sonunda film şeridinizi kendi kendinize koparmayın. Çok sık duymaya başladık çok ayıp, doktorlara şiddet uygulamayın. Onları sevin!
Doktorlar... Sizde teşhis ve tedavilerinizde yılanın tıslamasını dinleyin. Biraz da empati yapın ...
Unutmayın ki Hipokrat bir yerlerden sizi seyrediyor.