Türkiye'de kaşınmak istenen diğer da azınlık yaratmak ve bu ülkeden acaba bir veya birkaç devlet çıkarabilir miyizdir. Yine bazı hain ve ahmaklar bilmiyorlar ki Türkiye bu coğrafyada küçüle küçüle ancak bugünkü daracık topraklara sığındı. Başka da küçülerek sığınacağımız yerimiz - toprağımız yoktur. Kimsenin toprağında gözümüz yok ancak Türkiye bundan öteye küçülmeye hiçbir şekilde yolu, niyeti yoktur ve  olmaya da hakkı yoktur. Küçülüp de daha mı refah yaşayacağız, küçülüp de daha mı büyüyeceğiz? Küçülmek yok olmak ise başta önce küçültenler yok olacaklardır sonrası belli olmaz.

            Bazılarında ruh hastalığı seviyesinde Türkiye'yi küçültmek, Türk milletinden başka milletler çıkarmak hevesleri peydah oldu. Bunlar bilmeliler ki küçük Türkiye'den ve Türklerden en çok zarar çekenler yine bu oyunlar içinde olanlar olacaktır.

            Türklerin sayılarının çok olmasından, Türkiye'nin bugünkü coğrafyasında güçlü olmasının, kardeş insanlara ve topluluklara daha çok yararı olacaktır.

            Bir azınlık, çoğunluk içinde çoğunluk gibi haklar elde edebiliyorsa gizli ırkçılık hastalığına tutulmaya gerek yoktur. Bu gizli veya açık azınlık hastalığı insanı kendisini tecrit ederek ayrı bir topluluk duygusuna götürür, oradan da ayrı bir devlet kurma savaşına sürükler. Halbuki gerçekler bize gösteriyor ki altın tepside kimse size vatan bildiği yerden parça koparıp sunamaz. Bu olmayacağına göre sizin toplumunuza kan, gözyaşı, hayal kırıklığı, perişanlık sunmanız sizi de  refaha ulaştırmayacaktır. Öyleyse başkalarının maşası değilseniz oturup sorumlu bir aydın felsefesi ile hareket edip gerçekleri kucaklamanız gerekir. Sorumlu insan, sorumlu aydın sadece günü kurtarmaya değil geleceğe de  ışık saçmak durumundadır. Aydın toplumunu bölen, parçalayan değil birleştiren, kaynaştıran olarak bulunduğu topluma yön verendir. Eğer böyle aydın olmak istemiyorsanız, hainlığı seçme  hakkınızı kullanarak cephe açmanız gerekir. Güçlü iseniz belki kazanabilirsiniz. Güçsüz düşerseniz bilesiniz ki düşüşünüz felaket için olacaktır.

            Türkiye'de bazı konular kaşınırken kimse aldanmasın Türkiye güçsüzdür veya güçsüz görünüyor. Bundan  yararlanarak  gizli veya açık emellerimizi hayata geçirelim diyebilirsiniz. Ancak herkes gibi Türklerin bir  sabrı  vardır, hoşgörüsü vardır. Bu sınır aşılmaya görülmesin. Aşılır seller gibi kimseye zincir vurulamaz. Türkler en kötü durumda bile üstüne ölü toprağı serpildiği hallerde ve zamanda kükreyecektir. Bu kükreme karşısında elbette şaha kalkılacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu televolelere, biri bizi izliyor, gelinim kaynanam olur musun rekabeti geçici ve aldatıcı bir rekabettir. Titrediği zaman kendini bulan Türkler karşısında dayanmak mümkün değildir. Yeni bir istiklâl marşına sürüklenmek Türklerin zaferidir. Hain ve gaflet içindekilerin yok oluşudur.