Sağ seçmen denildiğinde Türk eksenli ve İslam eksenli seçmen anlamak gerekir. Bir diğeri de her iki unsurdan biraz biraz alarak harmanlaşmış liberal-muhafazakâr kitle. Öbür tarafta Cumhuriyet’in kuruluşunda harç olmuş, önder olmuş, yol göstermiş, tecrübe aktarmış bir CHP ve onun bugünkü lideri Deniz BAYKAL var. Ben Deniz Baykal ile CHP teşkilatlarını ayrı ayrı bir olgu ve sonuç olarak görüyorum. Bu yazımın konusu bazı seçmen gurupların Deniz Baykal’a nasıl baktığı veya nasıl bakması gerektiği üzerinedir. Sağ seçmen için ulusal çıkarların korunması, ulusal çıkar ve gururun ayaklar altına alınmaması, kültürel kimliğin korunması önemli bir hedeftir. Yine sağ seçmen için laiklik şemsiyesi altında din ve vicdan özgürlüğünün sağlanması, komşusu açken tok yatanlar benden değildir düsturunun sosyal devlet ve sosyal güvenlik anlayışı ile getirilmesi, dinin siyasi arenada bir araç olarak kullanılmaması, inanan herkesin inanç ve ibadetinin horlanmaması küçük düşürülmemesi, dinin sosyal bir olgu olarak kabul görmesi de önemli bir amaçtır. Bütün bu önemli hedef ve amaçların yerine getirilmesini sağlayan ideal işleyiş demokrasi yoludur. Bütün sağ seçmenler oturup insaflı düşünürlerse Türkiye’yi bugüne kadar hangi tandanslı iktidarlar yönetti sorusunu sormaları gerekir. Türkiye hep sağ değerlerini ön plana alan iktidarlar tarafından yönetilmiştir. Öyleyse eğer sağ seçmen olarak şikâyetçi iseniz oturup yeniden şapkanızı önünüze koymanız gerekir. Bir silkelenme yaparak inat ve sabit fikirden vazgeçerek Deniz BAYKAL gibi sizler de yeni bir açılıma meydan vermeniz gerekir. Deniz BAYKAL’ın yeni bir açılıma nasıl meydan verdiğini ayrı bir yazı konusu yapacağım. Ancak sağ seçmen bir inat ve sabit fikirlilikten vazgeçmesi gerekir. Ondan sonra Deniz Baykal’ın yeni bir açılım yaparak kucaklama yaptığı incelenmelidir. Çünkü inattan vazgeçilmez ise sizin yeni bir açılım yaptığınız ya görülmez ya da anlaşılmaz olur. Sağ seçmen şimdiye kadar bütün şikâyetlerini, yaşayarak gelmiştir. Gelen sağ iktidarlar hep aynı bahane ve uydurmaları savunacaktır. Ben sağ seçmen için yeni Deniz BAYKAL’ı çağdaş ve sosyal demokrat ancak gerçekçi ve ulusalcı bir Deniz Baykal olarak kabul edip, öyle görüp ondan umut var olmalarını hem kendileri için hem de ülke için yararlı olacağını düşünmekteyim. Kısır döngülere gerek yoktur. Yeni, gerçekçi ve ulusal döngülere gerek vardır. Bu gücün bölünüp, parçalanmadan ve bir aceleci beklentiye girmeden siyasi silkinmeye kalkışmak gerekir. Uzun süre şikâyet edildiği halde değişmeyen her durumdan şikâyetçiler sorumludur.