Türkiye’yi güney sınırları boyunca kuşatacak bir terör kuşağı oluşturmak isteyenlerin oluşmasından korktukları tablo, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Devlet Başkanları 7. Zirvesi’nde oluşan tabloydu. 

Türk Konseyi Devlet Başkanları 7. Zirvesi’nde oluşa tablo ve toplantı sonrasında yayınlanan sonuç bildirgesi, Türkiye yalnız kaldı” diyenlere verilmiş en anlamlı yanıttır:

"Türk Konseyi, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'nın terörizmle mücadeleye, Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanmasına, Suriyelilerin teröristlerin zulmünden kurtarılmasına ve yerlerinden edilmiş Suriyelilerin ana vatanlarına güvenli ve gönüllü geri dönüşleri için şartların oluşturulmasına katkıda bulunacağına olan umut ve inançlarını beyan etmektedir."

Güney sınırları boyunca bir terör kuşağı ile kuşatılmaya asla razı olmayacağını defalarca haykıran Türkiye, sonunda, Fırat’ın doğusuna yönelik Barış Pınarı Harekatı’nı başlatmak zorunda kaldı. Bu, uluslar arası hukukun Türkiye’ye tanıdığı bir haktı. 

Türkiye’nin büyük bir kararlılıkla başlattığı 444 km cepheli Barış Pınarı Harekatı sonrasında, Fırat’ın doğusunda 2012 sonrasında oluşan denklem temelden bozulmuş oldu. Türkiye, ulusal güvenliğine yönelik bir tehdide karşı, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı askeri harekatını gerçekleştirmektedir. Türkiye, kendini Ortadoğu denkleminden dışlayacak bir denklem kurulmasına izin vermeyeceğini Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarıyla bütün dünyaya göstermişti. 

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, 15 Temmuz savrulmasına rağmen, bu operasyonlarda sergilediği destansı başarıya inanmak istemeyenler, Türkiye’nin 444 kilometre cepheli bir askeri harekatı göze alabileceğine ihtimal vermiyorlardı. Suriye’ye ilişkin hesapları bozulanların hep birlikte karşı çıkmalarının bir nedeni de buydu. 

Türkiye, başlattığı Barış Pınarı Harekatı nedeniyle, Suriye’nin kuzey bölgesinde  bozulan denklem yerine kalıcı bir denklem oluşturmak ve barındırdığı 3.6 milyon Suriyeli sığınmacıyı buraya yerleştirmeyi hedefliyor. 

Türkiye, bütün dünya karşı çıksa da, sınırlarının hemen güneyinde oluşan/oluşturulan terör yuvalarını dağıtmakta ve giderek başa çıkılması zorlaşan bir toplumsal sorun haline gelmekte olan Suriyeli sığınmacıları, burada oluşturulacak güvenli bölgeye taşıma konusunda kararlı. 

ALKIŞLAMALARINI BEKEMİYORDUK 

Milyonlarca sığınmacının yükünü Türkiye’nin sırtına yükleyerek Suriye’nin zenginliklerini yağmalama ve burada bir uydu devlet oluşturma planı yapanların da,  onların yörüngesindeki devletlerin de Barış Pınarı Harekatı’na karşı çıkmaları beklenmeyen bir davranış değildir. 

Osmanlı’nın Ortadoğu’daki mirasını paylaşmak üzere, 1916 yılında imzaladıkları ve Türk Kurtuluş Savaşı nedeniyle rafa kaldırmak zorunda kaldıkları Skykes-Picot Anlaşması’nı yeniden hayata geçirebilmek için Ortadoğu coğrafyasını Cehennem’e çevirenlerin Barış Pınarı Harekatı’nı alkışlamaları beklenemezdi. 

ABD gibi, Avrupa Birliği ülkeleri gibi küresel aktörlerin karşı çıkmaları nedeniyle,  Türkiye’yi destekleyen bir duruş sergileyemeyen ülkeleri de anlayışla karşılamak ve onlara bir gözlem süresi tanımak gerekir. O ülkelerin, daha doğrusu yöneticilerinin sergiledikleri duruşu “Barış Pınarı Harekatı’nda Türkiye yalnız kaldı” şeklinde okumak doğru değildir. 

TÜRK KONSEYİ BAKÜ ZİRVESİ

15 Ekim’de Bakü’de, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in ev sahipliğinde düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Devlet Başkanları 7. Zirvesi’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan'ın kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve Türk Konseyi gözlemci üyesi Macaristan'ın Başbakanı Viktor Orban ile kuruma üye olmasa da etkinliklere katılım sağlayan Türkmenistan'ın Başbakan Yardımcısı Pürli Agamuradov ile Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdat Amreyev katıldı. 

15 Ekim’de Bakü’de düzenlenen zirveye Özbekistan’ın tam üye olarak katılması, 10. yılını kutlayan Türk Konseyi’nin “Dilde birlik, fikirde birlik, işde birlik” hedefine emin adımlarla yürümekte olduğunun çok önemli bir göstergesidir. 

Toplantı sonrasında kabul edilen ve liderlerce imzalanan sonuç bildirgesinde, Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili olarak şöyle deniliyordu:

"Türk Konseyi, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'nın terörizmle mücadeleye, Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanmasına, Suriyelilerin teröristlerin zulmünden kurtarılmasına ve yerlerinden edilmiş Suriyelilerin ana vatanlarına güvenli ve gönüllü geri dönüşleri için şartların oluşturulmasına katkıda bulunacağına olan umut ve inançlarını beyan etmektedir."

Türk Konseyi Devlet Başkanları 7. Zirvesi’nde oluşa tablo ve toplantı sonrasında yayınlanan sonuç bildirgesi, Türkiye yalnız kaldı” diyenlere verilmiş en anlamlı yanıttır. Türkiye’yi güney sınırları boyunca kuşatacak bir terör kuşağı oluşturmak isteyenlerin oluşmasından korktukları tablo, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Devlet Başkanları 7. Zirvesi’nde Macaristan’ın da katılımıyla oluşan tabloydu. 

DEVLET BAŞKANLARI NELER DEDİLER?

Türk Konseyi gözlemci üyesi Macaristan'ın Başbakanı Viktor Orban ile üye olmasa da etkinliklere katılım sağlayan Türkmenistan'ın Başbakan Yardımcısı Pürli Agamuradov da toplantıda hazır bulundu.

Toplantıda yaptığı konuşmada, Kırgızistan'a başarılı dönem başkanlığı için teşekkür eden Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Özbekistan'ı Konsey'e katılması dolayısıyla kutladı ve Özbekistan'ın bu kararının Türk Dünyası’nda birliğin daha da güçlenmesine ve iş birliğinin derinleşmesine katkı sağlayacağını söyledi.

Aliyev, Türk Konseyi ülkelerinin ortak tarih ve milli değerleri birleştirdiğini vurgulayarak, Türk dili konuşan ülkelerle iş birliğinin Azerbaycan dış politikasının önceliklerinden olduğunu belirtti.

Türk Konseyinin kuruluşundan bugüne geçen 10 yılda önemli gelişmelerin yaşandığını belirten Aliyev, "Azerbaycan, bu günden Türk Konseyi dönem başkanlığını devralıyor. Azerbaycan, dönem başkanlığı döneminde ülkelerimiz arasında hem ikili hem de çok taraflı iş birliğimizin daha da gelişmesi için çabalarını devam ettirecektir" dedi.

“YENİ BİR TARİH SAYFASI AÇILIYOR”

Kazakistan'ın kurucu Cumhurbaşkanı, “Türk Dünyası’nın Aksakalı” Nursultan Nazarbayev, Türk Konseyinin başarılı bir gelişim süreci yaşadığını, Türk devletleri arasındaki birlikteliğin kendisini mutlu ettiğini söyledi.

Özbekistan'ın "tam üye", Macaristan'ın ise "gözlemci" ülke olmasını memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Nazarbayev, konuşmasının devamıda şöyle dedi: 

"Yeni bir tarih sayfası açılıyor. Türk Konseyi, küresel anlamda önemli siyasi ve ekonomik popülerlik kazandı. Aynı zamanda, Türk Dünyası’na entegrasyonumuzu da artırmış bulunuyoruz. Türk ülkeleri arasındaki etkileşim yeni bir seviyeye çıkmaktadır."

Nazarbayev, Türk tarihinin ve uygarlığının çok derin köklere sahip olduğuna işaret ederek, "Türk Dünyası’nın birliği, benim için ‘güven’ sözüyle net bir şekilde ifade edilebilir. Ben birlikteliğimizi tanımlamak için 'yeniden doğuş' ve 'güven' sözlerini seçiyorum'. Aynı zamanda da 'kardeşlik' kelimesi benim için çok şey ifade ediyor" dedi.

MİRZİYOYEV. “ÖZBEKİSTAN İÇİN TARİHİ BİR GÜN”  

Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, Özbekistan'ın tam üye olarak Türk Konseyi safına katılmasından dolayı "tarihi bir gün" yaşadıklarını belirtti. Üye ülkeler arasında ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin önemine de değinen Mirziyoyev, ülkesinde son yıllarda ekonomik alanda elde edilen başarıları anlattı.

Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, Türk Konseyi ülkeleri nüfusunun yüzde 40'ının gençlerden oluştuğunu hatırlatarak, Genç Girişimciler Forumu'nun oluşturulmasını ve ilk toplantısının Özbekistan'da yapılmasını önerdi.

ORBAN: “MUTLUYUZ”

Macaristan'ın Başbakanı Viktor Orban, Türk Konseyi'ne katkı sağlamak için gözlemci üye olduklarını, kurumun Avrupa'ya yakınlaşmasında önemli rol oynamak istediklerini, Türk Konseyi'nin Budapeşte ofisinin bu konuda büyük rol oynayacağını söyledi.

AGAMURADOV: “TÜRK KONSEYİ’Nİ ÖNEMSİYORUZ”

Türk Konseyi’ni önemsediklerini ve desteklediklerini belirtti.

Türk Konseyinin en fazla önem verdikleri uluslararası örgütlerden biri olduğunu ifade eden Türkmenistan'ın Başbakan Yardımcısı Pürli Agamuradov, zirveye katılımlarının Türkmenistan'ın konuya olan özel ilgisinin göstergesi olduğunu söyledi. 

Türk Konseyi Dönem Başkanlığı Azerbaycan'a geçti

NAZARBAYEV “ÖMÜR BOYU ONURSAL BAŞKAN”

Zirve'de, Kazakistan'ın kurucu Cumhurbaşkanı Nazarbayev'e, Türk Dünyası’nı birleştirme çabalarına sağladığı büyük katkılar dolayısıyla, "Türk Konseyi Ömür Boyu Onursal Başkanı" unvanı Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından takdim edildi.

Türk Konseyi Devlet Başkanları 7. Zirvesi sonuç bildirgesinde, Türkiye’nin “Barış Pınarı Harekatı”na destek veriliyordu. 10 yıl önce yaptığı öneriyle Türk Konseyi’nin kurulmasını sağlayan Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbay’e bir kez daha teşekkür ediyoruz.