Günümüzde Türk Tıbbı, Avrupa’nın seviyesinden çok yüksek, Amerikan Tıbbı’nın ayarında, belli tedâvi metodlarında Amerikan Tıbbı’nın da üstündedir. Amerika’nın en meşhûr kliniklerinden ba’zılarının başarılı hekimleri arasında Türk hekimler vardır. Mâlî imkânlarımız arttıkça, sağlık sektörüne bütçeden daha fazla pay verirsek, elbetteki Türk Tıbbı, Amerikan Tıbbı’nın da üzerine çıkacaktır. “Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattık. Biz yaratmaktan habersiz değiliz.” (Mü’minûn Suresi 23/17) (Müfessirlerin çoğu, âyetteki “yedi yolu” yedi gök olarak yorumlamışlardır. Büyük Türk Müfessiri Hamdi Yazır ise, bu yedi yoldan, insanın yedi idrâk yolunu anladığını, bunların da görme, işitme, tatma, koklama ve dokunmadan ibaret beş duyu ile akıl ve vahiy yolları olduğunu ileri sürmüştür.) Tıp Bilimi geliştikçe, Tıbb’ın tesbitleri doğrultusunda bu âyet-i Kerime’ye başkaca yorumlar da yapılmıştır. Ba’zıları, bu âyet-i Kerime’deki yedi yoldan kalbe giden yedi yol, yedi damar şeklinde yorumlar yapılmıştır; bu yollar, üst ana toplar damar, 2 adet sağ pulmoner ven, 2 adet sol pulmoner ven, koroner sinüs ve alt ana toplardamar... Ayrıca, insan vücudunun, organizmanın iyi çalışması için mükemmel yedi sistem çalışmaktadır; 1- Kalp ve dolaşım sistemi, 2- Solunum sistemi, 3- Ürogenital sistem, 4- Endoktrinoloji ve metabolizma sistemi, 5- Hepato gastro enteroloji sistemi, 6- Lokomotor sistemi, 7- Kan Bütün bu sistemler ve daha önce bahsettiğimiz yedi duyu sinirlerle merkez sinir sistemine gider. İnsan vücudunun ne kadar mükemmel bir şekilde yaratılmış olduğunun daha da iyi bir şekilde tesbiti için, son yıllarda gelişen “Genetik Bilimi”nin ışığında, müfessirlerle, Tabib-i Hâzık-ı Müslimler müştereken çalışmalılar, Kur’ân-ı Kerim’de, “Ürogenital sistem ve “Genetik” ile alakalı âyet-i Kerime’ler yeniden tefsir edilmelidir. İnsan vücudunda, mükemmel işleyen bu yedi sistemden birisinde veya bir-kaçında meydana gelen bir arıza, bütünüyle vücudu etkilemektedir. Anemik bir hal ile “Kan Dolaşım” sistemindeki bir boşluk, bir arıza, öncelikle hormonal sistemi alt-üst ediyor, 2002 yılının sonlarında, ağır anemik bir rahatsızlıktan dolayı alelacele hastanaye yatırıldığımda, olağanüstü çaba sarfeden Bezm-i Âlem Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastahanesi, 2 Dahiliye Kliniği hekimleri, başta zamanın Klinik Şefi, Dahiliye Uzmanı, aynı zamanda Kardiyolog da olan Dr. Nâil Erhan Hoca olmak üzere tiroit bezi tembelliği, gud, yüksek tansiyon, trigliserid (yağlanma) gibi pekçok hastalık teşhisi koydular. Tedavisi için ellerinden geleni yaptılar. Dokuz seneden beridir de tedavî için tertip edilen ilaçları eksiksiz kullanmaktayım. Bu yıl Ramazan ayı öncesi yine anamik bir durum, vücudun muhtelif yerlerinde çok ağır seyreden tıp dilinde, CRP (Nefelemetrik veya Türbidimetrik) dedikleri iltihap... Yıllardır, kendimi, yakınlarımı ve “Merhaba” dediğim herkesi, Bezm-i Âlem Vakıf Gurebâ Eğitim ve Araştırma Hastahanesi hekimlerine emânet ettim. Başhekiminden-hastahane müdürü’ne, asistan hekimlerinden en yaşlı mütahassıslara kadar hepsinden ziyadesiyle memnun kaldım. Ne var ki, ben Anadolu yakasında oturmaktayım, Bezm-i Âlem Vakıf Gurebâ Hastahanesi ise İstanbul, Fatih Vatan Caddesi’ndedir. Evimize en yakın hastahanelerden birisi, Sağlık Bakanlığı’na bağlı, İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastahanesi’dir. –Eski Göztepe SSK Hastahanesi.-Bu Hastahane’nin dahiliye kliniklerinden birisine müracaat ettik, genç ve istikbâl va’deden bir hekim, “Muayenede, ağır bir anemik durumla karşı karşıyayız, öncelikle sebebini bulmamız gerekir, kan, idrar ve gâita tahlili yaptıralım, ayrıca bir de akciğer filmi çektirelim, ona göre tedaviye başlayalım,” dedi. Kan, idrar ve gâita tahlillerinden, akciğer filminden herhangi bir kan kayıp ve kaçağına rastlanmadı. Yalnız, vücutta aşırı derecede iltihaplanma tespit edildi. CRP’nin bir dereceye kadar düşürülmesi için antibiyotik tedavisine başlandı. Diğer taraftan, vitamin B 12 çok düşük geldi, onun için de iğne ve hap verildi. Ayrıca, hekimlerim, endoskopi ve kolonoskopiyi de zarûrî gördüler. Yapılan endoskopik ve kolonoskopik incelemede, midede 8 mm. iki adet polip, bağırsaklarda da, 4 mm. çapında bir polip alındı, patolojik tetkiklerde, mide’de “Zehirli gastrit, bağırsaklarda da, iltihap tespit edildi. Gerek ilk, endoskopik ve klonoskopik tetkik raporunu ve gerekse patolojik raporları inceleyen Dahiliye Uzmanı, Doç.Dr. Mehmet Uzunlulu, sabah erken saatlerde, hatta hastalar bile gelmeden hastahaneye geliyor, başkaları mesaiye başlayıncaya kadar hastalarının büyük bir bölümünü muayene ediyor, çok genç olmasına rağmen istikbal va’deden, Dr. Mehmet Genç, sanki sinirleri alınmış gibi müz’iç suallere ve tavırlara karşın, sükûnetle herkese cevap yetiştiriyor, herkesin derdine deva oluyor. Genç hekim, Dr. Mehmet Çelik, Gastroenteroloji Uzmanı, Uzm. Dr. Celal Ulaşoğlu ve Doç.Dr. Mehmet Uzunlulu her Türk’ün kendisini emanet edebileceği hekimler!..