BİR ÇATI ALTINDA TOPLAMIŞTIK!...
Fetin Hanı’nı kiralamakla, Sabah Gazete’sini, Ufuk Gazete’sini, Asya Gazetecilik ve Matbaacılık Limited Şirketini, Dizgi-tertip servisini, Yazıişlerini, İdareyi ve İstihbarat Servisini bir çatı altında toplamıştık. Yalınızca Sabah ve Ufuk Gazete’lerini başka matbaa’da bastırıyorduk.
Ufuk Gazete’sinin Künyesi, 05 Ocak 1972, 3. Yıl,127. Sayıya kadar, Sahibi, Fazilet Neşriyat ve Matbaacılık Anonim Şirketi adına, Hasan Arıkan, UmûmÎ Neşriyat Müdürü, Recep Çolakoğlu, Yazıişleri Müdürü, Şerafeddin Kocaman idi.
12 Ocak 1972, tarih üçüncü yıl,128 Sayılı Ufuk Gazete’sinin künyesi, Sahibi, Asya Gazetecilik Limited Şirketi adına, Mehmed Arıkan,Umûmî Neşriyat Müdürü, Mustafa Cerid, Yazıişleri Müdürü, Şerafeddin Kocaman olmuştu.
Mustafa Cerid Kardeşimiz, Benim gibi, tedrisat Sistemimizden gelmiş olmasına rağmen, üstün zekası ve kabiliyyetiiyle, çok kısa bir zaman zarfında, Gazeteciliğin bütün dallarına kısa zamanda tam bir vutufiyyet elde etmişti. Teknik serviste Sahife çiziyor, nizampaj yapıyor, bir istihbarat şefi gibi, Ajans haberlerini değerlendiriyor, başlık atıyor, manşetlere çıkarıyor, “Sapan,” serlevhalı, Ufuk ve SABAH’da,makaleler yazıyordu.Artık, Ufuk bütünüyle kendisine emanet edilmişti.
Ufuk Gazete’miz, Haftalık bir Gazete olarak, Türk Matbuat Tarihinde rekorlara imza atmişti. Henüz, çıkmadan, 5.000 bin Abonesi olan tek Gazeteydi,çıktıktan sonra,3.000’ni yurtdışı olmak üzere,20.000 Abonesi, 30... Bayi satışı olmak üzere, 50-60 bin tiraja ulaşmış, tek haftalık gazete idi. Zaman zaman, “Özel Sayılar,” Hazırladığımızda, 100.000 adet bastığımız halde bayilerde yok satıyordu.
Merhum, Şerafeddin Kocaman, Artvin- Yusufeli’nden, Üniversite tahsili için İstanbul’a gelmiş, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arap-Fars bölümünde okuyordu.İstinye Yurdumuzda kalıyordu. Uzun yıllar, Ufuk Gazete’mizin Yazıişleri Müdürlüğü mes’uliyyetini taşıdı. Daha sonraki yıllarda, Kültürbakanlığı Bünyesinde, İstanbul Bayezid Devlet Kütüphanesi Müdürlüğü yaptı.Genç yaşta beyin tümörü sebebiyle, ebediyyete intikal etmiş olup, İstanbul, Anadolu Yakası, Sahray-i Cedid Kabristanlığı’na defn’edildi. Kendisini rahmetle, minnetle ve şükranla yad eder, Rabbi’min vâsî rahmetini niyaz ederim..
Ufuk Gazete’miz, 15 Eylül 1971, üçünc yşıl, 350. Sayısına gelindiğinde, Türkiye’nin en zengin Muharrirler kadrosuna sahipti.
Her hafta Ufuk Gazete’sinde, Satıa Turar, Satıa Turan Merhume, Sultan 2. Abdülhamid Han Hazret’lerinin torunu olup, Fıransız teb’asından, Merhum, Prf.Dr. Osman Turan Hoca’mızın Merhume, Muhtereme’e zevceleri idi. Ayten Lermioğlu, Demokrat Parti 1957-1960 arası Trabzon Milletvekili, Merhum, Osman Nuri Lermioğlu’nun kızıydı. Kendisini iyi yetiştirmiş, kültürlü, mütefekkire bir Hanımdı. Daha sonraki yıllarda, Sabah Gazete’mizde bir müddet de fi’îlen, Musahhihe olarak da çalışmıştı.
Prf.Dr. Kemal Bıyıkoğlu, devrin Erzurum, Atatürk Üniversitesi Rektörü idi. Sağlam, bir Miulliyetçi- Muhafazakâr bir da’va adamıydı.C.H.P., vesâyet taraftarları, tüm sol grupların hedefindeydi. Prf.Dr. Lutfi Ülkümen, Prf. Dr. Sabahaddin Zeren, Prf.Dr. Fahreddin Tosun, Dr. Adnan Zentürk, Adnan Büyüksoy, Prf.Dr. İmre Toht, Cihad Aksoy,( MERHUM, Mehmed Arıkan Hoca’mızın kullandığı müste’âr ismiydi.) İlhan Ezik, Mustafa Cerid ve İsmail Oğuz
O devir’de bu kadar zengin bir tahrir kadrosu, hiçbir haftalık gazete’de hatta, günlük gazetelerde bulunmuyordu. Bizim Gazete’lerimizde yazı yazanlar, hehangi kısıtlamaya muhatab olmazlar, Miullî VE dİNÎ hassasiyyetlerimiz dışında tam bir fikir hürriyeti içinde fikirlerini açıkca yazabiliyorlardı.Hak ekttikleri te’lif ücretleri de zamanında ve tam olarak ödeniyordu. Elbetteki, “Ma’rifet iltifata tabi’idir.”